Rize'de Fırtına Vadisi bölgesinde sayıları hızla artan bungalovların kontrol altına alınması ve vergilendirilmesinin önemli bir unsur olduğuna dikkat çeken Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, bungalovların çevresel atıklarının en önemli unsur olduğunu ifade ederek “Konaklayan kişilerin sadece bir defa kullanmasıyla bile bir bungalovdan yaklaşık 250-300 litre atık su buradan dışarıya atılmış oluyor. Bunların büyük çoğunluğu Fırtına Deresi civarındadır” dedi.
Son yıllarda özellikle Arap turistlerin Doğu Karadeniz Bölgesi'ne gösterdiği ilgi bölgede konaklama alternatiflerinin çeşitliliğine yol açtı. Doğal güzellikleri ile yer yüzü cenneti olarak adlandırılan Doğu Karadeniz bölgesinde hal böyle olunca giderek artan otellere bir de bungalovlar eklendi. Mantar gibi çoğalan bungalovlar için harekete geçen Rize Valiliği, işe ilk olarak Fırtına Vadisi'nden başlayarak doğal güzelliğin önüne geçerek tahribata yol açan ve ruhsatsız olan işletmelerde yıkım işlemlerine başladı.
Süreci değerlendiren Rize Valisi İhsan Selim Baydaş öncelikli hedeflerinin tüm bungalovları kayıt altına almak, vergilendirmek, turizm işletme belgesi olmayanlar hakkında işlem başlatmak, konaklama yapan misafirlerin kayıt altına alınıp almadığını kontrol etmek ve daha önemlisi bungalovların çevreye verdiği zarara engel olmak olduğunu ifade etti.
Tüm bungalovların usulüne uygun olması ve kayıt altına alınmasının bölge turizmi için olmazsa olmaz bir kural olduğunun altını çizen Vali Baydaş, “Turizmde alternatif konaklama yeri ihtiyacı ortaya çıkınca burada da bu bungalovlar veya turizm amaçlı konut kiralanması meselesi gündeme geldi. Sadece şehrimizin değil belki de birçok bölgenin problemlerinden bir tanesidir. Bizim bu konuda yaklaşımımız şu, daha evvel defalarca toplantılar yaptık ve her toplantıdan sonra da ben bunu açıklıkla söyledim. Biz bir defa bu yapılarda ilk talebimiz, ilk bakacağımız şey yapıların ruhsatlı olup olmayışı. İkinci olarak bu yapıların vergilendirilmiş olması, buradaki konaklamaların vergilendirilmiş olması. Üçüncü meselemiz turizm işletme belgesine sahip olup olmayışı. Dördüncü meselemiz bildirim kanununa tabii yani burada kimin konakladığını bilmemiz lazım, kimin gecelediğini bilmemiz lazım” diye konuştu.
DIŞARIYA ATILMIŞ OLUYOR
Bungalovda kalan her bir kişinin litrelerce su harcayıp bu suyu doğaya bıraktığına dikkat çeken Baydaş, Fırtına Vadisi'nin öneminin altını çizerek “Daha önemlisi bungalovların doğaya etkileri ve atıklarının kontrolüdür. Şimdi bungalovlar şu şekil kullanılıyor, geliniyor, çoğunda küvetler, jakuziler var. Konaklayan kişilerin sadece bir defa kullanmasıyla bile bir bungalovdan yaklaşık 250-300 litre atık su buradan dışarıya atılmış oluyor. Bunların büyük çoğunluğu Fırtına Deresi civarındadır. Fırtına Deresi bizim en önemli sembolik mekanlarımızdan bir tanesidir. İnsanların da Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından gelip görmek istedikleri bir yer. Evet, vatandaşımız burada bunu bir kazanç kapısı, bir gelir kapısı olarak görüyor ama bu saydığımız 4-5 özelliğe uygun yapılacak her tesise biz evet diyeceğiz. Ama bu saydığımız hususiyetleri taşımayan tesislere de göz yumma imkanımız yok” ifadelerini kullandı.
GÜZERGAH ÇALIŞMALARI BAŞLADI
Rize'nin turizm beklentisinin yüksek olduğunu kaydeden Baydaş “Turizme odaklanmış, turizmden gelir bekleyen bir şehiriz. Öncelikleri arasına turizmi koyan bir şehiriz. Burada bir yol haritası çiziyoruz. Hem bungalov işletmecilerinin ki onlar bir dernek kurdular. Dernekleştiler. O dernek temsilcileriyle defalarca bir araya geldik. Gelmeye devam ediyoruz. Hem de özellikle Ardeşen ve Çamlıhemşin başta olmak üzere Kaymakamlarımız bu meselede bir yol belirleme noktasında çalışmalar yaptılar. Dere hattında olan, Fırtına Deresinin, dere kenarında olan yapılarla ilgili işlemler başladı. Tebliğler yapıldı. Onlarla ilgili evvela kendisine süre veriyoruz vatandaşımız diyoruz ki ‘Sen bunları geri çek ve hattı muhafaza et'. Sonra taşkın sahalarına gelece, ondan sonra yol geçecek oradan, Ardeşen, Çamlıhemşin ve Ayder yolu güzergahı çalışmalar başladı” şeklinde konuştu.
KONTROLLÜ BİR ŞEKİLDE YAPILMALI
Bungalovların ihtiyaç doğmasından kaynaklı arttığını ancak kontrollü bir şekilde olması gerektiğini kaydeden Baydaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bungalovlara karşı değiliz. Bungalovlar bir ihtiyaca binaen doğmuş yapılardır. Ama bunların kontrollü vergilendirilmiş, sıhhi olarak, hıfzıssıhha olarak, çevre sağlığı olarak da atıkları kontrol altına alınmış olması ve kültür turizm ile konaklamayla ilintili işlemlerinin turizm işletme belgesi sahibi olarak devam etmesi lazım. Kamunun gözetiminde, kamunun kontrolünde, bizim diğer nasıl ki turistik tesislerimiz, konaklama sağlayan turistik tesisler bu özelliklere haizse bu işi yapacak olanların da bu özelliklere haiz olması lazım.”