Başbakan Erdoğan, kamuda başörtüsü düzenlemesine tepki gösteren CHP'deki ulusalcı vekillere, "Ya siz kimsiniz ya. Millet bu işin kararını vermiş, bu iş bitmiş. Artık bu ülkede ulusalcı mulusalcı diye bir şey yok. Bu ülkede artık millet gerçeği var, bunu göreceksiniz. " diye cevap verdi.
Erdoğan, Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla Rixos Otel'de düzenlenen "Kız Çocuklarının Eğitim ve Öğretiminde Yeni Politika ve Uygulamalar" Çalıştayına katıldı. İşte o konuşmadan önemli bölümler:
BEN DE BİR TUĞCUBAŞIYIM
"Kızların mehter takımında olması gurur verici. Biz çünkü hep erkek işi bilirdik. Ben de bir tuğcubaşıydım. Hocamıza çok teşekkür ediyorum böyle bir organizasyon yaptığı için.
HZ. MUHAMMED'İN ÇOCUK SEVGİSİ
Burada özellikle geçmişimizden bugüne sevgili peygamberimizden bir başlangıçla konuşmamı zenginleştirmek istiyorum. Çocukları çok fazla seven bir insan. Kendi çocukları erken yaşta vefat etmiş ve 4 kız babası olan bir insan. tabii birisi peygamber efendimize; "Siz çocukları öper misiniz" sorusu sorulduğunda, verilen cevap çok manidardır. "Allah senin kalbinden merhamet duygusunu almışsa ben ne yapabilirim". diyor.
LAİKLİK İHLAL EDİLİYOR
Meclis'te kameraların karşısına geçen 6 CHP'li milletvekili andımızın kaldırılması, harf değişiklikleri ve nefret suçlarına yönelik düzenlemeleri eleştirdi.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, "Kamu kurum ve kuruluşlarında dini simge kullanılmasına imkan veriliyor. Bu bir. Laiklik ihlal ediliyor bu iki" dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ise "Görev başındayken bunu takması devletin tarafsızlığı körlüğü ve laiklik ilkesiyle bağdaşmıyor" ifadesini kullandı.
Ulusalcı kanat kamuda başörtüsü serbsestisine karşı çıktı, parti yönetiminin de kendileriyle aynı görüşte olduğunu iddia etti.
O CAHİLİYYE DÖNEMİNİN TEMSİLCİSİDİR
Bugün Müslüman olduğunu söyleyen ama bir kız çocuğu doğduğu zaman hayıflanan, üzülen ya da yeterince sevinmeyen anneler-babalar maalesef var. Bugün bile kız çocuklarını erkeklere ayrı tutan, öteleyen, horlayan, hatta dışlayan anne-babalar var. Bugün bile kız çocuklarını belli imkanlardan belli özgürlükten yararlandırmayan anne-babalar var. Örneğin mirası paylaşmada. Ülkemizin belli bölgelerinde bu var. Benim bölgemde Karadeniz'de de var. Aynı şekilde Güneydoğu'da, Doğu'da buna benzer uygulamalar var. Kızı mirastan tamamen dışlayan, mirası erkekler arasında paylaşanlar var. Onun için Medeni Kanunumuz kayıt altında olanlarda yüzde 50 yüzde 50 paylaşımı getirdi. Tabi kayıt altında olursa, kayıt altı olmazsa hak getire.
Bizim tarihimizde çocuklar arasında kadın ile erkek arasında ayrımcılık yoktur. Kim kadına yönelik şiddeti adet olarak lanse ediyorsa, o cahiliye döneminin temsilcisidir, çok açık söylüyorum insanlıktan nasibini almamıştır.
VAGON DEĞİL ÖNCÜ OLMAK ZORUNDAYIZ
Her alanda kız çocuklarını kayırmaya başladık, her alanda onlara öncelik tanıyoruz. Sorunlarımıza yurt dışından ithal kavramlar getirmek zorunda değiliz. Bizler binlerce yıllık tarihin milletin fertleriyiz. Ülke olarak fert olarak vagon değil öncü olmak zorundayız.
Biz takipçi değil, vagon değil öncü olmak zorundayız. Takip edenler hep arkada kalırlar, tembelleşirler. Kendi öz tarihlerine bakıp çözüm ve formül üretmek yerine taklit edenler doku uyuşmazlığına maruz kalırlar. Kız çocuklarımızın veya hanım kardeşlerimizin sorunlarını çözerken kendi medeniyetimizi ölçü olarak alacağız.
OKULLAŞMA ORANI ARTTI
Her çocuğun zorunlu olarak 12 yıl eğitim almasını lise mezunu olarak toplumda yerini almasını arzuladık. İköğretimde brüt okullaşma oranı yüzde 91 idi şu anda yüzde 100'ü aştı. Yüksek öğretimde okullaşma oranı yüzde 74 idi yüzde 87'ye çıktı. Haydi Kızlar Okula kampanyası ile 350 bin kız öğrenci okula başladı. İlkokulda erkek çocuklar için 30, kız çocuklar için 35 lira yardım yapıyoruz. Yardımı babaya yardım versek, duman olup gidecek. Yardımı anneye yapıyoruz ki yerini bulsun.
ÇARPIK ZİHNİYET TEDAVÜLDEN KALKMIŞTIR
Asık suratlı sert devlet imajı vatandaşı devletten soğuttuğu kadar ciddi manada kız çocuklarını okullardan uzaklaştırdı. Bu ülkede kız çocuğunu okula göndermeyen anne babalar eleştirildi. Kız çocuklarını ikna odalarında işkenceye tabi tutanlar görülmedi. Kız çocuklarının onurlarını zedeleyen uygulamalar görülmedi. Çarpık zihniyet tedavülden kalkmıştır. 14 asır önce kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi cahiliye anlayışı ise kız çocukları kılık kıyafet nedeniyle kapılardan çevirmek öyle bir cahiliyet alışkanlığıydı.
ULUSALCI MULUSALCI DİYE BİR ŞEY YOK
Baktım dün bir grup çıkmış bir şeyler söyleyip duruyor. Böyle bir şey olamaz diyor. Ya siz kimsiniz ya. Millet bu işin kararını vermiş, bu iş bitmiş. Artık bu ülkede ulusalcı mulusalcı diye bir şey yok. Bu ülkede artık millet gerçeği var, bunu göreceksiniz. Bu ülke hepimizin ülkesi bunu göreceksiniz. Bu ülke ne kadar erkeklerin ülkesi ise o kadar da kadınların ülkesidir, bunu göreceksiniz. Bu ülkede başı açık kardeşlerim ile başı örtülü kardeşlerimin özgürlüklerini haklarını birbirinden ayıramayacaksınız, el ele beraber yürüyecekler.
BEN BUNUN ACISINI ÇEKMİŞ BİR BABAYIM
Bu ülkede artık hiç kimse kız çocuklarının kıyafetine bakıp ‘sen okuyamazsın’ diyemeyez. Artık meslek liselerinde okuyan tüm kardeşlerimiz ister kız ister erkek istediği okula aynı yarış içerisinde girecek ve kazandığı yerde de okuyacaktır. Ben bunun acısını çekmiş bir babayım. Oğlum katsayısına takıldı, Boğaziçi’ni kazandığı halde gidemedi ve yurtdışına göndermek zorunda kaldık. Yurtdışında okudu masterını Harvard’da yaptı. Burada katsayıya takıldı. Kızlarım başörtülü olduğu için kendi ülkemde okuyamadılar. Yurtdışına göndermek zorunda kaldım. Onlar da yurtdışında okudular. Birisi doktorasını Berkley’de yaptı bir değerini masterını London School of Economics’te yaptı. Ama bu ülkede okuyamadılar. Niye? Başörtüsü var diye. Ya bunlar başındaki bir örtü ile uğraşacak kadar cahil ve zavallı.