Doğu Karadeniz'de önemli bir yere sahip olan fındık son yıllarda büyük düşüş yaşayarak üreticiyi zor durumda bıraktı. Birzamanlar üreticinin en önemli gelir kaynağı olan fındık fiyatlarıyla artık beklentileri karşılamıyor. Hatta hasadında harcanan emeğin dahi karşılığını vermiyor.
Ordu,Giresun,Trabzon e Rize olmak üzere Karadeniz'in büyük bölümünde üretilen ürün için istenen rakam son yıllarda bir türlü oluşmadı. En az 15 TL olması beklenen fındık fiyatları son iki yıldır 7 TL'yi dahi görürken bu sezon ise 11 TL banında seyrediyor. Bu yıl rekoltenin düşük olduğunun açıklanması sebebiyle fiyatların yükseleceği beklense de ne yazık ki beklenen yükseliş olmadı. Umutla bekleyen üretici ise devletten somut adım atılmasını ve bu mağduriyete dur denmesini istiyor. Konuyla ilgili BİMER'e de yüzlerce şikayet yazan üreticiler henüz istedikleri dönüşü geri alabilmiş değil.
GÜNCEL FINDIK FİYATLARI İÇİN TIKLAYIN
SON FINDIK HABERLERİ
PAZARA NE KADAR FINDIK İNDİ?
Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye'de, 2016-2017 sezonun ilk 3 ayında üreticiler tarafından serbest piyasaya yaklaşık 204 bin ton kabuklu fındık indirildiği bildirildi.
Ordu Ticaret Borsası (OTB), fındık üretimi yapılan 15 ildeki ticaret borsalarının "müstahsilden tacire satış" rakamlarını açıkladı.
Borsanın resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre, üreticiden tüccara en fazla fındık satışı Sakarya'da gerçekleşti.Sakarya'da üreticiler tarafından piyasaya toplam 67 bin 776 ton 814 kilogram kabuklu fındık satışı gerçekleştirilirken, Sakarya'yı 29 bin 449 ton 96 kilogram ile Ordu, 28 bin ton 260 kilogramla Düzce izledi. Diğer il ve ilçelerde üreticiler tarafından pazara indirilen fındık miktarı ise şöyle:
"Fatsa 5 bin 149 ton 525 kilogram, Ünye 7 bin 34 ton 41 kilogram, Giresun 15 bin 328 ton 309 kilogram, Trabzon 17 bin 928 ton 167 kilogram, Rize bin 177 ton, Terme bin 308 ton, Çarşamba 16 bin 392 ton 978 kilogram, Samsun 7 bin 564 ton 56 kilogram, Bafra 4 bin 42 ton Kastamonu 264 ton 349 kilogram, Akyazı 6 bin 709 ton 785 kilogram, İstanbul 327 ton 188 kilogram."
Öte yandan açıklamada, geçen sezonun aynı döneminde pazara inen fındık miktarının yaklaşık 250 bin ton olduğu kaydedildi.
FTG'DEN DÖVİZ KARARI
Fındık Tanıtım Grubu (FTG) Başkanı İlyas Edip Sevinç, hesaplarında bulunan dövizleri Türk lirasına çevirdiklerini söyledi.
Sevinç, yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını dikkate alarak ülkenin de içinde bulunduğu ekonomik gelişmeleri değerlendirerek bugünden itibaren hesaplarında bulunan dövizlerin TL'ye çevrildiğini aktardı. Bugün itibarıyla dövizlerin TL'ye çevrilme sürecinin tamamlandığını belirten Sevinç, şunları kaydetti:
"Karadeniz ile İstanbul Fındık ve Mamülleri İhracatçıları Birlikleri bünyesinde oluşturulan Fındık Tanıtım Grubu'nun Türkiye ve Dünya çapında fındık tanıtımı, reklam kampanyaları, üretimin ve kalitenin artırılması ile ilgili yaptığımız Ar-Ge çalışmalarında kaynak olarak kullanılmak üzere fındık ihracatçılarından her ihracat partisi başına kesilen fonlardan oluşan kaynağın döviz cinsinden olan kısmını TL'ye çevirdik. Bu kararı sayın Cumhurbaşkanı'mızın çağrısı üzerine ve devletimizin menfaatleri çerçevesinde gerçekleştirdik." Sevinç, fındık ihracatçılarının ülkesi adına elini taşın altına koyduğunu, aynı hassasiyeti herkes tarafından gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Fındık yerine kiviye yöneldiler
Fındık fiyatlarının düşük olmasından yakınan Ordulu üreticiler, alternatif ürün kivi sayesinde ekonomik kazanç sağlıyor.
