Kadıköy Boğa Heykelinde toplanan yüzlerce Arhavili adeta dere olup İstanbul'a aktı. Arhavililer ilçelerindeki derelere yapılmak istenen HES’leri İstanbul’da düzenledikleri bir toplantıyla protesto ettiler
Yazılı bir basın açıklaması yapan Arhavililer HES’lere karşı mücadelelerinin devam edeceğini söylediler. Arhavililer ellerinde “ Arhavi Derelerine Dokunma Atmaca’yı kızdırma ,Bizi satanlar bir gün hesap verecek şeklinde çeşitli Dövez ve pankartlar taşıyarak HESleri protesto ettiler
Yürüyüş’ün ardından gurup bir basın açıklaması yaptı
İŞTE O BASIN AÇIKLAMASI
BUGÜN BURADA, DOĞMAMIŞ BEBEKLERİN YAŞAM HAKKINA, DÜNYA MİRASINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN TOPLANDIK.
Bizler; ayakları suya, başı bulutlara değen, göğe komşu toprakların çocuklarıyız.
Biliriz ki dereler, yaşam kaynağı olarak akar ve denizlere kavuşur.
Biliriz ki derelerin geçtiği yerde hayat vardır, rızık vardır.
Biliriz ki 'dereler boşa akmaz', kaynağından aşağı akarken, irili ufaklı şelalelerle, adilane dağıtır sularını.
Biliriz ki doğa, onu koruyan için cüretkardır.
Başımıza gelmez demedik. Dün; Aksu Deresiydi, Loç Vadisiydi derdimiz.
Bugün ise yalnızca yeşilin 27 ayrı tonunun olduğu Artvin'in Arhavi ilçesi için buradayız.
7 ayrı barajla Çoruh Havzası'na zincir vurdunuz,
Denizle aramıza 'yol adı altında' 7 metrelik set kurdunuz. Ormanlarımıza maden, yamaçlarımıza taş ocağı kurdunuz.
Şimdi ise derelerimize HES kurmayı planlıyorsunuz.
Yalnızca Arhavi dereleri üzerinde şimdilik (!) 14 ayrı HES projesi var.
Bugün burada YAŞAM HAKKI İÇİN Devletin otoritelerine sesleniyoruz:
Kavak HES projesi ve Kamilet Vadisi'nde inşasına başlanan HES projelerini, usulsüz, yasaya ve mevzuata aykırı yapıyorsunuz. Üstelik bunu kamu yararı gözetmeksizin yapıyorsunuz.
Biz demiyoruz! Çoruh Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun talimatıyla hazırlanan 3 ayrı rapor diyor ki:
“Kamilet Vadisi içerisinde 'IUCN koruma kategorilerine göre 6 adet nesli tehlike altında, 27 adet hassas, 5 adet tehlikeye yakın bitki türü, 4 adet tehlikeye yakın kuş türü bulunuyor. Yine vadide Bern sözleşmesine dahil 3, CITES sözleşmesine dahil 7 adet tür bulunuyor.
Aynı zamanda, 17 km lik bir yatay mesafesi ve 3 bin 300 metreye ulaşan üst rakımıyla sıra dışı, kendine özgü ve farklı bir kanyondur KAMİLET VADİSİ.
Vadi bu özelliği nedeniyle kendisini insandan korumuş, ormancılık faaliyetleri yapılmadığı için bakir kalmıştır. Bu bölgede yerleşim yoktur ancak hayvancılık ve arıcılık faaliyetleri sürdürülen vadide doğal,yaşlı, bakir orman ekosistemi günümüze kadar intikal edebilmiştir. Bu özelliği ile saha, Doğu Karadeniz Bölgesi içerisinde bakir kalabilmiş belki de son birkaç havzadan biri niteliğindedir.”
Yine Bakan Eroğlu'nun talimatıyla hazırlanan Raporda varılan sonuç:
“Kamilet Vadisi, doğal ve kültürel kaynak değerleri ve peyzaj bütünlüğü yönüyle 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'nda yer alan Milli Park statüsüne haizdir.
Kamilet Vadisi'nde yapımı planlanan HES projelerinin, sahanın doğal ve kültürel kaynak değerleri ile peyzaj bütünlüğünü olumsuz etkileyeceği aşikardır. Gerçekleştirilecek projeden sonra sahanın doğal ve kültürel kaynak değer potansiyelinin ve peyzaj bütünlüğünün Milli Park özelliklerini devam ettirip ettiremeyeceği öngörülmemektedir. Bu sebeple sahaya bu aşamada Milli Park statüsü verilmesine yönelik sürecin teknik ve idari anlamda uygun olmayacağı düşünülmektedir. Şayet vadide HES Projeleri hayata geçirilir ise sahanın milli park tescilinin daha sonra yapılacak inceleme sonuçlarına göre yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağı mütalaa edilmektedir. “
Sözkonusu rapor, 2010 Mart ayında hazırlanmış, Bakan Eroğlu'na sunulmuştur.
Ancak KAMİLET, Doğal koruma sahası veya Milli Park ilan edilmemiş, Artvin Valiliği, bu vadiyi kültürüyle, yaşam alanları ve endemikleriyle yok edecek Taşlıkaya HES Projesi'nin imar planını onaylamıştır.
Ne yazık ki Kamilet HES Projesi Arhavi’de uygulanması planlanan katliamlardan yalnızca bir tanesi… Bunun haricinde Arhavi dört bir koldan rant projeleriyle işgal altındadır.
Yine yasalara, yönetmeliklere aykırı bir şekilde, Devletin kurumlarını yanıltarak, iki derenin birleştiği yerde, suyun en dar aktığı bölgeden borulara akıtılan dere, dağları aşarak şehre indiriliyor. KAVAK HES adı altında inşaatı başlatılmaya çalışılan bu yolunu şaşırmış proje, yalnızca derelerimizi kurutmakla kalmayıp, dağlarımızı, ormanımızı, tarlamızı ve köyümüzü yok etme pahasına kurulmak isteniyor.
Kamilet Vadisi yolu üzerinde, tarihi Çifteköprü'ye 200 metre uzaklıkta açılan taş ocakları, afet bölgesi yaratmıştır. Dereüstü Köyü'nde 9 konut, Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Başkanlığı'nın 2002 yılı raporuna göre, aşırı yağış ve taş ocağı işletmelerin etkisiyle oluşan heyelan nedeniyle oturulamaz hale geldi. Atılan her dinamit, dere yataklarının yolunu değiştiriyor ve daha büyük felaketlere kapı açıyor iken, etrafında bulunan 5-6 köy feda edilerek yeni yeni taş ocaklarına ruhsat veriliyor.
GÖZÜMÜZÜN GÖREBİLDİĞİ, RAPORLARLA İFADE EDİLEN FELAKETLERE, CANA KIYMADAN DUR DİYORUZ.
İNSANI VE YAŞAM HAKKINI YOK SAYARAK YAPILAN TALANA KARŞI ÇIKIYORUZ.
KAMU YARARINA, GERİ DÖNÜŞÜ İMKANSIZ ZARARLARIN VERİLMESİNE KARŞI ÇIKIYORUZ.
Tüm bu yıkımlara karşı hukuki mücadelemizi devam ettirirken buradan tüm siyasi otoriteye, yetkililere ve kamuoyuna sesleniyoruz:
YERYÜZÜ, İNSANA FAYDA SAĞLAYAN MİLYARLARCA CANLIYLA DOLUDUR VE İNSANLIK, YERYÜZÜNDEKİ TÜM CANLILARDAN SORUMLUDUR.
MİLYARLARCA YIL DIR VAR OLAN DOĞAL KAYNAKLARI YOK ETMEYİN.
VADİ HALKINI, VADİDE YAŞAYAN CANLILARI YOK SAYARAK, BİLE BİLE İNSANLIK SUÇU İŞLEMEYİN.
BİLE BİLE HUKUKU ÇİĞNEMEYİN, DÜNYAMIZI YOK ETMEYİN
İNSANA SÖZDE HİZMET ADI ALTINDA YAPACAĞINIZ YATIRIMLARLA, DÜNYA MİRASINI YOK ETMEYİN.
YALANA VE TALANA SON VERİN!
BİZLER VADİMİZDE, ENERJİ YATIRIMLARI ADI ALTINDA YAPILACAK KATLİAMLARA,
MADENLERE, TAŞ OCAKLARINA, HESLERE İZİN VERMEYECEĞİZ.
DÜNYA BARIŞI İÇİN, SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM İÇİN 'DERELER ÖZGÜRDÜR ÖZGÜR AKACAK'