1975 yılında Bayburt'tan ayrılarak çalışmaya giden Yıldırım, 2006 yılında eskiyen baba evini restore edip, içini geçmişin izlerini taşıyan nostaljik eşyalarla doldurdu.
Sıla hasreti çektiğini, aklının hep bir köşesinde memleketinin olduğunu vurgulayan Yıldırım, geçmiş zamanlarda Bayburt'ta kullanılan nostaljik eşyaları bir bir topladığını kaydederek, Bayburt'a 35 kilometre uzaklıktaki Arslandede köyünde bulunan baba ocağının bir köşesini antika eşyalarla süslediğini söyledi. Antika özelliği bulunan sayısız nostaljik eşyayı evinin bir köşesinde sergileyen Yıldırım, yılın belli aylarında Bayburt'a gelerek, eskinin izlerini taşıyan evinde eşiyle, dostuyla, akrabasıyla keyifli vakit geçirip, geçmişi yâd ediyor.
3-5 parça eşyayla başladı şimdi 150 parçadan fazla eşyayı evinde sergiliyor
Eskiyen baba ocağını restore ederek, kullanılır hale getiren Yıldırım, 150 parça antika özelliği bulunan nostaljik eşyayı evinde özenle sergilemeye başladı. "Biriktirdiğim eşyalar birdi, iki oldu. Üçtü, beş oldu derken zamanla 150 parçaya ulaştı" diyerek konuşan Yıldırım, "Gurbet hayatında gezdik, dolaştık, çalıştık. 45 senedir dışarıdayım. 1975 yılında Bayburt'tan çıktım, 2006'da memleketime geldim. Birkaç biriktirdiğim nostaljik eşya vardı, bazı meraklarım, özlemlerim vardı bu vesileyle köye gelmeye karar verdim. Bu biriktirip, sakladığım eşyaları baba ocağımda sergilemek istedim, sonucunda da baba evini bu hale getirdim. Baba evini bu hale getirdikten sonra, biriktirdiğim eşyaların sayısı giderek artmaya başladı. Birdi, iki oldu. Üçtü, beş oldu derken 150 parçaya ulaştı. Bir de köyüme hizmet edebilmek için kafamda tasarlayarak bir maket oluşturdum. Bu maketin aynısından köyüme bir çeşme yaptım. Yine komşuların finansmanıyla camimize şadırvan yaptım. Evimin alt katında bu eşyaları tamir ederek, çoğaltmaya çalışıyorum. İnşallah devamını da getireceğim" ifadelerini kullandı.