Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, “Özel okullarda anadilde eğitim verilmesi konusu en çok tartışılması gereken konudur. Bugün özel okullarda başlayan anadilde eğitim, yarın devlet okullarına gidecektir” dedi.
Türk Ocakları Samsun Şube Dr. Fethi Tevetoğlu Konferans Salonu’nda "Türkiye ve Dünya Gündemine Bakışlar" adı altında, Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz katılımıyla konferans düzenlendi. Düzenlenen konferansa İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Aydın ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İlk olarak demokratikleşme paketi hakkında konuşan Prof. Dr. Mehmet Öz, “Demokrasi paketinde yer alan özel okullarda anadilde eğitim verilmesi, andın okullardan kaldırılması gibi konular daha önce kamuoyunda tartışıldı. Pakette şaşırılacak bir şey yok. Ancak özel okullarda anadilde eğitim verilmesi konusu en çok tartışılması gereken konudur. Ayrı okullarda ana dilde eğitim verilerek sonra bir milleti nasıl oluşturacaksınız? Bugün özel okullarda başlayan anadilde eğitim, yarın devlet okullarına gidecektir. PKK'nın talepleri bu yöndedir. Bağımsızlık talebi isteyen bir örgüt ne yapılırsa yapılsın tatminsizlik içerisinde hareket edecektir. PKK'lıların Türkiye'den çekilmesi gibi bir durum yoktur. Çözüm süreci sonrası örgüte katılımın arttığını Türkiye'nin en yetkili ağızlarından öğrendik” diye konuştu.
Türk Ocağı’nın siyaset karşısındaki duruşunun çok iyi anlaşılması gerektiğini dile getiren Mehmet Öz, “Biz her zaman Türk Ocağı’nın gündelik siyasetin dışında, milletin meseleleri ile ilgilenen, siyasi partilerle eşit mesafede duran, siyaset üstü bir fikir mektebi olarak görüyoruz. Bunu tespit ettikten sonra Türk Ocağı’nın ülkenin temel meseleleri ile ilgili, dünyanın ve İslam aleminin meseleleri ile ilgili çözümler üretmesi siyasetinde alanına giriyor ama bu bir yüksek siyasettir. Dünya sistemi 1990'lardan bu yana çok köklü bir dönüşüm sürecinden geçiyor. İçe kapanmacı yani kendi kendine yeten dünya ile ilişkisini kesmiş, savunmacı bir pozisyondan, tarihte nizamı alem ve ilahi kelimetullah tabirleriyle ifade edilen evrensel ufku zamanın ruhuna uygun bir şekilde yeniden inşa etmek durumuna geçmelidir. Türk dünyası ve Osmanlı hinterlandı bize bu yeni tasavvurun imkanların sunuyor ”şeklinde konuştu.