Kültür ve Turizm Bakanlığı, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA), Türk Hava Yolları (THY) ve Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı işbirliğinde, Rize'nin İyidere İlçesi'ndeki Babillon Hotel'de düzenlenen 1'inci Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri (MENA) Doğu Karadeniz Turizm ve Yatırım Zirvesi'nin açılışına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ömer Arısoy, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Çetin Oktay Kaldırım, Rize Valisi Erdoğan Bektaş, Trabzon Valisi Yücel Yavuz, DOKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık, Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin ile davetliler katıldı.
Zirvede Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Filistin, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan, Fas, Tunus, Mısır ve Cezayir'den turizm alanında faaliyet gösteren turizm acente temsilcileri ile iş adamlarından oluşan 250 kişilik heyet de yer aldı.
SOYLU: DOĞA CİNAYETLERİ İŞLEMEYİ BIRAKALIM
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, turizm sektörünün dünyayı ve ülkeleri sadece ekonomik anlamda değil, barış ve kardeşlik anlamında da daha yaşanabilir bir yer haline getirme noktasında hayati öneme sahip olduğunu belirterek doğanın, tarihin, çevrenin kendilerine emanet ettiği çok güzel bir bölgede bulunduklarını vurguladı. Yaylalardaki yapılaşmalara dikkat çeken Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Sayın Bakan beni bağışlasın, en büyük eksiğimiz yaylalarımızda yapmış olduğumuz hırçın davranışlardır. Tarihimize ve bize emanet edilenlere karşı maalesef 300, 400, 500 metrekarelik, bazen 5, 6 katlı yaylalarda yapmış olduğumuz evlerdir. Her şey bizi affedebilir ama doğa ve bize bırakılan emanetler bizi affetmeyecek. Geçen sene 7 Şubat’ta Trabzon’daki toplantıda söylemiştim. Yine bir arkadaşınız olarak, Karadeniz’de gördüğüm bu hassasiyeti ve karşı karşıya kaldığımız bu noktadaki maliyetlerimizin ne olduğunu düşünen, gören birisi olarak söylüyorum; artık bu doğa cinayetlerini işlemeyi bırakalım. Eşimiz, dostumuz, akrabamız, yakınımız, oy kaygısı, siyaset kaygısı. Bunların her birini bir tarafa bırakalım. Hepimiz sorumluyuz. Valilerimiz, kaymakamlarımız, belediye başkanlarımız, jandarma komutanlarımız. Ev yapılmasın demiyoruz ama böyle plansız olmaz. Elimizde büyük bir miras var. Ancak bu mirası plansız bir şekilde har vurup harman savuracağız endişe içerisindeyiz. Şahsen ben endişe içindeyim."
Türkiye'nin önünde büyük bir fırsat olduğuna işaret eden Soylu, "Biraz güvenlik açısından da baktığım için söyleyebilirim. Burayı izlediğim kadar Mardin’i ve Diyarbakır'ın otellerini de, 'acaba ne noktadadır?' diye izliyorum. İnanın, geçen sene neredeyse hepsi kapanma aşamasındaydı. Allah nazardan korusun, bu sene hepsi yüzde yüze yakın dolulukla geçiyor. Bunu ülkemizin her noktasında, en iyi anlayışa getirebilmek için bir gayreti ortaya koymalıyız. Belediye Başkanlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin her biri sorumludur. Hepimiz sorumluyuz ve burada çarpık yapılaşmaya son vermek durumundayız" dedi.
VALİLERE KAÇAK YAPI UYARISI
Soylu, bölgenin çok güzel bir mimarisi bulunduğunu belirterek, "Devlette eksiklik var mı? Ona da inanıyoruz. Eğer bir plan, öneri koymazsak, vatandaşa sürekli yasak kavramını ortaya koyarsak orada bir problemle karşılaşacağımız apaçık ortadadır. Ama şimdi bütün bunları bir modellemeyle beraber gerçekleştirmeye çalışan bir adım atılıyor ve bu adımın her birini de yaygınlaştırmalıyız. Valilerimiz burada ve tek tek söylüyorum. Elinizde yetki var. Kaçak yapılaşmaya müsaade ederseniz bu dünyada da, öteki dünyada da, tarih de, doğa da, medeniyette yakanızda olur. Bu kadar açık ve nettir" ifadelerini kullandı.