Yalova'dan sonra kivi üretiminde 2. sırada bulunan Ordu'da, 2 bin 973 dekarlık alanda ürünün hasadı gerçekleştiriliyor. Kentte kasım ayında 4 bin 500 ton kivi toplandı ve 9 milyon liralık gelir elde edildi.
Ordu kivisinin tamamına yakını, Mersin, İstanbul, İzmir ve Ankara'ya gönderiliyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ordu Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Arslan Soydan, AA muhabirine, bölgede kivi yetiştiriciliğinin yaygın olduğunu söyledi.
Kivinin, bölge ekonomisi açısından önemli olduğunu vurgulayan Soydan, "Bölgemizdeki üreticiler için kivi, fındıktan sonra önemli bir ek gelir ve ekonomik katkı sağlıyor. Fındık, bölgemizin en önemli geçim kaynağı ama kivi de fındığın yanında önem arz ediyor. Ordu Yalova'dan sonra Türkiye üretiminde ikinci sırada bulunuyor. Özellikle kasım ayında hasat edilen kivi sayesinde fındığın düşük fiyatlarda olması halinde üreticimiz nefes almış oluyor." dedi.
Ordu kivisinin, aroma açısından tercih edilir hale geldiğinin altını çizen Soydan, "Kalite, vitamin ve damak tadı açısından Ordu kivisi, ön plana çıkıyor. Bakıldığında da önemli ölçüde bir alıcısı var." diye konuştu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün, Ordu kivisinin marka olması için çalışma yaptığına dikkati çeken Soydan, "Ordu kivisinin artık bir marka olması lazım. Bunun tescillenmesi lazım. O açıdan da Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüzün bir çalışması var. İnşallah ileriki zamanlarda da Ordu kivisi markalaşırsa çok daha önemli bir pazarı olacaktır. Kivinin önünün açık olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kulandı.
- "Fındığın yanında çok önemli bir ek gelir"
Soydan, kivi yetiştiriciliğinde bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Kivi üretiminde sulama tesisinin olması lazım. Rüzgar yönünün iyi olması gerekiyor. Çünkü gelişigüzel her yere, fındık gibi kiviyi dikemeyebilirsiniz. Coğrafyası, hava şartları ve toprak yapısının iyi olduğu yerde fındığın yanında çok önemli bir ek gelir. Çünkü kat kat fazla ürün alınıyor" diye konuştu.
Bir dönüm yerden yaklaşık 3 tona kadar kivi alınabildiğini anlatan Soydan, şöyle devam etti:
"Ama bu sene fındıkta bir dönüm yerden 50 kilogram ürün alınabildi. Normal şartlarda bu rakam fındıkta 100-130 kilogram hasat edilebiliyor. Özellikle bölgemizde 200 rakıma kadar da kivi üretimi yapılabiliyor ancak alanların çok iyi seçilmesi lazım. Seçilen alanlarda kivi üretiminde şu anda gerçekten üreticilerimize önemli bir ek gelir olarak ekonomik kazanç sağlıyor."
- "Suyu ve toprağı elverişli olan yerde kivi dikilmelidir"
Ordu Kivi Üreticileri Birliği Başkanı Yusuf Uzunlar ise resmi rakamlara göre bu yıl Ordu'da 4 bin 500 ton kivi üretildiğini söyledi.
Üretim açısından kivide Ordu'nun önemli rol oynadığını ifade eden Uzunlar, "Ordu'nun kivi anlamında önemli bir şansı var. Aroma açısından en iyi kivi Ordu'da üretiliyor. Bu anlamda yöre insanının şanslı olduğunu düşüyorum. Kivi, fındığın peşinden gelen en karlı ürün. Çünkü üreticiler bir dönüm yerden yaklaşık 450 kilogram fındık alırken, kivide de bir dönümden 3-3,5 ton kadar ürün topluyor." şeklinde konuştu.
Uzunlar, kivinin fındığa göre işçilik maliyetinin daha az olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Kivi 15 gün içerisinde satılır. Üreticiler parasını alır ve cebine koyar. Kivide vadeli satım şekli yoktur. Bundan dolayı bana göre kivi, Ordu ekonomisine fındıktan sonra en iyi sıcak para aktaran tarım ürünüdür. Üreticilerimize fındıktan sonra kivi dikmelerini her zaman tavsiye ederim."
Bu sezon kivinin, fındığa nazaran daha iyi olduğunu kaydeden Uzunlar, "Kivinin önemli oranda bir ekonomik katkısı var. Bu sezon 15 günlük süreçte kividen 9 milyon liralık girdi oldu. Gurbette emekli olup da kivi için Ordu'ya dönen ailelerimiz var. Ekonomik kazanç sayesinde yerlerini kivi bahçesine çeviriyor." dedi.
Fındıkta bir kötü haber daha!
Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük kısmını elinde bulunduran Türkiye, 2016-2017 fındık ihraç sezonunun da 623 milyon 203 bin dolar gelir elde etti. İhracatta geçen sezona göre yüzde 22.5 düşüş meydana geldi.
Karadeniz Fındık Mamulleri ve İhracatçıları Birliği’nden yapılan açıklamada, 1 Eylül tarihinde başlayan 2016-2017 fındık ihraç sezonunun ilk 3 aylık döneminde standart naturel iç fındığın kentalinin (100 kilogramı) ortalama 872 dolardan işlem gördüğü belirtildi. Açıklamada, 1 Eylül-30 Kasım 2016 tarihleri arasında Türkiye’nin 67 bin 714 ton fındık ihraç ederek karşılığında 623 milyon 203 bin dolar gelir sağladığı vurgulandı.
İhracatın 53 bin 818 tonunun AB ülkelerine yapıldığı aktarılan açıklamada, AB dışındaki Avrupa ülkelerine 4 bin 499 ton, denizaşırı ülkelere 6 bin 664 ton, diğer ülkelere ise 2 bin 730 ton fındık ihracatı gerçekleştirildiği ifade edildi.
Türkiye, 2015-2016 sezonu aynı dönemde 87 bin 330 ton fındık ihracatı gerçekleştirmiş, 851 milyon 874 bin dolar döviz girdisi elde etmişti. Geçen sezona göre, 2016-2017 sezonunda ihracatta yüzde 22,5 ve elde edilen döviz girdisinde ise yüzde 26,8 düşüş meydana geldi.
Fındık piyasasında sektör araştırması yapılacak!
Kamuoyunda gündeme gelen ve bazı basın yayın organlarında da zaman zaman yer verilen, fındık alım piyasasında faaliyet gösteren teşebbüslerin anti-rekabetçi uygulamalar içerisinde bulundukları iddialarının değerlendirilmesi amacıyla Rekabet Kurulu tarafından re’sen yapılan ön araştırmanın sonuçları açıklandı.
Rekabet Kurulu tarafından konu ile ilgili olarak yapılan açıklamada, yürütülen ön araştırmanın sonucunda anılan iddiaları destekler nitelikte bilgi-belgeye ulaşılamadığından sektöre yönelik bir soruşturma açılmasına yer olmadığı bildirildi.
Açıklamada, fındık sektörüne yönelik ön araştırma raporunda bazı tespit ve değerlendirmelere yer verildiği belirtilerek, tespitler ve öneriler şöyle sıralandı:
“Başta Doğu Karadeniz olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin tamamı için önemli bir ekonomik uğraş olan fındık üretimi son yıllarda önemli yapısal değişikliklere maruz kalmış, bu değişiklikler sektörün kırılganlığını ve üreticilerin gelirini önemli ölçüde etkilemiştir. Büyük bölümü belirli ölçeğin altındaki üretim alanlarında fındık yetiştiren üreticilerin, köyden kente göç nedeniyle üretim alanlarından uzakta şehir ve metropollerde yaşamaları fındık üretimini asli uğraş, fındık gelirini de asli gelir olmaktan çıkarmıştır. Bu durumun, özellikle Doğu Karadeniz bölgesindeki üretim alanlarında zirai uygulamaların zamanında ve yeterince yapılmamasına etki ettiği görülmektedir.”
