"Çoruh inat etti oğlumun kemiğini bile vermiyor!"

Artvin'de 2011 yılında otomobiliyle Çoruh Nehri'ne düşerek kaybolduktan sonra bir daha haber alınamayan mühendis Orhan Kemal Ulusoy'un acılı ailesi, aradan geçen zamana rağmen her gün kazanın olduğu bölgeyi tarayarak oğullarından bir iz bulmaya çalışıyor.

Artvin'de 2011 yılında otomobiliyle Çoruh Nehri'ne düşerek kaybolduktan sonra bir daha haber alınamayan mühendis Orhan Kemal Ulusoy'un acılı ailesi, aradan geçen zamana rağmen her gün kazanın olduğu bölgeyi tarayarak oğullarından bir iz bulmaya çalışıyor.

Yusufeli ilçesinde 22 Nisan 2011'de Çoruh Nehri'ne düşen otomobilde bulunan Ulusoy'un babası İrfan (65) ile eşi Fatma Ulusoy (65), Çoruh Nehri Havzası'nda "yaz, kış, bayram" demeden oğullarını arıyor.

Kazanın 4'üncü yılında Çoruh Nehri'ne karanfil bırakıp dua eden baba Ulusoy,  yaptığı açıklamada, oğlunu Çoruh Nehri'ne 4 yıl önce kurban verdiğini anlattı.

Eşi ve çocuklarıyla oğlunun cesedini 4 yıldır aradığını dile getiren Ulusoy, "Onu Çoruh Nehri'ne kurban verdiğimin dördüncü yılı. Maalesef oğluma ait bir kemik bile bulamadım" dedi.

Arama çalışmalarını Yusufeli ile Borçka arasındaki Çoruh Havzası boyunca 60 kilometrelik alanda aralıksız sürdürdüklerini anlatan Ulusoy, şöyle konuştu:

"Oğlunun nehirde kaybolmasının ardından günlerce, haftalarca, aylarca, yıllarca bıkmadan, usanmadan adeta iğneyle kuyu kazar gibi Çoruh Nehri'nin hırçın sularında ve kıyısındaki balçıkta oğlumu arıyoruz. Oğlumun bir kemiğini bile bulabilmek ve mezarını yapmak için Çoruh Nehri'ni karış karış ellerimizle, tırnaklarımızla kazıyarak arıyoruz. Eşim ve çocuklarımla 'bayram, yaz, kış' demeden büyük bir umutla oğlumuzun cesedini, bir parçasını arıyoruz. Bir kemiğini bulsak bayram yapacağız. Kurbanlar keseceğim."

- "Çoruh inat etti, oğlumun bir kemiğini bile vermiyor"

Ulusoy, tarif edilemez çok büyük acılar çektiklerini kaydederek, bir gün mutlaka oğluna ait parça bulabilmenin umuduyla yaşadıklarını söyledi.

Sanki "yeni olmuş" gibi olayın sıcaklığıyla yaşadıklarını belirten Ulusoy, "Çoruh Nehri'nin kıyısında yatıp kalkıyoruz. Her gün buradayız. Burası evimiz oldu. Çoruh’la adeta kardeş olduk. İnat etti, bana oğlumun bir kemiğini bile vermiyor. Benimkisi bir baba-oğul ilişkisi değil. Bizim aşkımız 'Kerem ile Aslı’nın aşkı' gibidir. Oğlumu çok seviyorum. Ona kavuşacağım günü iple çekiyorum. O gün bayramımız olacak" diye konuştu.

- Acılı annenin feryatları yürekleri dağlıyor

Eşiyle arama çalışmalarına katılan ve ayakta durmakta güçlük çeken anne Fatma Ulusoy, eşini bir gün olsun yalnız bırakmadığını ve hayatlarını çok sevdiği oğlunu bulabilmeye adadığını anlatarak, "Oğlumun Çoruh Nehri'ne düştüğü 2011 yılının nisan ayından beri buralardayız. Tam 4 yıldır 'yağmur, çamur, soğuk, sıcak 'demeden oğlumun cansız bedenini eşimle her gün arıyoruz" dedi.

