Bayburt'ta ciritçi ata yadigarı eşyalara gözü gibi bakıyor

Bayburt'ta usta ciritçi eski at koşum takımlarına ve ata yadigarı antika eşyalara gözü gibi bakıyor.

Ata sporu ciritin yaşatıldığı Bayburt'ta cirit denilince akla gelen sayılı isimlerden biri olan usta ciritçi Kamil Altıparmak, at üzerinde maharetlerini sergilediği cirit sporunda çeyrek asrı geride bıraktı.

52 yaşındaki ciritçi Altıparmak, 30 yıldır cirit sporuyla ilgilendiğini, çocuklarına da küçük yaştan beri at sevgisini aşıladığını söyleyerek, ata sporunu gelecek kuşaklara aktarma gayreti içerisinde olduğunu bildirdi.

Motorlu taşıtların ve asfalt yolların yaygınlaşmadığı dönemlerde babasının at arabasıyla ticaret yaptığı yıllarda atlarla tanışan Altıparmak, daha sonra cirite merak sardığını söyledi.

Ata yadigarı antika eşyaların yanı sıra çeyrek asrı aşkın mazisi bulunan at koşum takımlarını çiftlik evinin bir odasında sergileyen Altıparmak, sayısız maçlara çıktığı koşum takımlarına ve antika eşyalara gözü gibi bakıyor. Altıparmak'ın çiftlik evine gelen misafirleri ise eşyalara yoğun ilgi gösteriyor.

Eşyaların içerisinde 50 yıllık parçalarında bulunduğunu ifade eden Altıparmak, en eski parçanın en az 150 yıllık olduğunu vurguladı. At sevdasının dur durak bilmediği yıllarda atlı spor kulübü kurmaya karar verdiklerini söyleyen Altıparmak, 1992 yılında Cabir Yılmaz, Fikri Köprücü, Hasbi Köprücü, Şahin Köprücü, Recep Odabaşı gibi isimlerin yer aldığı dönemin usta ciritçileriyle Bayburt Atlı Spor Kulübünü kurduklarını belirtti.

"Ciritçinin evi, odası böyle olur"
Cirit malzemelerini, tarihi eser özelliği taşıyan eşyaları, eski fotoğrafları çiftlik evinin duvarlarına asan ve baktıkça eskileri yad ettiklerini ifade eden Altıparmak, "Ciritçinin odası böyle olur dedik ve bu şekilde bir yer yaptık. Eski tarihi eserleri, ata sporumuzun malzemelerini, dedelerimizin fotoğraflarını buralara koyduk, baktıkça onları anıyoruz. 30 senedir cirit oynuyorum, burada 30 senelik çizmeler var, bunlar maçlarda giydiğim çizmelerim ve hala daha saklıyorum, kıyıp atamadım. Gaz lambalarımız var. Elektriğin yaygın olmadığı bu şekilde bolluğun olmadığı eski zamanlarda atlarımızı tımar etmeye gaz lambalarıyla giderdik. Atların ahırlarını gaz lambasının ışığıyla süpürürdük. Zillerimiz var mesela, atların boyunlarına takardık. Kurt, tilki, domuz gibi bize zarar verebilecek yabani hayvanlar zilin sesinden dolayı atlarımıza, bize yaklaşamazdılar. Burada çok değerli eşyalar var, mesela orada atlara takılan boncuklar var, en az 100 senelik. Hürrem amcamız vardı rahmetli eskiden ata arabacılığı yapardı. 80 yaşındayken o boncukları atıma hediye etmişti, onun hatırası olarak saklıyorum o boncukları, dediğim gibi en az 100 senelik" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri