Giresun’da sağanak sonucu meydana gelen, 3'ü asker 9 kişinin hayatını kaybettiği selde kaybolan Umut Cantürk'ü arama çalışmaları sürüyor. Cantürk'ün eşi Serap Cantürk, "Çocuklarıma her gün evden çıkarken ‘Babanızı aramaya gidiyorum’ diyorum. Bu çok acı" dedi.
Giresun'da cumartesi akşamı etkili olan sağanak nedeniyle sel ve heyelanlar meydana geldi. Kentte 3'ü asker 9 kişi hayatını kaybetti, 2'si asker 8 kişi ise kayboldu. Dereli ilçesinde, dereler taştı; cadde ve sokaklar nehre döndü, park halindeki araçlar, sel sularına kapılarak sürüklendi. 17 binanın yıkıldığı, 361 yapının hasar gördüğü kentte alt ve üst yapı ile elektrik, su ve telefon hatları da zarar gördü.
Yağlıdere ilçesinde otomobiliyle sele kapılan Umut Cantürk’ü arama çalışmalarına ise devam ediliyor. AFAD, Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ve AKUT ekipleri, dere yatağında kayıp Cantürk'e ait iz arıyor. Serap Cantürk de kayıp eşini arıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ziyaret ettiği Cantürk'e taziyelerini iletirken, aramaların sürdürüldüğünü söyledi.
'BU ÇOK ACI'
Eşinin otelde çalıştığını anlatan Serap Cantürk, "Gece işten çıkıp eve gelmek için yola çıktı. Gündüzden başlayan çok kuvvetli bir yağmur vardı. Aradığımda, yolda olduğunu söyledi sonra tekrar aradığımda telefonu kapalıydı. Eşimin otomobiliyle geçtiği güzergahta yol çökmüş. Bir işaretleme olmadığı için eşim aracıyla oradan dereye düşmüş. Otomobiline ulaştık ama kendisi yok. Çocuklarıma her gün evden çıkarken ‘Babanızı aramaya gidiyorum’ diyorum, bu çok acı. Eskiden yağmura ‘bereket’ derdik, şimdi ‘afet’ diyoruz. Doğayı bu hale biz getirdik ve cezasını çok ağır çekiyoruz" dedi.
EVLERİ YIKILAN AİLENİN GÖZYAŞLARI
Espiye ilçesinde 2 katlı evi selde yıkılan Zekeriya ve Menekşe Arpacık çiftinin tüm eşyaları da sulara kapıldı. Acılı aile de yakınlarının yanına yerleşti. Yıkılan evlerinin yerine bakarak gözyaşı döken Menekşe Arpacık, "Eşimin babası astım hastası. Önce 'Babanı çıkar, arabaya yerleştir' dedim. Biz de çoluk çocuk bir kat giysi alıp evden çıktık. Hepimiz evden çıkıp uzaklaştık. Sonra geri gelip, tekrar baktık, su tamamen yaklaşmıştı. Çocukları da kaynıma göndermiştik. Biz yukarı çıktık, bekledik, baktık. Sonra gelinim aradı beni. Ben de 'Ev gitti' dedim. İçime doğdu çünkü içimden bir parça koptu. Evimi de 4 yıl olmuştu yapalı, her şeyini yapmıştım. Hepsi gitti" diye konuştu.
Zekeriya Arpacık ise "Evin temeline kadar su gelince biz evden çıkmak zorunda kaldık. 90 yaşında babam var, babamı arabama aldım, yola çıkardım. Sonra babamı sağlam bir yere bıraktım. Hanımla tekrar döndüğümüzde, dere tam yolun hizasına çıkmıştı. Çocuklarımı da yukarıda, kardeşimin evine göndermiştim. Buradan yine ayrıldık sonra da gelmeye cesaret edemedik. Dere tekrar kükremişti. O anda ev yıkıldı" dedi.