İKTİDAR PARTİSİNİN AĞIRLIĞI BATI’DA!
Uzun yıllardır, iktidar partisinin Trabzon’daki ağırlığı şehrin doğu ilçelerinde olur, iktidar partisi milletvekilleri merkez ve doğu ilçeleri kökenli seçilirdi.
1 Kasım seçiminde tersi oldu, tek başına hükümeti kurma başarısını gösteren AK Parti üç milletvekilini batı ilçelerinden çıkarırken, iki milletvekili doğu ilçelerine kaldı.
İktidar partisi AK Parti merkez Ortahisar İlçesi’nden milletvekili çıkaramadı.
AK Parti’nin Trabzon’da ilçelere dağılımı şu şekilde:
Muhammet Balta-Vakfıkebir, Adnan Günnar-Akçaabat- Salih Cora-Tonya gördüğünüz gibi vekillerin üçü de batı ilçelerinden.
Süleyman Soylu-Of, Ayşe Sula Köseoğlu-Maçka ve Çaykara’yı temsil ediyor.
“TARTIŞMANIN ADRESİ GENEL MERKEZ” 2. SAYFADA
TARTIŞMANIN ADRESİ GENEL MERKEZ
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ile eski vekil Volkan Canalioğlu arasında basın üzerinden başlayan tartışmanın fitilini kimin ateşlediği belli olmamakla birlikte, bu tartışmanın nasıl sonuçlanacağı da belli değil.
Pekşen Milletvekili, Canalioğlu ise Parti Meclisi Üyesi.
İkisinin de parti içindeki kulvarları farklı.
Canalioğlu aday gösterilmediği için 7 Haziran seçiminde olduğu gibi 1 Kasım seçiminde de partisine çalışmadığı aşikâr.
Pekşen 7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım’da da milletvekili seçilmiştir.
Dolayısıyla, Canalioğlu’nun seçim çalışmaması yapmayışını Trabzon’da kamuoyu önünde tartışmaya açacağına parti genel merkezine taşıyıp orada masaya yatırması lazım.
Bugün partide Pekşen’in borusu öter, ancak bu siyasettir yarın kimin borusu öteceği belli değil.
“MHP’NİN SORUNU”3. SAYFADA
MHP’NİN SORUNU
1 Kasım seçiminin birinci derecedeki kaybedeni MHP.
Aslında muhalefetin tümü kaybetti.
Ancak, MHP’de tahribat daha fazla.
Devlet Bahçeli 7 Haziran genel seçiminden sonra havaya girdi, hezeyana kapıldı ve yanlışlar yaptı.
Seçmen de Bahçeli’yi bir sonraki seçim, 1 Kasım’da cezalandırdı.
Buna rağmen Bahçeli söylemlerinde geri adım atmıyor.
7 Haziran seçiminden sonra takındığım tavrı, bugün de olsa takınırım bu benim ilkelerim bunu gerektirdiğini söylüyor.
MHP’ye geleneksel olarak bağlı olan ülkücü taban Devlet Bahçeli’nin bu tu tutumunu benimsemiyor fakat Bahçeli geri adım atmıyor.
“YOL GÖRÜNDÜ!” 4. SAYFADA
YOL GÖRÜNDÜ!
Trabzonspor Kulüp Başkanlığı görevine yetersiz ve hazırlıksız gelen İbrahim Hacıosmanoğlu’nun, kulübe daha fazla zarar vermeden yetkilerinin sandıkta elinden alınması lazım.
Yaptığı icraatları camiada beğenen kimse yok.
Bir yandan Trabzonspor’un borcunu yapmış olduğu anlamsız transferlerle yükseltirken, kulübe itibar kaybettirmeye devam etti.
Yönetiminde kalan insanlardan biri çıkıp da kendisini yola getirmek için uğraş vermedi, yönetim kurulundan o kadar insanlar hep kişisel beklentileri yüzünden ayrıldılar, Trabzonspor menfaati bu yapılanları gerektirmiyor diyerek Hacıosmanoğlu’na hesap soran olmadı, bildiğini okudu.
Yargıtay’ın verdiği kongre kararının ardından Hacıosmanoğlu’na yol görünmüştü.
Gaziantep maçından sonra karşılaşmanın hakemlerine karşı uyguladığı şiddetten ötürü aldığı ceza da Hacıosmanoğlu’nun sonunun gelmesine katkı yaptı.
Trabzonspor önümüzdeki günlerde kongreye gidecek, bu kongrede fazla başkan adayı çıkmamalı, camia bölünmemeli, sorumluluk duyan üyeler kulübe sahip çıkma adına, yakışır bir yönetim biçiminde birleşmesini bilmelidir.
“KAÇAMAK TAVIR OLMAMALI!” 5. SAYFADA
KAÇAMAK TAVIR OLMAMALI!
AK Parti Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu yaptığı açıklamasında, biz Trabzonspor’a kongre aşamasında karışmayız, kimin başkan adayı olması ve seçilmesi bizi ilgilendirmez, seçime etkimiz olmaz.
Bizim görevimiz kongre yapıldıktan sonra başlar, seçilen başkan ve yönetim kim olursa olsun, bu ekibe destek oluruz, Trabzonspor’un sırtının yere değmesine, müsaade etmeyiz diyor.
Kamuoyuna bu şekilde mesaj veriliyor ancak perde arkasından Haciosmanoğlu’na verdikleri destek biliniyor.
İktidar partisi mensupları Trabzonspor’un kongre aşamasında şeffaf olmalı, bordo mavili renklere gerçekten bağlı olanlar, yönetime aday olacak ekipler arasında objektif değerlendirme yaparak, kulüp menfaatleri tarafında tavır koymalıdırlar.
Yoksa Milletvekili Soylu’nun tamamen soyut ifadeleri gibi kaçamak yapmanın anlamı yok!