“çay namustur,Çaykur vatandır”

Tek Gıda İş sendikası Genel başkanı Mustafa Türkel  AKP Rize il teşkilatını uyararak, “Rize'deki sendika  tartışmalarında  taraf olmamalarını istedi. Türkel, “Sayın Başbakan bir genelge yayınlayarak Rize'deki sendika sürtüşmesine taraf olmadıklarını belir

Tek Gıda İş sendikası Genel başkanı Mustafa Türkel  AKP Rize il teşkilatını uyararak, “Rize'deki sendika  tartışmalarında  taraf olmamalarını istedi. Türkel, “Sayın Başbakan bir genelge yayınlayarak Rize'deki sendika sürtüşmesine taraf olmadıklarını belirtti. Sayın Başbakan taraf olmayacağız derken AKP' nin yerel yöneticileri rakip sendika ile kol kola mücadele ediyor. Bu nasıl bir siyasi anlayış. Başbakanın kesin talimatı olmasına rağmen nasıl sendika savaşında taraf olabiliyorlar. Bunu bana izah etmeleri lazım” dedi.

 

*Türkel, Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce'yi de uyararak, ''Kendisi üstte oturuyor, alt katta toplantılar yapılıyor. Soruyoruz, haberi olmadığını söylüyorlar. Bu daha da kötü. O zaman sen kalk da bilen birileri gelsin. ÇAYKUR işçisi ile siyaset yapma. Burası kimsenin babasının çiftliği değil. Bunun hesabını sana yüce adalet önünde soracağız'' diye konuştu.

 

Tek Gıda İş sendikası Genel başkanı Mustafa Türkel, Rize bölge başkanlığında yaptığı basın açıklamasında Çaykur ile tek Gıda'nın 55 yıldır evli olduğunu, bu evliliği bozmaya kimsenin gücü yetmeyeceğini, çayın namus, çaykurun ise vatan olduğunu, gelin buna sahip çıkalım  dedi.

 

Tek Gıda iş Sendikası genel Başkanı Mustafa Türkel, “55 yıldır Çaykur da kardeşçe sendikasıyla bütünleşmiş arkadaşlarımıza sendikasındasın, husumet içerisine düşürülmek istenmektedir. Burada söylenen her şeyin , Çaykur' un üzerinde oynanan her oyunun ispatı mümkündür. Sizlerin babalarının babaları kurduğu bu kurumda 55 yıldır Çaykur' da adeta bütünleşmiş bir sendikadır. 55 yıl boyunca hem Çaykur' u hem çalışanını düşünmüş hem de çay üreticisini düşünmüş bir bölge ne olduysa oldu birileri tarafından düğmeye basıldı ve bir anda sendikal mücadelenin içerisinde buldular kendilerini. Şimdi sormak lazım. Ne oldu da birden bire birileri düğmeye bastı. Çaykur' da sendikal mücadele başladı. Aslında bu düğmeye başısın arkasını iyi bakmak zorundayız” dedi.

 

Türkel, sendikacılık yapmak için Rize'ye gelen kişilerin hayatlarında işçilik hiç yapmadıklarını belirterek, “.Türkiye deki 55 yıllık   çalışma hayatının 40 yılında toplu sözleşmeli düzen içerisine hiç bir şey yapmamış.Türkiye çalışanına hiç bir şey yapmamış. Başında bulunan konfederasyon başkanı hayatta işçilik yapmamış ama kadere bakın ki işçilerin haklarını korumaya talip olmuş bir konfederasyona yönetici olmuş bir sendikadan bahsediyoruz. Hak İş'in başkanının işçilik yaptığını duydunuz mu hiç, o memurdur aslında. Ondan evvelki Hak İş'in kurucu başkanı olan Yasin Hatipoğlu şimdi Saadet Partisinin Genel Başkan yardımcısı olan kardeşimizin işçilik yaptığını duydunuz mu hiç?. Onlar memurdur. 70 yıllarda ideolojik anlamda kurulmuş bir sendika ve onlarda bir yerlerden transfer edilmiş bir konfederasyondan bahsediyoruz aslında. Kendilerine bağlı birkaç tane sendika vardır. Hiç yeni yer örgütlememişlerdir bunlar hayatlarında. Siyasi iktidarların zaman zaman dümen suyuna girmek suretiyle onlardan beslenerek, örgütlü olan yerlere siyasi baskılarla girerler. İşte Rize Belediyesi burada, bunlar işçiye hizmet etmezler. Bundan önceki Türk İş'e bağlı Belediye İş Sendikası sözleşme yapmış zamlar almış, işçinin haklarını öyle veya böyle korumaya çalışmış sonra gelmiş Hizmet İş Sendikasına balkıya, yerel yönetimlerde kurulan baskıyla Hizmet İş Sendikasına işçiler transfer edilmiş sıfır zamla devam ediyorlar. Duydum ki başkan diyor ki daha da sıfır zamla devam edecekler. Burada demek oluyor ki sıfır zammı içine sindirebilen bir sendikal anlayışa sahipler” dedi..

 

Türkel, Hakiş' in sendikacılık adına işçiyi sömürdüğünü ifade ederek, “Genel kurul kararı olmadan 10 tane şubenin 8 ini kapatacaksın. Genel sekreterlerini disipline vererek görevden uzaklaştıracaksın. Sana karşı çıkan ve dediğini yapmayan insanları yok edeceksin sonra kalkacaksın kürsülerde demokrasi diyeceksin şeffaflık diyeceksin. Orman işçilerini size transfer ederken noterden istifa bedellerinin makbuzlarını topladın ve trilyonlara varan o makbuzların parasını orman işçisine ödedin mi?. Önce bunların hesabını yargıya ver sonra kalk demokrasi ve şeffaflıktan bahset” dedi..

 

Kendilerinin şeffaf bir sendikacılık anlayışı güttüklerini ifade eden Türkel,  “Tek Gıda İş Sendikası genel kurul kararı ile yeminli mali müşavir denetimine girdi. Üyenin kaç kuruşu geliyorsa o hesabı herkes soracak. Bütün hesaplarımızı bağımsız yeminli bir mali müşavir denetliyor. Denetledikten sonra imzalı bir şekilde kurula gönderecek, 3 ayda birde müşavir imzalı web sitesinde yayınlanacak. Türkiye'de bir tane daha örnek gösterir misiniz bana siyasi parti , dernek, sendika.Çaykur işçisini örgütlemeye çalışmak için harcadığın paranın kaynağını gösterecek kadar şeffaf ol. Burada kullandığın o araçların sahiplerini söyleyebilecek kadar demokrat ol”dedi.

  

Tek Gıda iş  Sendikası Başkanı Mustafa Türkel, çaya sahip çıkmanın vicdanı bir borç olduğunu ifade ederek, “Çaykur'u özelleştirmek için onları Rize'ye gönderdiler. Sendikal bir boşluk doğurarak özelleştirmenin yolunu açmak istiyorlar. Sendikal boşluk ortaya çıktığı zaman ve toplu sözleşme hakkı ortadan kalktığı gün, ÇAYKUR' un özelleştirilmesi için düğmeye basacaklar. Hiç kimse bölge insanının geleceği olan ÇAYKUR ve çay üzerinden siyaset yapmaya kalkmasın. Yaptıkları siyaseti de Başbakana mal etmeye kalkışmasın. Biz bu güne kadar ÇAYKUR' un ayakları üzerine daha sağlam basmasını sağlamak için işçimizi karşımıza alarak her türlü sıkıntıya göğüs gerdik. Ama bugün bunun karşılığında bizi hem işçimizle karşı karşıya bırakıyorlar, hem de ÇAYKUR 'un geleceği ile oynuyorlar. Artık ÇAYKUR için sıkıntılara göğüs germe devri bitmiştir. Her şeyi ile birlikte işçi için mücadele devri başlamıştır. Bundan sonra fabrikalarda veya ilgili alanlarda doğabilecek en ufak bir sorunda bile iş mahkemesine gitmekten çekinmeyeceğiz.''

 

Yüce'den hesap sorarız

 

Türkel, ÇAYKUR Genel Müdürü Ekrem Yüce'nin Öz Gıda-İş Sendikası'nın çalışmalarına göz yumduğunu öne sürerek, ''Kendisi üstte oturuyor, alt katta toplantılar yapılıyor. Soruyoruz, haberi olmadığını söylüyorlar. Bu daha kötü. O zaman sen kalk da bilen birileri gelsin. ÇAYKUR işçisi ile siyaset yapma. Burası kimsenin babasının çiftliği değil.Yetkisiz sendikanın iş yerlerimize girmeye hakkı yoktur.Suç işliyorlar.Yarın buralarda olabilecek,bir kavga bir çatışma her ne olursa olsun bunun sorumlusu biz olmayacağız.Bunun sorumlusu bu hukuksuzluğa göz yumanlar oalcaktır.'' diye konuştu.

  

Türkel, “Sayın Başbakan Rize'deki sendikal tartışmalara taraf olmadıklarını bize bizzat belirtti. Sayın Başbakan taraf olmayacağız derken AKP' nin yerel yöneticileri rakip sendika ile kol kola mücadele ediyor. Bu nasıl siyasi anlayış. Başbakanın kesin talimatı olmasına rağmen nasıl sendika savaşında taraf olabiliyorlar. Bunu bana izah etmeleri lazım”dedi.

 

Türkel konuşmasının son bölümünde “bunlar sendikacı falan değil. Bunlar taşeron dir. Bunlar çaykur'un özelleştirilmesi için taşoren olarak gönderildiler. Bölge de çay ve fındık yok olursa bölge yok olur. Ulusal değerlerimizden olan bölge insanin en önemli geçim kaynağı olan fındık ve çayı yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek. Çünkü  55 yıldır onurlu bir mücadele tarihi olan tek gıda iş sendikası buna karşı dun olduğu gibi bugün de karşı duracaktır.Dun on binlerle nasıl sokağa çıktıysa yine  sokaklara çıkarız.Fındık ve çay namustur.Tekel ve Çaykur vatandır.gelin namusumuza ve vatanımıza sahip çıkalım”dedi.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri