Türkiye'nin uzaydaki ilk insanlı görevi, bilimsel deneylerle tarihe geçti. Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü'nden Dr. Berat Haznedaroğlu liderliğindeki "UzMAn" projesi, mikroalglerin karbondioksiti oksijene dönüştürme kabiliyetlerini uzay ortamında test etti. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) gerçekleştirilen bu deney, Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı tarafından yürütüldü ve geçtiğimiz hafta dünyaya ulaşan örnekler üzerinde yapılan ilk incelemeler, alglerin yerçekimsiz ortamda olağanüstü bir performans sergilediğini ortaya koydu.
Deneyin bulguları, mikroalglerin kapalı uzay ortamlarında yaşam destek sistemlerinin geliştirilmesinde kritik bir rol oynayabileceğini gösterdi. İlk sonuçlar, alglerin yerçekimsiz ortamda, normalden 3 ila 5 kat daha fazla karbondioksiti oksijene dönüştürebildiğini belirledi. Bu, uzun süreli uzay görevleri için astronotların oksijen ihtiyacını karşılamada yeni bir yöntem sunuyor.
UzMAn deneyi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK MAM) ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nden sekiz bilim insanının katılımıyla gerçekleştirildi. Deneyde, kutuplardan izole edilen iki mikroalg türü ve hem tatlı hem de tuzlu suda yaşayabilen bir tür dahil olmak üzere üç farklı mikroalg türü üzerinde çalışıldı.
Projede, mikroalglerin korunması için özel bir solüsyon kullanıldı ve algler soğuk zincir yöntemiyle dünyaya getirildi. Deney için hazırlanan mikroalg reaktörlerinin minyatür versiyonları, NASA laboratuvarlarında ve sonrasında Axiom ile SpaceX temsilcilerine teslim edilmeden önce son hazırlıklarını tamamladı.
Deneyin sonuçları, mikroalglerin sadece oksijen üretiminde değil, aynı zamanda fonksiyonel gıda üretimi için de kullanılabileceğini gösterdi. Algler, antioksidanlar, Omega-3 yağ asitleri ve vitaminler açısından zengin, böylece astronotların enerji ihtiyacını karşılayabilecek ve bağışıklık sistemini güçlendirebilecek besinleri sağlayabilir.
Dr. Haznedaroğlu'nun vurguladığı gibi, bu deneyin sonuçları, uzayda sürdürülebilir yaşam destek sistemleri geliştirmede mikroalglerin potansiyelini ortaya koyuyor. Bu bulgular, Ay ve Mars gibi uzak görevlerde, mekanik sistemlerin arızalanması durumunda hayati öneme sahip olabilir. Ayrıca, uzaydaki diğer bitkiler için gübre olarak veya hayvan yemi olarak kullanılma potansiyelleri de dahil olmak üzere, mikroalglerin çeşitli ticari uygulamalar için nasıl değerlendirilebileceğine dair önemli veriler sağlıyor.