Fındık verimi düşük
“Zirai uygulama noksanlığı ile birlikte, fındık üretim verimliliğine etki eden bir başka husus ise ekili fındık alanlarının ortalama yaşının yükselmesi ve bu nedenle de fındık üretim bahçelerinin veriminin düşmesidir. Söz konusu etkenler nedeniyle, fındığın doğal yetişme alanı olan ülkemizdeki fındık üretim verimliliğinin Avrupa ülkeleri ve ABD’nin oldukça altına düştüğü üzülerek gözlemlenmektedir. Dolayısıyla bu durum fındık hasadına da yansımakta ve Doğu Karadeniz’de bir dönümden elde edilen ortalama fındık hasadı, ABD ve AB ülkelerindekine kıyasen oldukça düşük kalmaktadır.”
Üretim maliyetlerinin etkisi
“Fındık üretiminin yapıldığı kırsal kesimde nüfusun azalması, işçilik maliyetlerinin artmasına ve fındık üretiminde hasat verimliliğinin yanı sıra ekonomik verimliliğin de düşmesine neden olmaktadır. Gerek üretim verimliliğinin düşük olması ve gerekse başta işçilik olmak üzere artan üretim maliyetleri, piyasa fiyatlarının fındık üreticileri tarafından yeterli görülmemesi sonucunu doğurmaktadır.”
Batı Karadeniz'de üretim avantajlı
“Ayrıca, fındığa ilişkin devlet destekleri nedeniyle, Samsun, Düzce, Sakarya ve çevresindeki verimli düz ovalarda son 30-40 yılda fındık, birçok tarım ürününü ikame eder vaziyete gelmiş ve büyük fındık sahaları oluşturulmuştur. Sulamaya ve makineli tarıma elverişli bu üretim alanlarında, Doğu Karadeniz bölgesi ile kıyaslandığında kayda değer biçimde daha yüksek üretim ve ekonomik verimlilik elde edilmektedir. Batı Karadeniz’de fındık üreticilerinin arazi koşulları nedeniyle maliyet avantajlarının daha yüksek olması ve bunun fındık gelirlerine yansıması, Doğu Karadeniz’deki üreticilerin fındık alım fiyatlarından daha fazla şikâyetçi olmalarında etkin bir rol oynamaktadır.”
Lisanslı depoculuğa geçilmeli
“Lisanslı Depoculuğun hayata geçirilmemiş olması sektörün bir diğer önemli yapısal eksikliği olarak dikkat çekmektedir. Bireysel ve kurumsal ölçekte yeterli depolama imkânlarının bulunmaması, fındık hasadının ya uygun olmayan ilkel koşullarda depolanması ya da üreticiler tarafından manav olarak adlandırılan toptancılara depolanmak üzere, emanete verilmesi ile sonuçlanmaktadır. Piyasa teamülü haline gelen Emanetçilik Sistemi yerine, hem fındıkta saklama koşullarının iyileştirilmesi hem de fiyat dalgalanmasının önlenmesi bakımından Lisanslı Depoculuğa geçilmesinin sektör ve üreticiler bakımından oldukça önemli olduğu değerlendirilmektedir.”
Emanetçilik sistemi
“Sanayici ve ihracatçı açısından ele alındığında emanetçilik sistemi, üreticilerden çok tedarik zincirinde ara katman olan toptancıların fiyat üzerinde daha etkili olmaları sonucunu doğurmaktadır. Üretici, kısıtlı depolama imkânları dâhilinde fiyatın yükseleceği beklentisi ile malını daha az depolayabilmekte iken toptancılar fiyatların yükseleceği beklentisini daha uzun vadeli satın alabilmektedirler.”
Fındık rekolte tahminleri
“Fındık fiyatlarını etki eden en önemli unsurun fındık rekoltesi olduğu örülmektedir. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren üreticiden ihracatçıya kadar birçok kesimin rekolte tahminleri üzerinden fiyatlara etki etme çabası dikkat çekmektedir. Bununla birlikte rekolte tahminlerinin bu yıldan itibaren sadece Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılacağının açıklanması bu spekülasyonları önemli ölçüde azaltacaktır.”
Fındık sektör araştırması yapılacak
“Tüm bu tespit ve değerlendirmeler sonrasında Kurul konunun daha ayrıntılı ve kapsamlı incelenebilmesi amacıyla fındık piyasasına yönelik olarak sektör araştırması yapılmasına kararı vermiştir. Sektör araştırması, sadece 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde pazarda ihlal niteliği taşıyabilecek hususların tespitinde değil, aynı zamanda sektörün rekabet politikası gözüyle ele alınmasını da amaçlamaktadır. Bu bakımdan söz konusu sektör araştırmasında, sektörün daha sürdürülebilir rekabetçi yapıya ulaşabilmesini teminen yapısal problemlere ilişkin çözüm önerilerinin de yer alması planlanmaktadır.”
ÜRETİCİ İSYANDA
Trabzon İli Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası, Trabzon Muhtarlar Federasyonu, Ortahisar Muhtarlar Derneği, Türkiye Emekliler Derneği Trabzon Şubesi ortak açıklama yaparak fındığa sahip çıkılması için bakanlıklara ve milletvekillerine seslendi.
Ortak basın açıklamasında konuşan Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Albayrak, fındık bölgesi milletvekillerine "Fiskobirliğe müdahale alımı yaptırın, yıllardan beri yaşanan sömürüyü önleyin. Fındıktaki soygunu örtmek için külleme toplantısı yapmayın. Üreticiyi tehdit etmeyin" diye çağrıda bulundu.
Fındığa ve fındık üreticilerine en çok basının sahip çıkması gerektiğini söyleyen İsmail Albayrak, son birkaç ayda basında yer alan fındık haberlerinin olumsuz manşetlerinden örnekler verdi. "Fındıkta yaşanan fiyat oyunlarında sömürünün devam ettirildiğini gazete başlıklarından anlıyoruz" diyen Albayrak, üreticiyi soymak ve uyguladıkları insanlık dışı uygulamaların anlaşılmasını engellemek için basının kullanıldığını söyledi.
İsmail Albayrak, 11.90 liraya kadar düşen fındık fiyatına müdahale edilmesi çağrısında bulunarak, “Ülkemizde 400 bin ton civarındaki rekolte 14 - 15 lira civarında fındık fiyatını ortaya çıkarıyor. Ancak tekelleşen alıcı, üreticinin üzerinde balyoz gibi alımlara müdahale ederek fiyatların düşmesine neden oldu. İktidar bu duruma seyirci kalmamalı, tekelci tüccarın, fabrikatörün, tedarikçinin yanında yer almamalı” dedi.
Albayrak, düşen fındık fiyatına hükümetin müdahale etmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi: "“Geçtiğimiz günlerde, 'Fındıkta küllenme hastalığı’ toplantısı ile 'Fındık elden gidiyor' yaygarası yapanların, fındıkta yaşanan sömürüyü örtmekten başka bir anlam taşımadığını görüyoruz. Trabzon Ticaret Borsası önce geçen yıl ne kadar, bu yıl ne kadar fındık emanete alındı açıklasın. Kaç lira ödendi açıklasın. 10 günde 15 TL’ye tırmanan fiyatı, ihracat sezonu açılışı adıyla yapılan toplantıda neden 11.90 lira olarak ilan ettiler? Açıklasınlar da kamuoyu öğrensin” dedi.
FINDIK ÜRETİCİSİNİN MAĞDURİYETİ ÖNLENMELİ
Hükümete seslenen ve fındığa yönelik alım politikası belirlenmesi gerektiğini savunan Albayrak şöyle konuştu: “Ülkemizde 400 bin ton civarındaki rekolte 14 - 15 lira civarında fındık fiyatı ortaya çıkarıyor. Tekelleşen alıcı, üreticinin üzerinde balyoz gibi alımlara müdahale ederek fiyatların düşmesine neden oldu ve oluyor. İktidar bu duruma seyirci kalmamalı, tekelci tüccarın, fabrikatörün, tedarikçinin yanında yer almamalı. Milli ekonominin temeli olan çiftçinin, üreticinin mağdur olmasını önlemeli, acilen piyasaya müdahale etmeye yönelik bir alım politikası belirleyerek, fındık üreticisinin mağduriyetini önlemelidir.”
FINDIK SEKTÖRÜ YABANCININ ELİNDE
Fındık sektörünün yabancıların elinde olduğunu kaydeden Albayrak, “Fiskobirlik’in devre dışı bırakıldığı günlerde büyük propagandalarla kurulan, yerel ve genel basında geniş yer verilen, fındık üreticisinin kurtarıcısı olarak propagandası yapılan Ulusal Fındık Konseyi bu güne kadar nasıl bir çalışmayı hayata geçirdi ki dünya lideri fındığımızın kaderi bu konsey sayesinde yabancı bir şirketin kontrolü altına girdi. Yaşananlar gösterdi ki ulusal kelimesi kitleleri uyutmak için seçilmiştir” ifadesini kullandı.
BU ORAN GÜÇLENDİRME KREDİSİ DEĞİL, TEFECİLİKTİR
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği'ne seslenen Albayrak, “Fındık üreticisi olan ortaklarınızın ürününü almak için başlatmış olduğunuz ön hazırlık çalışmalarınızı biliyoruz. Ancak yıllık 4 bin lira olarak verdiğiniz üreticiyi güçlendirme kredisinde 950 lira faiz aldınız. Yüzde 22’ye gelen bu oran güçlendirme kredisi değil, tefeciliktir. Bu durumdan vazgeçin. Fındık ortaklarının kolundan tutun, yıllık 3 milyar dolar civarında olan üretimden pay alın. Üreticiyi tedarikçinin sömürüsünden kurtarın. Yılda 3 milyar dolar civarındaki üretimden hak ettiği payı alamayan, son iki yıldır fiyat oyunlarına karşı direnen, ürününe ve emeğine sahip çıkan üreticilerimize teşekkür ederiz. Gelin, derneğimiz çatısı altında daha da çoğalalım, üretim ve pazarlamada söz sahibi olalım, yaşadığımız olumsuzluklardan kurtulalım, gelecek kuşaklara da örnek olalım. Gerçek güç örgütlü güçtür” diyerek açıklamasını noktaladı.
VE O FİRMADAN AÇIKLAMA GELDİ
Türkiye’de son dönemde fındık fiyatlarındaki düşüşün sorumlusu olarak gösterilen İtalyanlar’ın ünlü çikolata firması Ferrero'nun Türkiye Başkanı Carlo Marsili, fındık fiyatlarındaki düşüşe kendilerinin değil hesabı yanlış yaparak üreticiyi beklentiye sokanların beyanlarının sebep olduğunu söyledi.
Nutella Markası'nı Manisa'da kurduğu fabrikada üretirken yaklaşık 2 yıl önce Trabzon’daki Oltan Gıda'yı satın alan İtalyan Ferrero'nun Türkiye Başkanı Carlo Marsili, firma olarak fındıkta Türkiye'ye bağlı olduklarını ve Türk fındığı almak için çaba gösterdiklerini ancak piyasada tekel olma konumlarının olmadığını ifade etti.
Carlo Marsili, yaptığı açıklama da, Ferrero olarak özellikle Türk piyasasından fındık aldıklarını hatırlatarak,"Ancak yıllardır piyasada sürekli iniş-çıkışlar var. Bu doğal olarak mevsim hareketlerine göre oluşan rekoltenin etkisiyle fiyatlar artıyor, düşüyor. Fakat Ferrero her zaman Türkiye'den alımını sürdürüyor. Her fiyattan alım yaptık, yapıyoruz. 20 TL olduğu zaman bile alım yaptık. Bu yıl fındık fiyatının daha düşük olmasının nedeni, piyasada dolaşan söylemlerdir" dedi.
“Fındık fiyatlarındaki düşüşten ‘Fındığınızı satmayın, tutun’ diyenler sorumlu”
Özellikle Doğu Karadeniz kesiminde, yani fındığın ana üretim bölgesinde üreticilere,"Fındığınızı satmayın, tutun" çağrısı yapıldığına hatırlatan Carlo Marsili şunları söyledi:
"Fiyat daha sonra yükselecek denildi. Bu doğru değildi. Sebebi gayet basit. Depolarda geçen yıldan 150-200 bin ton civarında fındık kalmıştı. Dolayısıyla sadece bu yıl yapılan üretim üzerinden değerlendirme yapmak yanlıştır. Geçen yıldan elde kalanları da bunun üzerine koyarak hesap yapmak gerekiyordu. Dolayısıyla halen Türk fındık piyasasında yeterli miktarda fındık bulunuyor. Bu nedenle de fiyat hareketleri böyle ve bu seviyelerde seyrediyor. Bunun sebebi Ferrero değil, hesabı yanlış yapanların üreticiyi beklentiye sokan beyanlarıdır."
