Doğu Karadeniz'in olmazsa olmaz olarak görülen geçim kaynaklarından fındığın fiyatı bir türlü artmıyor. Yeni yılda da artış göstermeyen fındık fiyatları can sıkmaya devam ediyor.
Bu sezona 15 TL'den giriş yapan fındık fiyatları gün geçtikçe eriyerek 10 TL'ye kadar geriledi. Üretici oldukça zor durumda kalırken yetkililerden somut adım atılması bekleniyor. Fındık fiyatlarının düşmesine sebep olarak ise piyasanın tekelleşmesi ve emanete verilen ürünler gösteriliyor.GÜNCEL FINDIK FİYATLARI İÇİN TIKLAYIN
İşte Fındıkla ilgili son haberler;
"FINDIĞI BİTİRDİNİZ"
Antalya’da Tarım Bakanlığı tarafından düzenlenen ’Ilıman iklim meyveleri’ program değerlendirme toplantısında konuşan Karadeniz İhracatçılar Birliği adına konuşan Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Aslantürk, fındık konusunda acı gerçekleri bir kez daha tekrarladı ve 7 maddelik tespitlerini ve önerilerini sıraladı.
DÜNYA SON 3 YILDA
“Türkiye’nin tarımsal ihracat geliri yönünden bir numaralı ürünü fındığımız, maalesef vizyonsuzluk yüzünden dünya üstünlüğünü kaybetme durumu ile karşı karşıya gelmeye doğru hızlı adımlarla ilerliyor.” diyerek sert çıkan Başkan Sebahattin Aslantürk, “
Dünyada son üç yıldır planlı fındık üretiminde hızlı ve çok yol alınmış ve gelecek 5 yıl içinde özellikle ABD, Çin, Balkan Ülkeleri ve Gürcistan’da 500-750 bin ton/kabuklu üretim yapılacak alanlar planlanmıştır.
ABD’DE BADEM ÖRNEK ALINABİLİR
Çin 59 hibrit çeşit geliştirmiş ve -35/40 derece soğuk +40 derece sıcağa dayanıklı bu çeşitlerle fındıkta plantasyon alanlarında inanılmaz genişlemenin önümü açmıştır. Oysa bizler sadece fiyat odaklı yaklaşımla 700 bin hektarda 1 milyon ton üretimden 500 bin tonların altına üretim yapar hale gelmişiz.
Artık vizyon sahibi bir fındık politikamız olmalıdır. . Bu konuda örnek olarak ABD badem üretim alınabilir.
Toplantıda son olarak Sebahattin Aslantürk, 7 maddelik fındıkta çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı;
1- Rekolte çalışmalarının profesyonel ekipler tarafından yapılmalıdır. Üretim bölgeleri için 5-7 kişilik yetkin profesyonel ekipler oluşturulmalı ve bu ekipler bilimsel metotlar kullanarak rekolte tespit çalışması yapmalıdır. Bu tür ekip çalışması örnekleri Türkiye’de ve dünyada mevcuttur. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından oluşturulan Rekolte Tespit Komisyonları daha çok amatör ağırlıklı bir yapıda olduğu için, açıklanan rekolteler hep tartışılır olmuştur. Bu ekibin, ayrıca, tüm zamanlı arazide olmasından dolayı, verim ve kaliteyi artırıcı , zirai hastalıklarla mücadele gibi konularda uyarıcı, yönlendirici olmak gibi bir çarpan etkisi de ortaya çıkacaktır.
2- Lisanslı Depoculuk, Fındık İhtisas Borsası, Vadeli İşlemler Borsası, Emanetçilik Sisteminin devre dışı bırakılması gibi modern ticari sisteme geçilmesi noktasında somut ve ciddi adınlar atılmalıdır.
3- “Üretici “ tanımının yeniden yapılması gerekmektedir. Resmi kayıtlara göre yaklaşık 500 bin üretici ile üretim yapılmaktadır. Bu üreticilere ortalama 1-1,5 Ton üretim düşmektedir. Bu üretim miktarı ile fındıktan elde edeceği gelirle hayatını idame ettirebilecek üretici oranı çok düşüktür. Gerçek manada üretici tanımının yapılması ve bu tanıma uygun olarak gerekli sistemin acilen kurulup devreye alınması önem arz etmektedir.
4- Verim ve kaliteyi artırıcı faaliyetlerin öne çıkacağı bir farkındalık yaratılmalıdır. Fındık bahçelerinin yaşlanmış olması ve dolayısıyla yenilenmesi gerekmektedir. Fındık bahçelerinin yenilenmesi kesinlikle sertifikalı fidanlarla ve belli bir plan dâhilinde yapılmalıdır.
5- Fındık zararlıları ile mücadele; Küllenme, Yeşil Kokarca, Amerikan Kelebeği vb. zararlılarla kimyasal ve biyolojik mücadele hassasiyetle yapılmalıdır. Kimyasal mücadele yoğun olarak bilinip yapılsa da çevresel etki nedeniyle arzulanan sonucu ele vermediğini görmekteyiz. Çevresel etkiden kastedilen fındık bahçesinin bulunduğu mahaldeki çevre bahçelerde de eş zamanlı olarak ayı kimyasal mücadelenin yapılmıyor olmasıdır. Bu durumda, kimyasal mücadeleden vazgeçmeden, tıpkı insanlara ve hayvanlara bağışıklık sistemleri güçlensin diye zerk edilen aşılar gibi biyolojik mücadele yöntemleri de gündeme alınmalı, uygulanmalı, bunun için gerekli yapısal adımlar atılmalıdır.
6- Avrupa Birliği’nin natürel fındık ithalatında uyguladığı %3 gümrük vergisi sıfırlanması için gerekli girişimlerde bulunulmalıdır. Bu tür vergisel yükler maliyet unsurudur.
7- “Gelir Kaybı Desteği” verim ve kaliteyi önde tutan anlayışla, bu anlayışla üretim yapana verilmelidir.
BUDAMAYA KADIN ELİ
Fındıkta budama, gübreleme ve ilaçlama kursu eğitimine erkeklere oranla %10 kadın üretici de katıldı.
Akçaabat Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü, Akçaabat Kaymakamlığı, Ziraat Odası, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Halk Eğitim Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği kursa katılım oldukça fazla oldu.
Akçaabat Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nün paydaş kuruluşlarla yürüttüğü fındıkta budama gübreleme ve ilaçlama kursunun 4. gününde, Belediyemiz Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nce temin edilen budama seti her kursiyerlere verilerek arazi uygulamasına çıkıldı. Eğitmen Ziraat Mühendisi Erdal Yığcı nezaretinde ilçemiz Kamara Mahallesi’nde bulunan arazide budama uygulaması yapıldı, Tarım Kredi bölge müdürlüğü ekibinin katılımıyla gübreleme ve topraktan numune alımı gösterildi.
Bahçede budama ve gübreleme uygulamalarında kursiyerlerin heyecanları da gözden kaçmadı. Bu tür eğitimlerin üreticiye çok fayda sağladığını belirten Akçaabat Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürü Sabahattin Yazıcı “Üretim için eğitim, kalite için eğitim, yüksek verim için eğitim, her yaşta eğitim” dedi. Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüboğlu ise “Bu gibi uygulamalar fındık üreticimize avantajlar sağlayacaktır. Bilinçli budama uygulaması ile verimi arttıracağız.” dedi.
FINDIKTA YENİ DÖNEM
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, fındıkta lisanslı depoculuğa geçileceğini açıkladı. Ordu Valiliğini ziyaretinde açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, fındıkta iki yıldır devam eden fiyat istikrarsızlığına karşı lisanslı depoculuğu öne çıkaracaklarını söyledi. Kurtulmuş, “Öteden beri konuştuğumuz şey, lisanslı depoculuğun hazırlanıp uygulamaya konulmasıydı. Altı ürünle ilgili lisanslı depoculuk uygulaması başlatılacak. Fındık da bunların başında geliyor. Fındıkla ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız hazırlıklarını yaptı. Hükümet kararnamesi şeklinde bu çıkarılacak. Zannediyorum önümüzdeki haftalar içerisinde karar alınır. Lisanslı depoculuğa geçilecek, vatandaş ürünlerini buraya koyacak ve daha sonra da ürün senedi alacak. Bu ürün senediyle de bunu bir kredi unsuru olarak kullanabilecek, elinde ilave bir güç olacak. Aldığı kredinin maliyetlerin de önemli bir kısmını, yüzde 50’ye kadar olabilir, bunu devlet karşılayacak” dedi.
