İzmit'te, 54 yıldır terzilik yapan Fikri Alkan (70), fabrikasyon ürünlerin çoğalmasıyla birlikte terzilerin işlerinin azaldığını söyledi.
İzmit Ömerağa Mahallesi'ndeki bir pasajın içerisinde terzilik yapan Fikri Alkan, terziliğe 16 yaşındayken Artvin'de başladı. Ekonomik şartlardan dolayı okuyamayıp, terzilik yaparak notları kendisinden iyi olan ağabeyini okuttuğunu söyleyen Alkan, 18 yaşında ise İzmit'e yerleşerek burada mesleğini sürdürdüğünü söyledi. Geçmişte bayram zamanları dikiş makinesinin başında uyuduğunu söyleyen Alkan, fabrikasyon ürünlerin yaygınlaşmasıyla birlikte el işçiliği yapan terzilere olan rağbetin de azaldığını söyledi. Yeni yetişen terzilerin bir çoğunun ufak tadilat işleri dışında terziliğin ince işlerini yapamadığını da sözlerine ekleyen Fikri Alkan, terzilik mesleğinin geleceğinden endişe duyduğunu belirtti.
Çocukluk yıllarında yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan ötürü terziliğe başladığını anlatan Fikri Alkan, "1949 Artvin Ardanuş Karlıköy doğumluyum. İlkokulu köyümde okuduktan sonra ortaokula Ardanuş'ta başladım. Ortaokulun 2'nci sınıfında kaçtım ve mesleğe girdim. Terzilik mesleğinde 1 sene çalıştıktan sonra kendim dükkan açmaya mecbur kaldım. O dükkanı açarken doğru dürüst hiçbir şey bilmiyordum ama açmaya mecburdum. Çünkü ağabeyim öğretmen okulunda okuyordu ve onu okutmak mecburiyetindeydim. Dükkanı açtım. Babamız başımızda olmadığı için ağabeyimi okutmaya mecburdum. Bir annemiz vardı, o da gariban bir kadındı. Köyde başkalarının işlerini yaparak bizi okutmaya çalışıyordu. Ya ağabeyim ya da ben okumayacaktık. Onun dersleri iyi olduğu için ben terziliğe girerek onu okuttum. Ağabeyim öğretmen oldu" dedi.
Eskiden terzilerin fazla mesai yapmaktan dikiş makinesinin başında uyuduğunu anlatan Terzi Alkan, "Geçmişteki durumum çok iyiydi. Öyle işler yapardık ki. Mesela, takım elbiseler yapardık, herkes sıraya girerdi. Provalar için gün verirdik. Ramazan aylarında makinelerimizin başında uyurduk. Ramazan, Kurban bayramlarında eve gitmek yok. Ramazan'da 1 ay makinenin başında uyursun. Eve gidip biraz yıkanıp, temizlenip gelip yeniden başlarsın. Ama o günden bugüne çok şey değişti. Şu anda piyasada bizden sonra terzi bulmak çok zor. Çünkü artık herkes fabrikalarda çalışmak istiyor. Kimse terzilik istemiyor. Bizim yanımızdan ayrılıp da dükkan açan çok oldu. Varsa yoksa paça. Paça yapmayı biliyorlar sadece. Ona 'Bir pantolon kes' desen yapamaz. Kesmesi mümkün değil. Bizden sonra terzilik ne olacak hiç bilmiyorum" diye konuştu.
Terzilere olan rağbetin azaldığını ifade eden Fikri Alkan, "Eskiden her şeyi iğne ile yapardık. Mesela bir ceketi meydana getirmek için 3 bin 500 tane iğne sallarsın. Ama şimdi öyle bir şey yok. Şimdi her şey konfeksiyon üzerine. Şu anda yine kıl tela işler yapıyoruz, ama tabii şimdi biraz daha modern yapıyoruz. O zamanlar daha çok el işi yapıyorduk. El işine rağbet çoktu. Şimdi biraz daha makine işi, modern yapıyoruz. Eskiden 3 ay, 5 ay, 6 ay sonrasına prova günleri verirdik. İşler çok yoğundu, yapamıyorduk. Şimdi ise o işlerin olması mümkün değil. Şimdi de ceket dikiyorum, pantolon dikiyorum. Ama bu siparişler ayda veya 2 ayda, 1 ya da 2 tane bile sipariş gelmiyor" diye konuştu.