Bu konuyla geçen sene en çok kendisinin muhatap olduğuna dikkat çeken Soylu, "Trabzon'da anlattım, anlattım, anlattım. Herkes geldi, 'Bu olmaz' dedi. Ben, 'olacak' dedim ve olması için de büyük bir gayret sarfettik. Şimdi Karadeniz'de bu yıl bunu sağlayabilir ve yaylalardaki kaçak yapılaşmayı bir şekilde durdurabilirsek, sonra da nasıl yapılabileceği konusunda bir öneriyi otaya koyabilirsek turizmin de önünü açacağız. Bize bırakılan emanetleri de geleceğe iyi bir şekilde taşıyabilme anlayışını ortaya koyacağız. Buna inancım sonsuzdur" diye konuştu.
NABİ AVCI: GÜVENLİK SORUNLARI ASGARİYE İNMİŞSE TURİZM GELİŞİYOR
Zirvede konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da turizmin istikrar, güven ve algı sektörü olduğunu belirterek, istikrar, güven ortamı ve güvenlik sorunlarının asgariye indiği ülkede turizmin geliştiğini söyledi. Aksi halde yapılanların olumsuz algılar tarafından heba edildiğini ifade eden Bakan Nabi Avcı, "Son zamanlarda, özellikle güvenilirliği konusunda dünyada olumlu bir imajın oluşması için gece gündüz çalışan içişleri Bakanı'na teşekkür ediyorum. Türkiye'nin göğsümüzü gere gere güvenli bir ülke olduğunu söylüyoruz. Almanya, Belçika, ABD, Fransa ne kadar güvenli ise Türkiye de o kadar güvenlidir. Türkiye yaşadığı bunca acı tecrübelerden sonra bunlardan çıkardığı dersler itibariyle bu ülkelerden çok daha güvenli bir ülkedir. Bu olumlu imajın oluşmasına katkılarından dolayı İçişleri Bakanımız ile tüm güvenlik teşkilatımıza çok teşekkür ediyoruz" dedi.
'TÜRKİYE TURİZMDE 2023 HEDEFİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ'
Türkiye'nin pek çok alanda büyük iddiaları olduğunu ve dünya sıralamalarında ilk 10'a girme hedefleri bulunduğunu ifade eden Bakan Nabi Avcı, ülkenin turizm alanındaki 2023 yılı hedefini gerçekleştirdiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye yaşanan tüm olumsuzluklara, özellikle batı medyası tarafından sistematik bir biçimde sürdürülen olumsuz kampanyalara rağmen bugün dünyanın 6'ncı, Avrupa'nın da 4'üncü büyük turizm destinasyonudur. Üstelik Türkiye sadece bu olumsuz kampanyaların etkisi ile değil aynı zamanda 1980'lerde ilk defa turizm hamlesini başlatan rahmetli Turgut Özal döneminde belirlenmiş olan turizm stratejisinin deniz-kum-güneş parantezinde yürütülmüş olmasına rağmen Türkiye bugün dünyanın 6'ıncı büyük destinasyonudur. Türkiye'nin turizm stratejisi ve ona bağlı tanıtım stratejisini bu deniz-kum-güneş konsepti üzerinden yürütülmesi aynı zamanda pazarını da bununla sınırlandırması anlamına geldi. Deniz-kum-güneş dediğimiz zaman geleneksel pazarımız Rusya, Almanya ve İngiltere oldu. Sadece deniz-kum ve güneşle geleneksel pazar oluştu. Türkiye deniz-kum-güneş turizminden ibaret değil. Türkiye'nin son bir kaç yıldır bu deniz-kum- güneş parantezinin dışına çıkıp sahip olduğu bütün diğer turizm imkanlarını ve potansiyellerini devreye aldığı zaman Allah'ın izniyle ilk 3'e girmemesi için hiçbir neden yok. Nedir o büyük potansiyel? Türkiye kayak turizmi bakımında olağanüstü bir potansiyele sahip. Kültür turizmi bakımından da olağanüstü bir potansiyeli var. Türkiye'nin neresinde konuşuyor olursam olayım diyorum ki, şu an bulunduğumuz bu yerde 3-5 kilometrelik bir çember çizelim. Bu 5 kilometrelik alanın içerisinde mutlaka dünya çapında ilgi çekmeye aday bir kültürel, tarihi ve arkeolojik eser vardır. Türkiye doğudan batıya, kuzeyden güneye tam bir açık hava müzesi. Olağanüstü bir tarihi ve kültürel bir zenginliğe sahip. Pek çok medeniyetin üst üste, yan yana geldiği, buluştuğu, birbirini dönüştürdüğü mübarek bir memleket. Sadece o da değil. Türkiye sağlık, kongre, spor, macera, yeme içme kültüründe olmak üzere hangi turizm alanı aklınıza gelirse dünyada ilk 3'e girecek potansiyele sahip olağanüstü bir memleket. Bugüne kadar deniz-kum-güneş tarafı ile buraya geldik. İnşallah turizmin çeşitlendirilmesi ve var olan bütün potansiyelimizin değerlendirilmesi çalışmalarının neticesinde Türkiye bugün bulunduğu yeden çok daha ileriye gidecektir."
'BÜYÜK BİR TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Karadeniz Bölgesi'nin çok büyük potansiyele sahip olduğuna ve bu potansiyeli harekete geçirecek olanın beşeri sermaye olduğunu ifade eden Bakan Avcı, "Biz Karadeniz bölgesinin nasıl bir hamle ruhuna sahip olduğunu başka sektörlerdeki başarılarından biliyoruz. İnşallah turizm alanında da Karadeniz ve insanı, 2023 hedefini katlayarak çok kısa zamanda gerçekleştirecektir. Büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bu büyük potansiyeli bir miras yedi savurganlığı içerisinde heba etme tehlikesi ile karşı karşıyayız. İçişleri Bakanımız da bu konuda önemli bir uyarıda bulundu. Bundan böyle geriye doğru da işleyecek şekilde yayla turizmimizi tahribe yönelik hiçbir girişime izin verilmeyeceğini, gereken neyse harfiyen yerine getirileceğini hepimizin bilmesi gerekiyor. Aksi taktirde bir bölgemizin adı bir kere kötüye çıkarsa daha sonra bunu geriye sarmak, toparlamak, tedavi etmek olağanüstü zor. Turizm sektöründe olumlu algı oluşturmak zaman ister ama olumsuz algı çok kısa sürede oluşur" dedi.
TURİSTE FİYAT İSTİKRARI UYARISI
Türkiye'den daha az turizm potansiyeline sahip bazı ülkelerin daha fazla turizm geliri elde ettiğini anlatan Bakan Nabi Avcı, turistlere yönelik fiyat istikrarı uyarısında bulundu ve şunları söyledi:
"Herhangi bir malın veya hizmetin alıcıdan alıcıya, müşteriden müşteriye değişmemesi çok önemli. İngiliz'e kaça veriliyorsa yabancı turiste de o fiyattan verilmeli. Fiyatların turistlere ve yabancı müşterilere göre değiştirilmemesi önemli. Özellikle Ortadoğu'dan gelen turistlerle yapılan kamuoyu araştırmalarında, 'İngiltere'yi neden çok tercihe diyorsunuz?' dendiği zaman önce bunu vurguluyorlar. Esnaftaki alış veriş ahlakını vurguluyorlar. Bu çok önemli. Bizim esnaf kardeşlerimizin bu konuda duyarlı olduklarını biliyoruz ama özelikle turist akımının birden yükseldiği bölgelerde zaman zaman yanlış uygulamalar ortaya çıkabiliyor. Vatandaş turistle ilişki kurma üslubunu tutturana kadar yanlış uygulamalar ortaya çıkabiliyor."
Bakan Nabi Avcı, gerçekleştirilecek zirveden çıkacak sonuçlardan bakanlık olarak kendilerinin de faydalanacağını belirterek konuşmasını tamamladı.
PANELE GEÇİLDİ
Doğu Karadeniz Turizm ve Yatırım Zirvesi'nin açılış konuşmalarının ardından Doğu Karadeniz'de Turizmin Geliştirilmesi ve Çeşitlendirilmesi konulu panele geçildi. AK Parti Rize eski milletvekili Ali Bayramoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Ömer Arısoy, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık, Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin katıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı paneli izlerken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu izin isteyerek ayrıldı.