HACIOSMANOĞLU’NA TERAPİ GEREK
Trabzonspor defansı Beşiktaş karşısında yapılan defans hataları sonucu tel tel döküldü.
Defansın orta göbeği adeta kevgire döndü.
En geride görev yapan kaleci Fatih, Onur’un sakatlanmasının ardından, kaleyi doldurup şefinin yerini dolduramadı.
Sezon başından beri defans çok kötü görüntü veriyordu ama defansın hatalarını Onur Recep Kıvrak kapatıyordu.
Keleci Fatih ilk kez yabancı futbolcularla birlikte kalesinde görev yapıyor, anlaşamama gibi bir dezavantajı var.
Defansın vazgeçilmez ismi şu an itibarıyla kadro dışı bırakılan Mustafa Yumlu olmalı.
Yumlu, Başkan Hacıosmanoğlu’nun kişisel komple teorilerine kurban edilerek kadro dışı bırakıldı.
Hacıosmanoğlu’nun komple teorilerinden kurtulması imkansız değil.
Öncelikle bir uzman doktora gidip tedavi olacak Başkan, ondan sonra belki takımı seyrederken daha rahat izlenim edinir de Mustafa Yumlu ile Zeki Yavru’yu kadro dışı bırakmakta ne kadar büyük hata yaptığını anlar.
Ya da Hacıosmanoğlu Beşiktaş-Trabzon derbi maçının kasetini defalarca izleyecek, maçta hata yapanları özümseyecek ve Mustafa Yumlu ile Zeki Yavru’ya ne kadar haksızlık yaptığını anlayacak.
KUŞ KAFESİNDE HASIR BİLEZİK
Trabzonspor Sicil Kurulu Başkanı Tayfun Sezeroğlu bir koltukta birçok karpuz taşıyan şehrin renkli simalarından biridir.
Asıl mesleği eczacılık olmasına rağmen baba mesleği olan kuyumculuğa merak sarmıştır, ta ki öğrencilik dönemlerinden beri kuyumculuk mesleğini ara vermeden devam ettirmektedir.
Gençlik yıllarında İstanbul Kapalıçarşı’da da kuyumcu dükkanları olan ve bu dükkanın başında olan Tayfun Sezeroğlu, kendisine Trabzon’dan gönderilen hasır bilezikleri satmakta bayağı sıkıntı çekmiştir.
Günlerden birinde merhum Vehbi Koç’un eşi Trabzon hasır bileziği satıldığını duyunca Tayfun Sezer’in kuyumcu dükkanına gider, hasır bilezikleri inceler ve içlerinden birine talip olur.
Fiyatını sorduğunda Sezeroğlu 350 TL der.
Merhume Koç’da yanındaki danışmanlarından birine 300 lira verin der alışveriş gerçekleşir.
Sezeroğlu ilk hasır bileziğini hem de Vehbi Koç’un hanımına satmıştır ama içine de pek sinmemiştir.
Akşam durumu amcasına anlatır, amcası da kendisine destek verince rahatlar.
Bu kez müşterisi dönemin ünlü sanatçılarından Semiramis Pekkan’dır.
Semiramis Pekkan, magazin basını ordusuyla alışverişe gelir, bir adet Trabzon hasır bileziği alır ama bir şartı vardır.
Hasır bileziği kuş kafesinde ister.
Sezeroğlu’da dönemin ünlü sanatçısının talebini kırmaz ve hemen bir kuş kafesi satın alır hasırı da içine yerleştirir.
Kuş kafesindeki hasır bilezik o günden sonra magazin basının gündeminden düşmez, Sezeroğlu’nun Kapalıçarşı’daki kuyumcu dükkanının işleri de açılmış.
SPOR ADAMLARI SİYASETTE BAŞARILI OLUYOR
Trabzon’u seven ve şehrin her türlü meselelerine karşı duyarlı olan insanlar vardır.
Bu insanlardan biri de Harita Mühendisi Suat Atay’dır.
Volkan Canalioğlu döneminde Trabzon Belediye Meclis Üyeliği, komisyon başkanlığı ve Trabel yönetim kurulu başkanlığı görevlerinde bulunan Atay aynı zamanda sporcu kişiliğe sahiptir.
Trabzon’a hizmet yapan sporculuk geçmişi olan siyasetçilere de sahip çıkmasıyla bilinir.
Futbolculuktan gelen, Milletvekili, eski bakan Faruk Özak, Milletvekili Volkan Canalioğlu ve eski belediye başkanı Atay Aktuğ’un Trabzon’a çok önemli hizmetleri olduğunu vurgulayarak, gençlere spor yapın ardından da siyasete girin çağrısında bulunup yol gösteriyor.
ÖZAK, HANGİ PARTİNİN DAVETİNİ KABUL ETTİ?
Milletvekili ve eski bakanlarımızdan Faruk Özak’ın, siyasete girmesi yönünde kendisine sürekli tekliflerin geldiğini bilmeyen yoktur.
Özak kendisine gelen milletvekili ve belediye başkan adaylığı tekliflerini, merhum babası Hacı Haydar Hafız’ın vasiyeti var diyerek siyasete girmeye bir türlü evet dememiştir.
Özak’ın siyasi tekliflere uzak durması çokları tarafından AK Parti’nin kuruluşunda almış olduğu milletvekilimiz ol davetine kadar devam ettiği biliniyor ancak, AK Parti’den önce de Özak’ın evet dediği konuşuluyor.
1995 genel seçiminde dönemin Fazilet Partisi merhum Erbakan’ın öncülüğünde genel seçime hazırlanıyor.
Trabzon’da bir grup Fazilet Partisi önderi toplanmış ve Faruk Özak’a gitmiş, milletvekili adaylığı teklif etmişler.
Özak, bu teklife olmaz dememiş, sıralamanın şu yerinde olursam evet dediğini öğreniyoruz.
Fazilet heyeti Özak’ın şartlarına evet demiş, ancak merhum Erbakan siz nasıl sıralamada yer verirsiniz diyerek, fazilet heyetini fırçalamış.
Dolayısıyla, Özak’ın milletvekilliği 3 Kasım 2002 seçimlerine, Tayyip Erdoğan’ın AK Partisi dönemine nasip olmuş.