TRABZON VALİSİ YÜCEL YAVUZ VE DİYALOĞLARI
Trabzon Valisi Yücel Yavuz dün akşam meydanda demokrasi için toplanan kalabalığın içine girdi.
Samimi diyaloglar yaşandı.
Halkla devlet arasında müthiş bir sinerji oluştu.
Vatandaşların, abilerin ablaların hepsiyle göz teması kuran Vali Yücel Yavuz, ilk geldiği sert imajının tam tersini gösterdi; devletin şefkatli yüzünü.
Yaşlı amcaların 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili sorularını da yanıtsız bırakmadı.
Teyzelerle nenelerle konuştu.
Sonra ilçe kaymakamları ile birlikte oturdu.
Yanına gelenlerle sohbet etti.
Gitmedi, bırakmadı.
Göstermelik değildi.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı stantta halka simit dağıttı.
Dün akşam bir de konuşma yaptı.
Herkes çok sert dinlemez bir vali tipi diye imaj çiziyordu.
Ama Vali Yücel Yavuz 15 Temmuz’daki duruşu ve sonrasındaki yüzüyle şu ana kadar devlet adamlığının uslübünü çok güzel gösterdi.
KTÜ’DE REKTÖRLÜK SEÇİMLERİ TEKRAR EDİLSİN ÖNERİSİ VE POLEMİĞİ
KTÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya dün inanılmaz bir çıkış yaptı.
Haber ajanslarına röportaj verdi çok sert açıklamalarda bulundu.
Neler dedi Başkaya..
Bir kaçını derledik.
One çıkanları ve en fazla yorumlananları mesela..
Diyorki; “
Alenen Sayın Cumhurbaşkanımıza küfredenler yıllardır el üstünde tutuluyorlar ve ortalıkla cirit atıyorlar. Bu soruşturmalarda da aktif roldeler. Ancak bilsinler ki peşlerini bırakmayacağım. “
Diyorki;
"Kuzuyu kurda teslim etmişler. Bugün, görev yaptığım Orman Fakültesi'nden bildiğim ve gördüğüm kadarıyla, hain FETÖ'cü diye açığa alınanlardan olayların tamamen dışındaki bazı arkadaşların veya soruşturulan arkadaşların fakültedeki birkaç şahsiyetsiz ve menfaatçi akademisyen tarafından bile bile kasten soruşturma listelerine sokulduklarını görmekteyiz.”
Diyorki;
“Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde yapılan Rektörlük seçimleri yenilenmelidir. Hain 15 Temmuz Darbe girişiminden üç gün önce yapılan Rektörlük seçimleri hain FETÖ'cülerin süreci yönettiği bir seçim olmuştur. Her iki aday da kamuoyu önünde ise birbirini hain FETÖ'cülerin desteğini alan tek taraf olarak suçlamaya çalışmışlardır. Üniversite genelinde çok az sayıda olan AK Partili akademisyenler bir şekilde sindirilmiş, bastırılmıştır. Her iki adayın da arkasında ve yakın çevresinde hain FETÖ'cülerin olduğu muhakkaktır. Zira bugünlerde iyice içyüzünü öğrenmeye başladığımız hain FETÖ'cülerin tek bir adayın ardına dizilmeyecek kadar aptal olmadıkları ortadadır. Her iki aday da hain FETÖ'cülerin desteğini ve oylarını almadıklarını söyleyemezler?"
Diyorki;
“
Bugün gelinen noktada, rektör atamaları ertelendi.
Ancak bu yeterli değildir, seçimler de yenilenmelidir. Hain 15 Temmuz Darbe girişimi sonrasında YÖK talimatıyla üniversitede yürütülen hain FETÖ soruşturması kapsamında açığa alma ve gözaltına almalar şeklinde bir süreç devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız hain FETÖ ile ilgili olarak tek başına onca zamandır çırpınıp dururken, yerinden kıpırdamayanlar bugün hain FETÖ'cü avına çıkmışlar ve ne hazindir ki bu çalışmayı kendileri ve etraflarındaki AK Parti ve muhafazakar düşmanlarıyla yürütmektedirler. Normalde, öğrencilerimizin bilmemesi için sürekli gizlemeye çalışsak da, artık saklayacak bir şey yok. Bizi bilen AK Partili olarak bilir. Evet biz AK Partiliyiz ve bununla da gurur duyuyoruz. Ancak, yaklaşık bin 50 öğretim üyesinin bulunduğu KTÜ'de her taşın altına baksanız toplamda 200 kişiden fazla AK Partili Öğretim Üyesi bulmanız mümkün değildir. Senatoda görevli bütün akademisyenler de istifa etmelidir. Bu iş sadece dekanlarla sınırlı tutulmamalıdır. Dün olduğu gibi bugün de üniversite içindeki akademisyenlerin yüzde 80'inin şikayet ettiği hükümet tarafından değil, herkesin bildiği milliyetçi geçinen bir kesim tarafından yönetilmektedir. Bunu bir kesimi hedef göstermek için söylemiyorum. Ancak maalasef akademik başarı, liyakat, hak etme gibi kavramların yıllardır göz önünde bulundurulmadığı bir üniversiteyiz. Görevini layıkıyla yapan küçük bir azınlığın dışında herkes koltuk, makam ve mevkii peşindedir. Bu durum dün de böyleydi, bugün de böyle..”
