Amerika basınında hamsi

Amerika’da yayın yapan Dünyaca bilinen “New York Times” son yazısında Karadeniz Hamsisini yazdı. Sık sık başımıza gelen bir haldir. Elinizde bulunanın farkında değilsinizdir. Bir kenarda tutuyor olmak hali. Bazen bu ahvalde zaman akar gider. Günler, hafta

Amerika’da yayın yapan Dünyaca bilinen “New York Times” son yazısında Karadeniz Hamsisini yazdı.

 

Sık sık başımıza gelen bir haldir. Elinizde bulunanın farkında değilsinizdir. Bir kenarda tutuyor olmak hali. Bazen bu ahvalde zaman akar gider. Günler, haftalar, aylar, hatta yıllar... İşin eğlencelisi de şudur: Ara sıra, kendi uhdenizde bulundurup da kayda almadığınızı bir başka mahfelde görüp de imrendiğiniz vakadır. “Eğlenceli” demiştik ama kim bilir, bazen acıklı olabilir... Bu “kış uykusu” ne zaman, nasıl biter? İşte orası belli olmaz. Ama çoğu zaman şöyle: Bir başkası çıkar, sizin elinizdeki hazineyle ilgili beyanda bulunur. “Ey âlem” der, “Hele şuraya bir bakın! Duyduk duymadık” demeyesiniz. İşte o an sizin için de duyma ve uyanma saatidir.
 
“Nereden çıktı, bu kadar laf” diye soracaksınız. Diyelim: 2012 yılının son haftasında New York Times Gazetesi’nde bir yazı çıktı. Tam sayfa. Bilenler bilmekte, ama yine de ekleyelim. NYT dünyanın belki de en etkili gazetesi. Neredeyse her konudaki ağırlığı küresel ölçekte. İşte belki de bunun içindir ki, normal şartlarda bizlerin kendi gazetemizde yazmamızın çok isabetli olamayacağı konuları, ele alıp işleyebiliyorlar. Neden? Çünkü, birincisi kendilerini yetkin görmedeler, ikincisi okuyucu yelpazesi bunu onlardan talep etmekte. 
 
Gelelim New York Times’ın 2012 sonu yazısına: “Türkiye’nin Karadeniz sahilindeki ançuezlerin peşinde.” Anladınız elbette. Hamsiden söz etmedeler. Ançuez, küresel tat avcılarının gözde hedeflerinden. Açıkçası ben de bu “fan club” üyelerindenim. Bu nedenle “Chasing Anchovies on Turkey’s Black Sea Coast” başlığını görünce dikkat kesildim. Sinop, Samsun, Ünye, Ordu, Giresun hattını Roby Eckhardt’ın kaleminden soluksuz okudum. Zevkten dört köşe oldum. Neden? “Orada bir köy var. Uzakta. O köy bizim köyümüzdür!” şarkısını hatırlar mısınız ilkokuldan? İşte o yüzden. Biraz da utandım. Ya o neden? Neden olacak? Allah’ın New York’lusu bize bizim hamsiyi anlatmakta da ondan.
 
Ünye’de başlıyor New York usulü “hamsi güzellemesi”. Ardından 1650’lerdeki Trabzon’dan bir hikâyeyi naklediyor: Sahilde ufku gözleyen nöbetçiler borazanlarını çaldıklarında camide bulunan ahali, alelacele toparlanıp sahile üşüşür, hamsi peşine düşermiş. Nereden mi biliyor New York’lu? Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden! Çelebi, izlemiş ve yazmış. Şu Karadenizlilerdeki pragmatizme bir bakınız: “Temel Fıkraları” çekememezlikten olmaya? ,

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri