Samsun’un Bafra ilçesinde üretilen organik "Elifli çileği" yok satıyor.
Salgın nedeniyle hijyenik ortamda hasat yapılan arazide, dezenfektanla temizledikleri ellerine eldiven giyip, yüzlerine de maske takan tarım işçileri büyük bir titizlikle çilekleri topluyor. Hasat edilen çilekler, Türkiye'nin birçok bölgesine gönderiliyor. Tamamen doğal ortamda organik üretilen çilekler lezzeti, aroması ve görüntüsüyle büyük talep görüyor.
Elifli Mahallesi'ndeki 18 dönüm alanında çilek üretimi yapan Bayram Ali Kadıoğlu, pazar sorunu yaşamadıklarını, yok sattıklarını söyledi. Kadıoğlu, "20 yıldır çilek işiyle uğraşıyorum. Geçmiş yıllarda 50-60 dönüm yaptık. Önümüzdeki sene daha da artırmayı düşünüyorum. Geçen seneye göre girdi maliyetlerimiz yüzde 30 arttı. Fakat bizim satış fiyatlarımız geçen senenin altında. Korona virüs nedeniyle halkımız, bizim doğal çileğimizden faydalansın diye elimizi vicdanımıza koyarak fedakarlık yaptık. Geçen seneki fiyatlarla başladık. Fiyat yükseltip fırsatçılık yapmıyoruz. İnsanlar 1 liralık maskeyi 5 liraya sattı ama biz hala eski fiyatlardan veriyoruz. Çileklerimizi şehit ailelerine ve korona virüsle mücadele eden sağlık çalışanlarına ücretsiz veriyoruz" dedi.
"Ürün yetiştiremiyorum, yok satıyorum"
Pazar sorunu yaşamadıklarını belirten Kadıoğlu, "Kaliteli her üründe asla pazar sorunu yaşanmaz. Yeter ki üret. Ben bugün ürün yetiştiremiyorum, yok satıyorum. Çevre illere gönderiyorum. Çiftçiler çok çalışacak. İnsanların gıda ihtiyacı var. Mutlaka üretmemiz lazım, yoksa hayat durur. Çilek üretimini arttırmak için geçmişte çok teşvikler yaptık. İl Tarım Müdürlüğümüzün destekleriyle fide getirdik dağıttık fakat insanlar hep devletten bekliyor. Teşvik verilirse yapıyor, yoksa yapmıyor. Taşın altına elimizi koymamız lazım. Biraz teşvik olur biraz da sen yaparsın. Hep devletten gözlüyorlar, bu yanlış. Desteklemelere karşıyım, ürüne destekleme olması lazım. Tapu sahibine destekleme veriyor. Adam İstanbul’da, alıyor parayı ama üretim yapmıyor. Üretim yapmadığın zaman hayat durur" diye konuştu.
"Metropollerde asgari ücretle çalışana kadar çilek yapsınlar"
Çilek üretimini yaygınlaştırmaya çalıştıklarını anlatan Kadıoğlu, "Çok riskli bir iş, fakat aile ziraatı olması lazım. Büyük alanlarda ekersen Karadeniz Bölgesi yağmurlu olduğu için zarar etme şansımız yüksek. Çünkü yağmurda ve nemde kayboluyor. Metropollerde asgari ücretle çalışana kadar 2 dönüm, 3 dönüm çilek yapsa bir asgari ücretlinin yıllık aldığını alır. İnsanların köye dönmesi lazım. Korona virüs nedeni ile bazıları işsiz kalacak lütfen köylerine dönsünler. Şehirden çalışmaya insan getiriyoruz, köylerimiz bom boş. Kendi çocuklarımızı gelmiyor artık. Devletimizin tarımı desteklemesi çok çok önemli. Bu insanlar asgari ücretle sadece sigorta için Ankara’da, İstanbul’da çalışıyor. Devlet diyecek ki yeni tarıma başlayan insanın sigortasını ben ödeyeceğim. Tarımda istihdam olacak ve köyüne dönecek. O zaman herkes üretir" şeklinde konuştu.
Çilek üretimi için Bayrak Ali Kadıoğlu'ndan destek alan kadın girişimci Bahar Ay ise, “Bu sene ben de yaptım. İnşallah hayırlı olur" dedi.
Yağmur yağdığı zaman çilek toplamanın daha zahmetli olduğunu söyleyen Satu Keleş de çileği ezmeden dikkatlice topladıklarını ifade etti.