Giresun'da fındık tartışması
Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan ve Giresun Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Erim Yaman, Giresun Ticaret Borsasının müstahsil satış miktarı listesinde oynama yaparak fındık üreticisinin alın terini ucuza kapatmak istediklerini iddia ettiler. Karan ve Yaman yaptıkları ortak açıklamada, Ticaret Borsası verilerine göre, 2016-2017 fındık sezonunda 292 bin 429 kabuklu fındığın işlem gördüğü belirterek, “Revize edilmesine rağmen borsa çizelgelerinde halen 2016 yılı tahmini fındık rekoltesi 467 bin 707 ton olarak gösterilmektedir. Bu rakama göre üreticinin elinde 175 bin ton fındık olması gerekiyor” dediler. 2016 Aralık ayı sonu müstahsil satış miktarı listesine düşülen notu da dikkate değer bulduklarını belirten Karan ve Yaman, “2016 mahsulü ile 2015 mahsulü fındıklarda işlem görmektedir. 6736 sayılı kanunla stok düzenlemesi yapılan miktar, 153 bin 295 tondur şeklinde ifade edilmiştir. Bu not ile Giresun Ticaret Borsası yeni sezona devir fındığı neredeyse ikiye katlayarak 330 bin tona çıkarmışlardır. Bu hesaba göre, 80 bin ton da 2015 yılından devir olduğu ileri sürülmekte ve toplam miktar 410 bin tona ulaşmaktadır. Bu neyin nesidir? Bu nasıl bir oyundur? 410 bin ton kabuklu fındık stoku beyan ederek, üreticinin elinde kalan fındıkları ucuza kapatmak için yeni bir senaryomu yazılmak mı istenilmekte. Üreticilerden kesilen borsa payıyla faaliyetlerini sürdürdüğünü unutan ticaret borsaları yabancı alıcılara dost, fındık üreticisine düşman gibi davranmaktadır. Hangi eller fındık stokunu kağıt, kalemle 153 bin daha artırabiliyor. Yoksa hedef 2017 fındığı mı? Giresun Ticaret Borsası ve diğer borsaların bu yanlışa düşmemesini ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu konuya derhal müdahale ederek, bu yanlışa dur demesini bekliyoruz” şeklinde konuştular.
“Fındık üreticisi kendi kendine yeter”
Karan ve Yaman, fındık ve fındık üreticisinin hakkını sonuna kadar savunmaya devam edecekleri belirterek şu ifadelere yer verdiler: “Özellikle son iki yıldır fındıkta yaşanan sorunları yüksek bir sesle dile getirmemize rağmen ne yazık ki, üreticinin oyuyla seçilen siyasetçilerimizden gereken desteği yanımızda göremedik. Çeşitli defalar, ‘Türk fındığı tekelleşiyor, birileri üreticinin alın terini gasp etmeye çalışıyor. Fındıkta oyun üzerine oyun oynanıyor’ dememize rağmen, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dışında hiç kimse sesimizi duymadı yada duymazlıktan geldi. Hiçbir siyasetçimiz arayıp da, sizin derdiniz nedir, bu fındıkta ne olup bitiyor, yanlış veya doğru yapıyorsunuz diye sorarak bir bilgi istemedi. Giresun Ziraat Odası olarak, fındık ve fındık üreticisinin hakkını sonuna kadar savunmaya ve mücadeleye etmeye devam edeceğiz. Bu mücadelede haklıyı, haksızı iyi ayırt eden bizlere destek veren üreticilerimize güveniyor ve teşekkür ediyoruz. Bu arada 2009 yılından beri fındıkta alan bazlı gelir desteği sağlayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti hükümeti başbakanları, Başbakan Yardımcımız Nurettin Canikli ve emeği geçenlere teşekkürü bir borç bildiğimizi bir kez daha belirtmek isteriz. Bizim sitemimiz kesinlikle onlara değil, fındık üreticisini unutan siyasetçileredir.”
İhracatta düşüş sürüyor
Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük kısmını elinde bulunduran Türkiye, 2016-2017 fındık ihraç sezonunda 980 milyon 729 bin dolar gelir elde etti.
Karadeniz Fındık Mamulleri ve İhracatçıları Birliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, 1 Eylül tarihinde başlayan 2016-2017 fındık ihraç sezonunun ilk 5 aylık döneminde standart natürel iç fındığın 100 kilogramının ortalama 742 dolardan işlem gördüğü belirtildi. Açıklamada, 1 Eylül-31 Aralık 2016 tarihleri arasında Türkiye'nin 112 bin 723 ton fındık ihraç ederek karşılığında 980 milyon 729 bin dolar gelir sağladığı vurgulandı.
İhracatın 88 bin 918 tonunun AB ülkelerine yapıldığının aktarıldığı açıklamada, AB dışındaki Avrupa ülkelerine 7 bin 298 ton, denizaşırı ülkelere 11 bin 394 ton, diğer ülkelere ise 5 bin 113 ton fındık ihracatı gerçekleştirildiği ifade edildi. Türkiye, 2015-2016 sezonu aynı dönemde 134 bin 97 ton fındık ihracatı gerçekleştirmiş, 1 milyar 306 milyon 491 bin dolar döviz girdisi elde etmişti. Geçen sezona göre, 2016-2017 sezonunda ihracatta yüzde 15,9 ve elde edilen döviz girdisinde ise yüzde 24,9 azalma meydana geldi.
Fındık üreticisine kolaylık
Fındık tarımında verimin artırılması ve daha kaliteli ürün alınmasını sağlamak amacıyla hazırlanan 60 bin kitap, fındık üretimi gerçekleştirilen illerdeki üreticilere dağıtılıyor. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) ile Ordu Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü iş birliğiyle fındık yetiştirme tekniği, bitkisel özellikler, dikim ve terbiye sistemleri, budama, gübreleme, hasat, harman, depolama, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları içeren "Fındık Yetiştiriciliği Cep Kitabı" hazırlandı.
Dört ziraat mühendisince hazırlanan ve cepte kolaylıkla taşınabilecek boyutta basılan 80 sayfalık kitap, fındık yetiştiriciliği konusunda üreticinin en önemli başvuru kaynağı olacak. İlk etapta 60 bin adet basımı yapılan kitap, Ordu, Giresun, Samsun, Trabzon, Düzce ve Sakarya'daki fındık üreticilerine, Gıda, Tarım ve Hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerinin yanı sıra muhtarlıklar ve din görevlileri aracılığıyla dağıtılıyor. KFMİB'in fındıkta külleme hastalığı ile mücadele konusunda hazırlattığı iki film, yakında yerel televizyon kanallarında yayımlanmaya başlanacak.KFMİB Yönetim Kurulu Başkanı Edip Sevinç, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 75'ini, ihracatının ise yaklaşık yüzde 80'ini tek başına gerçekleştirdiğini anımsatarak, "Türkiye dünyada lider ülke konumunda bulunmaktadır. Dolayısıyla lider ülke olmanın sorumluluğu, arzda sürekliliğin sağlanmasını garanti etmek suretiyle ithalatçılarda güven tesis etmeyi gerektirmektedir." dedi. Fındık üreten diğer ülkelerle mukayese edildiğinde birim alanda elde edilen fındık miktarının Türkiye'de çok düşük seviyelerde olduğunu dile getiren Sevinç, yaşanan verim düşüklüğünün en büyük dezavantajlardan biri olarak karşılarına çıktığını söyledi. Sevinç, fındık üretiminde verim düşüklüğüne neden olan faktörlerin minimize edilmesi ve rakip ülkelerin bertaraf edilmesi için üreticinin modern üretim teknikleri konusunda bilgilendirilmelerinin son derece önem arz ettiğini vurguladı. Fındıkta son yıllarda gözle görülür şekilde dekar başı üretimin düştüğünü, kalitenin de zaman zaman tartışılır hale geldiğini kaydeden Sevinç, "Hazırladığımız 80 sayfalık bu kitapta A'den Z'ye her şey mevcut. Bizim fındık üreticilerinden beklentimiz, kitabı okuyup incelemeleri ve kitapta anlatıldığı şekilde fındık yetiştirmeleri." ifadesini kullandı.
Sevinç, ilk defa böyle bir kitabın görselleriyle birlikte hazırlanarak üreticilere dağıtıldığını belirterek, "İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile hazırladığımız bu kitap, fındıkta yetiştiricilik anlamında tüm beklentilerinize, sorunlarınıza ve sorularınıza en iyi şekilde cevap verecektir. Bu kitabın başta üreticilerimiz olmak üzere fındık ile ilgili tüm kesimlere büyük fayda sağlayacağı temennisiyle çalışmada emeği geçen herkese teşekkür ederim." diye konuştu.
"KİTAP ÜRETİCİNİN İMDADINA YETİŞECEK"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kemal Yılmaz ise dünyanın farklı ülkelerinde fındık veriminin dekara 300-400 kilogram seviyelerinde iken Türkiye'de ise ortalama 100 kilogram civarında olduğunu söyledi. Fındıkta dekar başı üretim ve kalitenin yeniden artırılması için çalışmalar yürütüldüğüne dikkati çeken Yılmaz, bu kapsamda KFMİB ile üreticilerin ihtiyaç duyduklarında bakabilecekleri ve başvurabileceği bir kaynak kitap hazırladıklarını anlattı. Kitapta fındık üreticilerinin ihtiyaç duyduğu her türlü konunun yer aldığını anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: "Fındığın gübrelenmesinden, hasat ve harmanına kadar, ayrıca aflatoksinle mücadeleye yönelik ve yine hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda her türlü bilgi bu kitapta yer almaktadır. Üreticilerimizin zaman zaman bahçede yanlış yaptığı uygulamalar oluyor. Bu kitapta ayrıca o yanlışları nasıl düzeltebilecekleri konusunda da bilgiler mevcut. Üreticilerimiz kısaca istedikleri her şeyi bu kitapta bulabilecek ve uygulamasını da buna göre yapabilecek." Yılmaz, verim ve kalitenin artırılması için işin tekniğine uygun yapılması gerektiğine işaret ederek, kitabın üreticilerin imdadına yetişeceğini kaydetti.
ÜRETİCİLER CEP KİTABINDAN MEMNUN
Öte yandan fındık üreticileri, kendileri için hazırlanan cep kitabından memnun olduğunu dile getirdi. Perşembe ilçesi Efirli Mahallesi'nden fındık üreticisi Faika Kütük, kitabın çok faydalı olduğunu belirterek, "Kitabı okuduğumda fındık üretimi konusunda çok yanlışlar yaptığımı anladım. Bundan sonra kitaba uygun şekilde üretim yapmayı planlıyorum." dedi. Altınordu ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde üretim yapan Sezai Kovan ise kitabın çok faydalı olduğunu dile getirerek, yetkililere teşekkür etti.
Fındık üreticilerinin Amerikan Beyaz Kelebeği kabusu son buluyor
Fındık başta olmak üzere birçok ağaç ve bitki türüne verdiği zararla ciddi ekonomik kayıplara sebep olan Amerikan beyaz kelebeği sorunu, Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevcan Öztemiz’in geliştirdiği Amerikan beyaz kelebeği kapanı ile son buluyor. Amerikan beyaz kelebeğiyle mücadele yöntemleri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, Kuzey Amerika orijinli olan ve Ülkemizde ilk kez 1975 yılında Edirne, İstanbul ve Tekirdağ’da görülen bu zararlının, 1997 yılından itibaren Düzce’de de görülmeye başlandığını ifade etti.
Ortalama 1-1.5 cm vücut uzunluğu olan Amerikan beyaz kelebeğinin asıl renginin beyaz, sırt ve karın bölgesinin ise kül rengine çalan boz renkte olduğunu belirten Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, bu canlının yumurta, larva, pupa ve ergin şeklinde dört dönemlik bir hayat döngüsüne sahip olduğunu söyledi. Çok fazla bitki türü ile beslenen zararlının; meyve ağaçları, orman, park ve süs bitkileri ile bazı otsu bitkiler dahil olmak üzere 600’den fazla bitki ile beslendiğini dile getiren öğretim üyemiz, en çok dut ve akçaağaçta görüldüğünü ayrıca elma, armut, erik, kiraz, ayva, fındık, ceviz, kızılağaç, söğüt, meşe ve kavak gibi bitkilerde de sık rastlandığını sözlerine ekledi.
Fındıkta ürün kaybına neden oluyor Amerikan beyaz kelebeğinin, Bölgemizin önemli ekonomik ürünlerinden olan fındığa verdiği zararlardan da bahseden Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, “Bu canlı, yumurtalarını genellikle fındıktaki uç dalların yaprakları altına, bazen de yaprak üst yüzeyine bırakır. Yumurta kümelerinden çıkan larvalar, yaprağın parankimasını üst epidermise kadar yerler. Daha sonra yaprağın üst yüzeyine geçerek üst epidermisi tahrip ederler. Yaprağın alt yüzeyinde ipeksi ağlar örerler, yaprakları içine alacak şekilde ağ örmeye devam ederler. Bazen ağlar birden fazla dalı ve yaprakları da içine alır. Olgunlaşan larvalar, ağlardan çıkarak bireysel yaşamaya başlar ve daha oburca beslenir. Yaprakları, sadece ana damar kalacak şekilde yiyerek zararlı olurlar. Bitki gelişimine verdikleri zarar ile ürün kaybına neden olurlar. Nadir de olsa meyvelere de zarar verirler” şeklinde konuştu.
Entegre mücadeleye öncelik verilmeli
Amerikan beyaz kelebeğiyle ilgili mücadele yöntemlerinden söz eden Prof. Dr. Öztemiz, mücadeleye karar vermeden önce, zararlının popülasyon takibinin yapılması gerektiğini ifade etti. Bu takibin, her yıl izlenmesi ve ekonomik zarar eşiğine ulaşıldığında zararlıyla mücadeleye karar verilmesinin faydalı olacağını belirten Öztemiz, popülasyon seviyesini belirlemek için ağaçlar üzerindeki tırtıl kolonilerini saymanın en iyi yöntemlerden birisi olduğunu kaydetti.
Çevreye en az zarar veren yöntemlere öncelik verilmesi konusuna dikkat çeken Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, “Entegre mücadele için tüm yöntemler kullanılır. Öncelikle kültürel, mekaniksel, fiziksel ve biyolojik mücadele yöntemleri uygulanır. Popülasyon, yüksek ve etki yeterli gelmezse çevre dostu pestisitler kullanılabilir. Çevreye ve faydalı böceklere en az zararı olan tarım ilaçları seçilir ve uygulanır.” sözleriyle açıklamalarına devam etti.
Karışık çeşit fındık dikiminden kaçınılmasının iyi bir kültürel önlem olacağını söyleyen Öztemiz, mekanik ve fiziksel mücadelede ise ışık ve feromon tuzakları kullanımının, zararlı popülasyonunun azaltılmasında etkili olacağının altını çizdi. Fındık bahçelerinde yumurta paketlerinin bulunduğu yaprakların, toplanıp imha edilmesiyle zararlı yoğunluğunun azaltılabileceğinden söz eden öğretim üyemiz, “Haziran ve Ağustos” aylarında bulaşık ağaçlar üzerinde ağ içinde bulunan larva kümelerinin kesilip yakılmak suretiyle imha edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Biyolojik mücadelede, doğal düşmanlara zehirli olmayan veya düşük etkili ilaçlar kullanılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, yoğun bulaşmalarda ise ilaçlı kimyasal mücadele yönteminin uygulanabileceğini dile getirdi.
Amerikan Beyaz Kelebeği Kapanı Projesi farklı lokasyonlarda kullanılacak
Amerikan beyaz kelebeği ile etkili mücadele için “Amerikan beyaz kelebeği kapanı” adlı bir çalışma yürüten Prof. Dr. Öztemiz, “Zararlının mücadelesinde, mücadele zamanı ve zararlının popülasyonu önemlidir. Bu amaca yönelik geliştirdiğim projede ışık tuzaklarının kullanımı önerilmiştir. Tuzağın tasarımı ve bir prototip üretimi şahsım tarafından gerçekleştirilmiş ve Gümüşova Ziraat Odasına teslim edilmiştir. Bu yöntemin, 2017 yılında farklı lokasyonlarda kullanımı sağlanacak ve zararlının popülasyonu takip edilecektir” ifadelerini kullandı.
Fındık Üreticileri Amerikan Beyaz Kelebeği ile mücadele yöntemleri konusunda bilgilendirildi Konuyla ilgili daha önce yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, Üniversitemiz Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası, Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İlimizdeki Ziraat Odaları başkanlarının katıldığı bir toplantının gerçekleştirildiğini söyledi. Öztemiz, toplantıda Amerikan beyaz kelebeği ile ilgili karşılaşılan sorunların tartışıldığını ve üreticilerin eğitimleri ile ilgili tavsiye kararı alındığını ifade etti. Daha sonra il ve ilçe üst protokolünün katılımıyla Gümüşova Ziraat Odası tarafından Gümüşova Kültür Merkezi’nde düzenlenen tarım toplantısında, çiftçilerle bir araya geldiğini belirten Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, fındığın önemli zararlılarından olan Amerikan beyaz kelebeği ve mücadele yöntemleri hakkında bir sunum yaparak üreticileri bilgilendirdiklerinin altını çizdi. Amerikan beyaz kelebeğinin mücadelesine yönelik uygulama hataları tespit ettiklerinden söz eden Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, zararlıyla mücadelede çevreye en az zararı olan yöntemlere öncelik verilmesi ve uygun olan tüm mücadele yöntemlerinin entegre bir şekilde kullanılması gerektiğini vurgulayarak açıklamalarını sonlandırdı.
Ordu'da fındık fiyatları düştü
Ordu’da geçen haftalarda uzun bir aranın ardından 11 TL’ye çıkan fındık fiyatları düşüşe geçerek 10.50 TL’ye geriledi.
Ordu’da fındık fiyatlarındaki inişli çıkışlı grafik devam ediyor. Yaklaşık 1,5 aydır 10.25 TL olan ve geçtiğimiz haftalarda 11 TL’ye yükselen fındık fiyatlarında üreticinin beklediği artış yaşanmadı. Haftaya 25 kuruşluk düşüşle başlayan fındık fiyatlarında haftanın ikinci gününde de 25 kuruşluk bir gerileme meydana geldi. Yaşanan bu düşüşle birlikte Ordu’da fındık fiyatları Ordu Ticaret Borsası tabelasına 10.50 TL olarak yansıdı.
Fındıkta Zirai don uyarısı
Altınordu Ziraat Odası Başkanı Selami Akarsu, kar yağışlarının Doğu Karadeniz Bölgesi sahil ve orta kesiminde fındığı olumlu etkilediğini ancak yüksek ilçelerde don oluşumu meydana gelebileceğini söyledi. Selami Akarsu yaptığı açıklamada, Kasım ayında yapılan gübrelemenin ardından Aralık ayında beklenen kar ve yağmur yağışların Ocak ayında geldiğini, bu durumun kış kuraklığını ortadan kaldırdığını belirtti. Yağmur ve kar yağışının Doğu Karadeniz Bölgesi sahil ve orta kesiminde fındığı olumlu etkilediğini belirten Akarsu, “Fındık eksi 4 derece ve altında olumsuz etkilenir. Kar yağışı yüksek ilçelerde fındığı etkiledi. Bu durumda don oluşumu gözlenebilir. Eğer bu devam ederse yüksek kesimlerde zirai don olayı meydana gelebilir” dedi.
"BİTKİLERİN İHTİYACI VAR"
Bu arada Ziraat Mühendisi Haluk Şensoy da bahçelerde geçen yılın sonbaharda gerçekleştirilen gübreleme işleminin usulüne uygun yapılması halinde fındığın soğuğa karşı dayanaklılık göstereceğini belirtti. Şensoy, “Eğer analiz neticesinde dengeli gübreleme yapılmışsa bitkinin karanfilin ve polenlerin soğuğa karşı dayanıklıkları ve dirençleri daha yüksek olur. Ama dönem itibariyle bitkilerin zaten üşümeleri gerekiyor, çünkü soğuklanma ihtiyaçları vardır. Ama yüksek eksi derecelerde uzun zaman soğuğa maruz kalırlarsa karanfiller ve polenler zarar göreceklerdir” açıklamasında bulundu.