“Ferrero tekel değildir”
Ferrero'nun piyasada tekel olma konumu bulunmadığına, farklı firmaların da piyasadan ürün aldığına dikkat çeken Marsili, piyasanın arz talep dengesi içinde ve kendi şartlarında oluştuğuna vurgu yaptı. Marsili, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ferrero fiyatların yüksek olduğu yıllarda bile kendisine gerekli olan fındığın alımını yapar. Dolayısıyla fındıkta tekel konusunda böyle bir düşünceye sahip olmak doğru değildir. Ferrero Türk piyasasında faaliyet göstermek için zaten bir incelemeden geçti. Rekabet kurumu incelemesinden geçti. "Tekelleşme durumu var mı" diye incelendi. Kesinlikle böyle bir durumun söz konusu olmadığı belirlendi. Biz kesinlikle tekel değil, diğerleri gibi çalışan bir firmayız. Bizim fındık piyasası için gayretimiz, sözümüz var. Biz Türkiye piyasasından fındık almaya çalışıyoruz. Ancak fiyatlar çok yüksek olursa, bazı firmalar ürünlerini değiştiriyorlar, ya da fındık kullanmamaya karar veriyorlar. Veya Gürcistan, Azerbaycan, İtalya ya da Şili gibi fındık üreten ülkelerden alıyorlar. Biz tam tersi, Türkiye'ye bağlıyız ve Türk fındıklarını almak için çaba gösteriyoruz."
“İtalyan Tarımcılar Derneği'nin açıklaması bizi de şaşırttı"
İtalyan Tarımcılar Derneği'nin geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, Türk fındığını “En tehlikeli ithal ürünler arasında ilk sırada” göstermesi ile ilgili olarak da konuşan Marsili “Bu açıklamaları Ferrero'yu da şaşkınlığa uğrattı. Biz böyle bir şey beklemiyorduk. Tepkimizi de koyduk. Türk piyasası bizim ilgili olduğumuz piyasadır. Değişik kalitelerde fındıklar bulunsa da Türk fındığının mükemmel ürünler olduğunu biliyoruz. Bunu da yıllardır ürünlerimizde Türk fındığı kullanarak bunu gösteriyoruz. Tekrar ediyorum. İtalyan derneğinin ne dediği bizi ilgilendirmiyor, Türk fındığı üzerine kurulu alım politikamızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
Yeni yatırımlar konusuna da değinen Carlo Marsili "Ferrero'nun yeni yatırımları şartlara bağlıdır. Yatırımlar, özellikle ülkenin istikrarı ile bağlantılıdır. Kuşkusuz bir ülkede yatırım yapmak için istikrar durumunun olması ve geleceğe yönelik güven veren bir ekonomik durumun olması gerekiyor. 3 yıl önce biz böyle bir yatırımı Manisa'da yaptık. Bunu geliştirmeyi gelecek gösterecektir. Şimdilik bir bekleme anındayız. Yine de yatırımı ileriye götürme konusunda kararlıyız" ifadelerini kullandı.
FINDIK FİYATLARINA MÜDAHALE EDİLMELİ
Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, "Fındık fiyatları istenilen düzeyde değil müdahale edilmeli" dedi.
Balkanlıoğlu, katıldığı bir programda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Fındıkla ilgili üreticilerinin yaşadığı sorunlara ilişkin bir soru üzerine Vali Balkanlıoğlu, bu konuda hem devletin hem de üreticilerin yapması gerekenler olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Fındıkta devletin yapması gereken çok iş var. Fındıkta fiyatlar istenilen düzeyde değil, müdahale edilmeli ancak, fındık çiftçileri olarak bizim de yapmamız gereken çok şey var. Dedelerimizin diktiği 70-80 yaşındaki köklerden çok fazla verim alamıyoruz. Onların yenilenmesi lazım. Bakım yapmak, hastalık ve zararlara karşı dirençli, kaliteli ve soğuğa karşı dirençli türleri geliştirmemiz gerekiyor. Fındık üreticileri kendi aralarında birleşip örgüt kurmak, kendi fındığımıza sahip çıkmamız gerekir. Rakipler çıkıyor. Çin'de fındık üretmeye başlamışlar. Şili, Arjantin, Fransa, İtalya, Yunanistan ve Gürcistan'da fındık üretmeye başlamışlar. Ayağımızın altındaki halı çekiliyor. Biz kalitemizle verimliliğimizle onlarla rekabet edebilmeliyiz."