Tanju Akıncıoğlu
Trabzon'da Şok üstüne Şok
Trabzon’da son günlerde şok üstüne şok yaşanmaya devam ediyor.
Trabzon için olmazsa olmaz projelerden bir tanesi olan “Lojistik Merkez” Rize’ye kaydırılırken, yine Trabzon’un uzun yıllardan beri uğraş verdiği Demiryolu projesi 2014 bütçesinde yer almadı. Proje 2014 bütçesinde yer almadığı gibi 2016-2017 yılı bütçesine bırakıldı.
Yani akıbeti meçhul.
Olaya siyaseten bakmayıp sadece Trabzon’un ekonomide hak ettiği yeri alması fikrini savunan Trabzonlularda eli kolu bağlı kaldı.
Trabzon’da çarpık yapılaşma, şehir içini köy meydanı görüntüsüne döndüren trafik, yıllardan beri geldiği söylenip hala şehrin parmakla sayılacak yerlerinde kullanılan doğalgaz ve bunun sonucu olarak da ısınmak için hala kömür kullanılıyor olması Trabzonluyu kömür kokulu ve puslu bir havayla yaşamaya mahkum ediyor.
Uzun zamandır Trabzon’un alt yapı çalışmalarını başlattığı Lojistik Merkez’in Rize İyidere’ye kaydırılışının Türkiye’yi yeniden İmar ettiği iddia edilen Trabzonlu Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fikri etrafında birleştik ve Rize İyidere'de kurulacak lojistik merkezin oluşması için çalışıyoruz" sözleriyle açıklaması Trabzon’da şok etkisi yarattı.
Oysaki Bakan Erdoğan bu açıklamadan sadece 2 gün önce Yani 15 Ekim 2013 günü ''Lojistik merkez projemiz de demiryolu planımız da hep daha büyük ve daha modern bir Trabzon içindir" ifadelerini kullanmıştı.
Bakan’ın söylemiyle Trabzon’u daha modern hale getirecek bu 2 projede ortadan kalktığına göre, Trabzon büyük bir köyü andıran yapısı ve trafiği ile yaşamaya devam edecek.
Ekonımi ise zaten hiç olmadı ki.
Yıllardan beri tek Fabrika Çimento fabrikasıydı, o da Trabzon’un göbeğinde bir çirkinlik abidesi olarak varlığını sürdürüyor.
Hem de şehrin ekonomisine hiçbir faydası olmadan.
Trabzonlu unutuyor, bırakın bir sene önce kendisine yapılan haksızlıkları, dün kendine yapılanları unutuyor.
Öyle demiryoluymuş, hafif raylı sistemmiş, trafik karmaşasıymış, sözü 2007’de verilen Akyazı’nın hala bitirilmeyişiymiş, çalınan kupasının üzerine siyasi komplolar yapılıp ince ayar çekilmesiymiş ve buna benzer bir çok şey daha umurunda olmuyor.
O an biraz tepki veriyor,
Sonrada unutuyoruz.
Siyasetçi ise unutmuyor, çocukluğunda kendisine elbise diken terzinin dükkanını, çevredeki iş yerlerini dahi hatırlıyor.
Onun için onlar zeki ve pratik zeka oluyor.
Peki bu durumda, her yapılan haksızlığı,
verilen her sözü unutan bizler ne oluyoruz.
Onu da siz söyleyin.
Kalın Sağlıcakla