Ulusoy, oğlunun kayboluşunun 4'üncü yılında yine büyük umut ve acıyla geriye kalan parçasını bulmak için aradıklarını dile getirerek, "Oğluma ait bir kemiğini bulabilsem, dünyanın en mutlu insanı biz olacağız. Oğlumun bir mezarı olsun istiyorum" şeklinde konuştu.

- "Rüyamda 'anne, ben suda çok üşüdüm' diye bağırıyor"

Oğlunu sürekli rüyasında gördüğünü ve üşüdüğünü söyleyip kendisine sarıldığını ifade eden anne Ulusoy, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

"Oğlum rüyamda 'anne, ben suda çok üşüdüm' diye bağırıyor. Bir an önce sudan çıkarmamızı istiyor. Ben de 'korkma, seni bir gün mutlaka bulup soğuk sulardan çıkaracağım' diyorum. Oğlumu mutlaka bir gün bulacağız. Telefonumun her çalışında 'oğlum arıyor' diye düşünüyorum. Evin dış kapısı çaldığında oğlumun eve geldiğini hissediyorum. Çoruh Nehri'nde arıyorum ama gözüm her yerde, bir gün oğlumun çıkıp geleceği ümidiyle yaşıyorum. Allah'ım bana en azından oğlumun cansız bedenine ait bir parçasını bulmayı nasip et."

Anne Ulusoy, bin 465 gündür oğlunun fotoğrafına sarılıp uyuduğunu söyledi.

"Güzel oğlumun kendisi yok ama fotoğrafları var" diyen Ulusoy, şunları kaydetti:

"Fotoğraflarına sarılıp uyuyorum. Koynumda fotoğrafını ısıtıyorum. Saçlarını okşuyorum, sohbet ediyorum. Koltukların üzerinde uyuyorum. Yatağa dahi yatamıyorum. Oğlumun kaybolmasından sonra hayatımız zindan oldu. Ailece perişan olduk. Eşim de ben de ağlamaktan hastalandık. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Allah'ım bizlere sabır ver..."

Eşinin arama sırasında bir parça kemik bulduğunu ve oğluna ait olabileceği düşüncesiyle incelenmesi için cebine koyduğunu dile getiren Ulusoy, bu sırada fenalaştığını anlattı.

Ulusoy, oğlunun kayboluşunun 4'üncü yılında nehre karanfil bıraktığını ifade ederek, "Oğlum hayattayken bana çiçek getirirdi. Ben ise genç yaştaki oğluma karanfil atıyorum. Bu acı ömür boyu çekilmez. Ne yapacağımızı şaşırdık" dedi.

- Olay

Artvin'in Yusufeli ilçesinde yapımı devam eden Artvin Barajı'nda görevli mühendisler Hüseyin Dervişoğlu (32) ve Orhan Kemal Ulusoy (29), 22 Nisan 2011'de şantiyeden 34 FG 9540 plakalı otomobille ayrılmıştı. Mühendislerden haber alınamaması üzerine başlatılan çalışmada, Artvin-Yusufeli karayolunun 65. kilometresi Aşağımaden köyü mevkisinde bulunan otomobil, Çoruh Nehri'nden çıkarılmış ancak Dervişoğlu ve Ulusoy'a ulaşılamamıştı.

Orhan Kemal Ulusoy'un babası İrfan Ulusoy, 3 Mart 2012'de karayollarına ait asfalt şantiyesinin alt kesiminde, nehirde erkek cesedi bulmuş, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekiplerince sudan çıkarılan cesedin Trabzon Adli Tıp Kurumundaki otopsisinde Dervişoğlu'na ait olduğu belirlenmişti.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri