Doğu Karadeniz’de son yıllarda özellikle yaz aylarında tarım alanlarında büyük zararlara yol açan ve yörede ’Vampir Kelebek’ olarak adlandırılan ’Ricania Simulans’ ile mücadele kapsamında Rize’de bir toplantı düzenlendi.
Rize Ticaret Borsası’nda düzenlenen toplantıya ÇAYKUR, Rize Ziraat Odası, Tarım İl Müdürlüğü yetkileri katıldı. Düzenlenen toplantıda konuşan Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanı Suat Kaymak, Türkiye’de 1 yıldır türeyen Kahve Rengi Kokarca Böceği’ne dikkat çekti, çaya asıl zararı verenin ise 'Ricania Simulans' değil gözle görülemeyen zararlı ‘Sarı Çay Akarı’ olduğunu dile getirdi.
Rize Çayı’nın özelliği olan doğallığının bozulmaması için Ricania Simulans ile mücadelede kimyasal ilaç kullanmadan mücadeleyi sürdürmek istediklerini dile getiren Kaymak “2 yıldır bir çalışma başlattık. Bu çalışmalar neticesinde Ricania Japonica yani yalancı kelebek olarak adlandırıyoruz, biyolojisine yönelik çalışmalarımız oldu. Bio teknik mücadelesine yönelik,’ acaba bu böceğin renklere karşı, ışığa karşı eğilimleri var mı? Bunu bir tuzak oalrak, mücadelesine yönelik kullanabilir miyiz?’ diye çalışmalarımız oldu. Bitki ekstratları kullanılabilip mücadele edile bilir mi diye çalışmalarımız oldu. Çünkü Rize bölgesi bizim için çok değerli bir alan. Çay yetiştirildiği için burada kimyasal bir mücadele etmek istemiyoruz. O yüzden burada kullanacağımız teknikler çevre dostu olmalı ve insan sağlığına zararlı olmamalı. Bizde bu amaç ve kaygıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca yine eğitim projelerimiz var. Kültürel metotları deniyoruz” dedi.
Çaya zarar veren Sarı Çay Akarı
Çaya zarar verenin Ricania Simulans değil bir başka zararlı Sarı Çay Akarı olduğunun tespit edildiğini, Ricania Simulans’ın çaya zarar vermediğini dile getiren Kaymak “Çayda zarar yaptırdığına yönelik dedikodular var ama çayı zararı olan başka bir zararlı olduğunu tespit ettik. İsmi ‘Sarı çay akarı’. Onunla ilgili onun mücadelesine yönelik çalışmalarımız var. Bu çalışmalarımızı da bugün burada ilgili paydaşlarımız ile paylaştık. Bu proje neticesinde kültürel tedbirlerin çok önemli olduğunu bulduk. Bahçemizi kurumuş otlardan temizlemek suretiyle bahçemizde yüzde 90’a varan bir popilasyon düşüklüğüne neden olduğunu öğrendik. Yine vakumlu bir popa sayesinde yüzde 80’e varan, özellikle fasulyede, biberde, hobi amaçlı yetiştirilen bahçelerde çok başarılı bir şekilde kullanılabileceğini tespit ettik. Sarı çay akarına karşı da 400 gram kükürt kullanıldığında yüzde 90 etkisi olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.
‘Kafes yönetimiyle zararsız olduğu denendi’
Kafes yöntemiyle vampir kelebeklerin yaşam alanları hakkında deney yaptıklarında çay bitkisi içerisinde barınamadığını ve yumurtaların biyolojik gelişimini tamamlayamadığını sözlerine ekleyen Kaymak “Ricania Japonica’nın çaya zarar verdiğine yönelik iddialar var. Biz onu da denedik. Kafes yöntemine alıp çay bitkisinin içine bu zararlının yumurtalarını bıraktık ve gördük ki hiçbir biyolojik dönemini çay üzerinde geçiremiyor. Beslenmiyor ve gelişmesini de tamamlayamıyor. Bu sayede çaya zarar vermediğini tespit ettik. Çaydaki yapılan araştırmada, yumurta paketlerinin olduğu kısımlarda üçüncü ve dördüncü kesimden sonra tamamen kültürel mekanik mücadele ile temizlendiğini tespit ettik” diye konuştu.
Yeni Tehlike Kahve Rengi Kokarca Böceği
Geçtiğimiz yıl fındık yetişen bölgelerde tespit edilen ve yapılan araştırmalar neticesinde Ricania Simulans’tan daha tehlikeli bir zararlı olduğu ortaya çıkan Kahve Rengi Kokarca ile ilgili de konuşan Kaymak, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıl ilk tespit yapıldı ülkemizde. Maalesef Gürcistan'dan geldiği söyleniyor ve bununla ilgili Samsun Tarımsal Araştırma Enstitüsü yoğun bir çalışma başlattı. Yaygınlığıyla alakalı çalışmalar yapıyor, sınırlama testlerini yapıyoruz. Feromonlar ile mücadelesine yönelik çalışmalar var. Bu kahverengi kokarca ülkemize girdi ve 200’e yakın noktada olduğu söyleniyor. Zararlı olduğu söyleniyor ve Ricania’dan da daha önemli bir zararlı. Biz bunun şimdiden tedbirini aldık, mücadelesine yönelik de çalışmalar başlattık. Umarım inşallah Türkiye’ye yayılmaz.”