Çıraklıktan başladığı ayakkabıcılık mesleğiyle uğraşan Ahmet Öztürk, usta olarak 40 yılı geride bıraktığını belirterek günümüzde el yapımı ayakkabıların yerini fabrikasyon ayakkabıların alması nedeniyle tamirat işlerini de sürdürdüğünü söyledi.
Ayakkabıcılık meleğinin zamana göre şekil değiştirse de asla ölmeyeceğini ifade den Öztürk, “Ben 40 yılı aşkın zamandır imalat ve tadilat işlerini sürdürüyorum. Emekli olmama rağmen sürdürdüğüm bu meslekte hala bize ihtiyaç var, ancak en önemli sorunumuz çırak yetişmemesi. Eskiden daha çok imalat yapardık ancak imalat malzemelerinin pahalanması nedeniyle tamirat ve tadilat işleri yoğunluk kazanmaya başladı. Müşterilerimiz elinden fazla para çıkmadan düşük maliyetlerle ayakkabıları yenileniyor ve ömrü uzuyor. Bu durumdan biz de müşterilerimizde memnun kalıyoruz” dedi.
“Sağlığını düşünen deri ayakkabı giyer”
Sağlığın ayaktan başladığını, ucuz diye imitasyon ayakkabı yerine daha sağlıklı olan deri ayakkabıların tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Öztürk, “Günümüzde gençler özellikle spor ayakkabılara yönelmiş durumdalar. Spor ayakkabıdan başka ayakkabı giymiyorlar. Ancak bilinmeli ki sağlık ayaktan başlar. En sağlıklı ayakkabı deriden yapılan ayakkabılardır. Biraz pahalı ama sağlıktan daha önemli değil. Bunu bilenler pahalı dahi olsa deri ayakkabıyı tercih ediyorlar. İmitasyon ayakkabılar mantar hastalığı yapıyor, ayak kokusu yapar ama deri ayakkabılarda bunlar mümkün değildir. Ayak sağlığını düşüneler spor ayakkabı da olsa klasik ayakkabı da olsa deri olanını tercih etmelidir. Ayakta hiçbir zaman tasarruf olmamalıdır. Çünkü bütün hastalıklar ayaktan başlar” şeklinde konuştu.
“Ayakkabıcılık geçerli bir meslek ama çırak yetişmiyor”
Mesleğin zorluklarını da anlatan ayakkabı ustası Öztürk, “Her şeyden önce maliyetlerin yükselmesi ve çırak sorunu başta gelmektedir. Müşterilerimiz daha ucuza mal etmek için ayakkabılarını tamir ettirmek istiyor anacak maliyetler yüksek olunca tamiratta yükseliyor. Bunun yanı sıra meslekte çırak da yetişmiyor. Tek başıma yapabildiğim kadar yapmaya çalışıyorum. Çırak, gelmeden önce bana kaç para vereceksin diye soruyor, oysa biz sadece meslek öğrenmek için çalışmak isterdik. Buna rağmen bulsak da maaş da versek, ama o da yok. Bu mesleği sevdirmek, yaşatmak için para da veriyoruz ama buna rağmen yeni çıraklar bulamıyoruz. Bana göre bu meslek dün olduğu gibi bugünde geçerli bir meslek bu nedenle bu mesleği öldürmeyelim yaşatalım istiyorum” diye konuştu.