Başkaya böyle savurdu.
İsim vermeye ne zaman başlar?
Önerisine katılıyoruz tekrar edilsin rektörlük seçimleri ama eğer bu kadar cesursa kendi fakültesinden isim vermeye de başlasın o zaman..
O ki bu kadar biliyor..
HASAN DİLEKOĞLU ŞİMDİ NE YAPACAK?
Bir ara hatırlar mısınız bilmiyorum Ak Parti’de ‘paralel operasyonlar neden yapılmıyor?’ isyanı yükselmişti.
Hani yönetici Hasan Dilekoğlu Trabzon’da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın karşısına dikilip, şikayette bulunmuştu.
Sonra sosyal medya hesabından ve diğer tüm iletişim argümanlarından Trabzon’da paralel operasyonların neden yapılamadığını yada yapılmadığını eleştirmişti.
O aralar diğer illerde üstüne gidildiği halde Trabzon’da sessizlik hakimdi.
Şu anda biraz biraz inlerine girildi.
Dün karşılaştık.
Espri yollu takıldık.
Gülümsedi.
Yüzünde haklı bir tebessüm vardı.
Herhalde bazı şeyler yeni yeni başlıyor.
Yeni yeni üzerine gidiliyor.
O sussada biz vücut dilinden bu mesajı aldık.
ŞİKE TARTIŞMASI VE DARBE GİRİŞİMİ
. Şik
. Darbe girişimi sonrası yapılan operasyonların içinden sanki şikeciler aklanmaya çalışılıyor.
. Kamuoyunda öyle bir hava estiriliyor.
. CNN Türk Tarafsız Bölge programında bir konuk, “FETÖ’ya ilk karşı duran Fenerbahçe’dir” bile diyebildi.
. Bu algı şu anda yayılmaya çalışılıyor.
. Trabzonspor Hukuk Kurulu’nda görev alan avukatlardan Hakan Orhan bunlar güzel cevap verdi.
. Orhan şunu söyledi;”
. DARBE GİRİŞİMİ ŞİKECİLERİ KURTAR(A)MAZ : Ergenekon, Balyoz, Odatv gibi davalar kurgulanmış, maksatlı ve sahte delili bol olan SİYASİ nitelikli davalardır. (bu durumu, o davalar ilk ortaya çıktığında da söylüyorduk!) Şike davası ise tüm delilleri gerçek olan, telefon
. konuşmaları sanıklara ait olan ADİ nitelikli bir davadır. Ergenekon, Balyoz gibi davalar hakkında Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali" kararı vardır. Şike konusunda ise Spor Tahkim Mahkemesi'nin (CAS) ve İsviçre Federal Mahkemesi'nin UEFA'nın var dediği şikeyi onaylayan eden kararları vardır. Ergenekon, Balyoz gibi davalarda Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararından sonra yapılan yeniden yargılamalarda "delillerin sahte olduğuna, sanıklara kumpas kurulduğuna" karar verilmiş ve tüm sanıklar beraat etmiştir. Şike davasında ise delillerin sahte olduğuna dair bırakın tespiti, iddia bile ortaya atılamamış, kumpas iddiaları reddedilmiş, gerçek olan tapeler delil sayılmayarak tüm sanıklar beraat ettirilmiştir. Siyasi davalarla (ergenekon, balyoz, odatv) adi davaların (şike davası) soruşturma ve yargılamasının aynı ekip tarafından yapılmış olması şikecileri kurtarmaz. Aynı savcılar ve hakimler onlarca başka soruşturmalar ve davalara (uyuşturucu çeteleri, fuhuş çeteleri gibi) bakmışlar, hüküm vermişlerdir. Ayrıca, ŞİKE meselesinin cezai tarafından çok sportif tarafı bizi daha çok ilgilendirmektedir. Yukarıda belirttiğimiz üzere sportif yargının en üst mercii "ŞİKE VAR" demiştir. Daha da üstü yoktur”
. Ayrıca şunu da ekledi; “Şike davasından dolayı hakkında dava açılan (açılabilen) hiçbir hakim-savcı yok”
Birde biz bir ekleme yapalım.
Yine CNN Türk Ahmet Hakan’a gelsin hem de..
Ahmet Hakan’ın programına katılan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ne demişti;” Ben bunun cemaat tarafından yapıldığını düşünmüyorum”
Yeterli olur umarım!
Bırakın şikecileri Türk futbolunu mahvedenleri savunmayı artık.
Komik oluyorsunuz.