Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Doğu Karadeniz’de petrol bulunabileceğine dair açıklamalarını değerlendiren Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, Sinop’tan Rize’ye kadar Doğu Karadeniz açıklarında petrol sızıntıları olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nafiz Maden, “Rezervler mevcut ve bizim bulmamızı bekliyor” dedi.
Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Doğu Karadeniz’de petrol aranmasına dair çalışmaların başlatılacağına yönelik açıklamasını değerlendirdi. Prof. Dr. Maden, Bakan Dönmez’in Doğu Karadeniz’de petrol bulma ihtimalinin olduğunu ve çalışmaların başlatılacağı açıklamalarının mutluluk verici olduğunu söyledi. Yaptıkları çalışmalarda Sinop, Samsun, Ordu, Trabzon ve Rize açıklarında petrol sızıntılarının olduğunu gözlediklerini söyleyen Prof. Dr. Maden, Doğu Karadeniz havzasının oldukça zengin bir kaynağa sahip olduğunu belirtti.
“Rize ve Artvin arasında özellikle Çayeli’de olan sızıntının varlığı yıllardır biliniyor"
Arama ve sondaj faaliyetleri noktasında Türkiye’nin 2 adet arama ve 4 adet sondaj gemisiyle çalışmalarının sürdüğünü ve başka hiçbir ülkeye ihtiyacı olmadığının altını çizen Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, “Enerji Bakanımız Fatih Dönmez’in Doğu Karadeniz Bölgesi’nde petrol aranmaya başlanacağı noktasındaki açıklamaları gerçekten bizi mutlu etti. Bizim de bu ay içerisinde yaptığımız yayınlarla birebir örtüşüyor. Biz Doğu Karadeniz’deki petrol ve doğalgaz ile ilgili çalışmamızı yayınlamıştık. Enerji Bakanımızın yaptığı bu girişim gelecekte Doğu Karadeniz’de yapılacak çalışmalarla paralellik gösteriyor. Rize ve Artvin arasında özellikle Çayeli’de olan sızıntının varlığı yıllardır biliniyor. 1958 yılından itibaren bu hem raporlara yansıyor hem de yapılan akademik yayınlara yansıyor. Buralarda yeniden bu çalışmaların yapılacak olması önemli. 1969 yılında, 1975 yılında bu bölgelerde hem karada hem karada yapılan çalışmalarda ortaya çıkan veriler basına da yansımıştı. Bizim hem arama hem sondaj yapma noktasında gemilerimiz mevcut. Bu aşamaya gelmek çok zorlu bir süreci aldı. Çünkü 1975 yılında biz Yunanistan’la Ege Denizi’nde petrolle ilgili olarak kıta sahanlığına yönelik olarak yaşadığımız krizde Sadi Irmak hükümeti o dönem Norveç’ten kiraladığımız gemiyi Ege’ye gönderemedik. Amerika’nın baskıları vardı, AB ülkelerinin baskıları vardı, Yunanistan’ın baskıları vardı. Biz Norveç’le yapmış olduğumuz o sözleşme gereğince gemileri Ege’ye gönderemedik ve Sadi Irmak hükümeti düştü. Biz şu anda çok şanslıyız çünkü 2 tane arama gemimiz, 4 tane sondaj gemimiz var, enerji bakanımız direktif veriyor Türkiye Petrolleri’ne şurada arama ve sondaj yapın diye yapılıyor. Artık herhangi bir ülkeye ihtiyacımız kalmamıştır. Bu ülkemiz için gurur ve onur verici bir durumdur, artık hiçbir ülkenin kapısında gemi dilenmek zorunda kalmıyoruz” diye konuştu.
"Denizdeki sızıntıların varlığı uydu görüntüleriyle belirlenebiliyor"
Petrol sızıntılarının yoğun olarak gözlemlendiği alanlarda çalışmaların arttırılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Maden, “Bizim arama ve sondaj gemilerimiz şu anda Batı Karadeniz Bölgesi’nde çalışıyor ve bunun ürünlerini aldık. Ayrıca Doğu Karadeniz Bölgesi’ne geldiğimizde geçmişte yapılmış jeolojik ve jeofizik çalışmaların yeniden değerlendirilmesiyle bu havzada da petrol, doğalgaz kaynaklarına ulaşılabileceğini düşünüyorum. Bu da bizim enerji anlamında merkez ülke olmamızı daha artıracaktır. Ayrıca geleceğin enerji kaynağı ve temiz enerji olarak düşünülen hidrojen ve gaz hidratlar da Doğu Karadeniz havzasında oldukça zengin potansiyele sahip. Doğu Karadeniz havzasında bu yeni enerji keşiflerinin yapılmasıyla bizim dışarıya olan bağlılığımız azaltılabilir. Marmara ve Akdeniz olmak üzere biz Mavi Vatan’ın tamamında enerji kaynaklarının aranmasına dair çalışmalarımızı artırmalıyız. Doğu Karadeniz’de geçmişten itibaren Türkiye Petrolleri’nin ve ayrıca MTA’nın yaptığı çalışmalar Sinop’un açıklarında hatta kara kısmında, Samsun’un açıklarında, Ünye’nin açıklarında, Trabzon’un açıklarında, Rize Çayeli, Pazar, Fındıklı arasında hatta kara kısmında çalışmalar yapıldı. Bunlar hem akademik hem de petrol şirketleri tarafından yapılmış çalışmalar. Bizim yaptığımız çalışmalar da havzanın tamamını kapsıyor. Denizdeki sızıntıların varlığı uygu görüntüleriyle belirlenebiliyor. Ünye’deki sızıntının varlığı ile Rize Çayeli’deki sızıntının varlığı bizim çalışmalarımızla uyuşuyor. Petrol sızıntıları yoğunlukla Sinop’un açıklarında, Ordu Ünye ve Rize açıklarında. Deniz altında bunların havzaları da mevcut, ayrıca çamur volkanları da var. Tirebolu açıklarında çamur volkanları var aynı şekilde Karadeniz’in belli başka bölgelerinde de. Dolayısıyla sızıntı olmayabilir ama rezerv orada mevcut ve bizim bulmamızı bekliyor” şeklinde konuştu.