Turgay Beşyıldız
Zirveler hep rüzgarlı olur
Haftayı Sivas ve Başakşehir'in galip, Fenerbahçe'nin beraberlikle kapatması, haliyle bu maçın önemini arttırmıştı.
Konuk ekip tribünleri dahil, ful tribünlere oynanan karşılaşmada, her iki cepheden Babel ve Parmak cezalıydı. Ayrıca her iki takımın önemli sakat oyuncuları vardı. Haftalar sonra Ekuban ve Sturridge Trabzonspor'da 21 kişilik kadrodaydı.
Yağmurlu bir hava ve ıslak bir zeminde oynanan karşılaşmanın ilk yarısı, genelde orta alanda kabul gördü. Birbirlerini yoklama ile geçti. Bu yarıda kaçan net gol pozisyonu dahi, yoktu diyebilirim.
Ömer Bayram'ın Pereira'nın ensesine hafif şamarı, Ömer sarı kartı yiyerek geçti.
Hafta içinde Avrupa kupalarında boy gösteren her iki takımda, birbirlerinden çekindiklerini ve saygılarını her halleriyle belli etti. Özellikle oyunun ikinci yarısında karşılaşmaya renk geldi. İlk gol kokan pozisyon, Galatasaray adına jimmy Durmaz'dan geldi. Durmaz'ın topunu gol çizgisinden son anda Hüseyin çıkardı.
Sosa'nın serbest atışına iyi yükselen Sörloth, kafa ile takımını öne geçirdiysede, bu golden sonra yakaladığı 4 net gol pozisyonunu da cömertçe harcaması, kuzeyin kralına yakışmadı. Ayrıca Wakayeme'ninde kaçırdığı gol hala aklımda. Trabzonspor, belkide farkı bulacak iken, puanları paylaşarak sahadan ayrıldı.
Konuk ekibin Jimmy Durmaz, Seri ve Emre Mor'u oyunun ilerleyen dakikalarında oyuna koyması, sarı kırmızılılara hareket getirirken, beklediğim Brugge maçı yorgunluğunu üzerlerinde göremedim. Bordo mavili takımdan daha diri kaldılar ve tahmin ettiğim gibi asla oyundan düşmediler diyebilirim.
***
Tek gollü mağlubiyet skorunu kabullenmeyen Galatasaray, son dakikalarda 9 kişi ile defansa yatan ev sahibi önünde, geliyorum denilen beraberlik golünü son dakikada Nagatomo ile buldu.
İkinci yarıda, sakatlıktan kurtulup haftalar sonra oyuna giren Ekuban, henüz hazır değil ama olacak. Yusuf Sarı'nın yerine oyuna giren Doğan ile orta sahayı kalabalık tutup, kontra topla hücumu düşünen Ünal hoca bunda başarısız olmadı. Yalnız galip durumdayken rakibe önde bassaydı kendi yarı alanında çok sıkıntı olmazdı. Eğer Sörloth attığı golden sonra yakaladığı net 4 gol pozisyonundan birini değerlendirseydi, farklı şeyler olabilirdi.
Bu futbol, 90. dakika da atmakta var, yemekte. Trabzonspor lig yarışına zirve grubunda devam ediyor.
Son paragrafımda maçın sonunda, Galatasaray yedek kulübesinin tam arkasındaki tribünlerden, 6-7 tane bordo mavili taraftarın, itişe kalkışa göz altına alınmasıyla ilgili. Sebep olan ve ortamı tahrik edip gerdiği iddia edilen, üstünde Spor Şubesi yazılı yelek giyen, beyaz saçlı polis memuru arkadaşa; Galatasaraylı yada herhangi bir takımın da sempatizanı da olabilirsiniz, sıkıntı yok ama 90.dakikada beklenmeyen bir gol yiyen bir takımın, taraftarlarının o andaki psikolojisini, ruh halini bilmediğiniz bellli. Ortamı germeden yatıştırsaydın, 6-7 tane bordo mavili taraftar ile polis karşı karşıya gelmez, küfür ettiler diye göz altına alınmazdı. Ben olsam, Trabzon'a yeni gelen il Emniyet müdürü Metin Alper'in yerinde, yarından itibaren sizi spor şubesinden alıp, başka bir şubeye transfer ederdim. İnanıyorum ki, yeni şubenizde daha faydalı, daha olumlu katkınız olur.