Fındık fiyatlarında son durum ne? İşte fındık fiyatı

Güncel fındık fiyatları ne kadar? Son durum ne ve ürün hakkındaki son haberler burada... İşte detaylar

Doğu Karadeniz'in değişilmez ürünlerinin başında olan fındık fiyatları ile üreticiyi mağdur etmeyi sürdürüyor. Önceden önemli bir gelir kaynağı olan fındık artık düşük rakamlarla satılıyor. Bu yıl 15 TL'den piyasaya giren ürünün fiyatı gün geçtikçe eridi. Yetkililer ise henüz somut bir adım atabilmiş değil

FINDIK FİYATLARI LİSTESİ İÇİN TIKLAYIN


Fındıkla ilgili son gelişmeler;


Fındık üreticilerine 70 bin TL’lik destek!

Samsun'da Belediyenin 70 bin TL değerindeki sertifikalı organik sıvı gübre desteğinden yararlanan 373 organik fındık üreticisi, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’a teşekkür etti.

Samsun’un içme suyu ihtiyacının karşılandığı Çarşamba’nın Çakmak Barajı havzası, organik fındık üretiminde marka olmaya başladı. İlçenin Ağcagüney, Deyincek, Eğridere, Esençay, Esentepe, Gökçeçakmak, Güldere, Gülören, Kabaceviz, Koldere, Porsuk, Selimiye ve Ulupınar olmak üzere 13 mahallesindeki organik fındık yetiştiriciliğini 608 üretici toplam 15 bin 516 dekarlık alanda gerçekleştiriyor.

Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Soğuk’un organik fındık üreticilerinin organik gübre ihtiyacı olduğu bilgisiyle harekete geçen Kırsal Kalkınma Hizmetleri Daire Başkanlığı, talebi değerlendirerek bölgede 4 tane de organik ürün üretici birliği olduğunu tespit etti. Üreticilere ihtiyacı olan gübre desteğini temin eden daire başkanlığı, 70 bin TL değerinde 5,5 ton bitkisel menşeli organik sıvı gübre satın aldı.

İlçedeki organik fındık tarımını geliştirecek destekle ilgili Ağcagüney Mahallesi’nde sıvı gübre dağıtım töreni düzenlendi. Törene Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Soğuk, Genel Sekreter Yardımcısı Sefer Arlı, Kırsal Kalkınma Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Akif Özdemir, ilçe ticaret odası başkanları, kamu kurum ve temsilcileri, ilçe ziraat odası başkanları, birlik yöneticileri, ilçe tarım müdürleri, muhtarlar ve üreticiler katıldı.

373 organik fındık üreticisine bitkisel menşeli organik sıvı gübrelerin dağıtıldığı törende konuşma yapan Genel Sekreter Yardımcısı Sefer Arlı, tüm üreticilere ve bölge tarımına hayır olmasını temenni etti. Samsun’da organik tarımı çok önemsediklerinin altını çizen Arlı, “Çakmak Barajı içme suyu havzasındaki 10 bin 700 dekarlık alanda organik tarım yapıldığını ve 4 organik ürün üretici birliği olduğunu tespit ettik. İçme suyundaki kirliliği önlemek amacıyla bu bölgede organik tarımla uğraşan 373 fındık üretici belirledik. Bu üreticilerimizin organik gübreye ihtiyacı olduğu bilgi üzerine biz de bunun çok farklı bir gerekçe ve tarım için faydalı olduğunu görerek üreticilerimize hangi birliğe üye olduklarına bakmaksızın destek olmaya karar verdik. Gönül ister ki organik tarım yapılan her yere destek verelim. Ama bütçe imkânlarımız el verdiği oranda katkı sunabiliyoruz. İnşallah büyük bir sektör haline gelirse ki bir Alman firmasının da organik ürünlere destek verdiğini biliyoruz, bu desteklerimizi verebildiğimiz kadar çiftçimize vereceğiz. Bunu sadece fındıkta değil, tüm organik ürün üreticilerimize vermeyi planlıyoruz. Üreticilerimize hayırlı olsun” şeklinde konuştu.

Üreticilere hitap eden Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Soğuk ise, “Bugün kırsal kalkınmayı destek anlamında burada Çarşamba bölgesinde üçüncü toplantımızı yapıyoruz. İlkini Çarşamba’da, ikincisini şeftali üreticilerine yönelik Hacılıçay’da yapmıştık. Bugün de Ağcagüney’de sizinle birlikteyiz. Büyükşehir yasasıyla birlikte bundan sonraki desteklerde büyükşehir belediyesi görev üstlendi. Bu görevi, bizler aracılığı ile sizlere iletmeye devam edeceğiz. İnşallah emekleriniz boşa gitmez. Başarılı sonuçlar alırsanız biz de mutlu oluruz” ifadelerini kullandı.


Fındıkta küllenmeyle savaşa devam

Türk fındığında verim ve kaliteyi tehdit eden hastalıkların başında gelen küllemeye karşı, sektörde yer alan kamu ve özel kuruluşların yaptıkları mücadele giderek artıyor. Mücadele için ilk olarak kurum ve kuruluşların tarım danışmanı Ziraat Mühendisleri, sonra da üreticiler eğitime tabi tutuluyor.

 Özellikle geçtiğimiz yıl bahçelerde yoğun bir şekilde görülen külleme ile sektörün topyekün mücadelesi için başlatılan çalışmalara, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı birimlerinin yanı sıra, Ticaret Borsaları, İhracatçı Birlikleri ve Ziraat Odaları ile Türk fındığının en büyük alıcısı olan Ferrero-Oltan Gıda firması da destek veriyor.
 
Trabzon Ticaret Borsası ile Düzce Ticaret Borsası’nın Karadeniz ve İstanbul İhracatçı Birlikleri ile Doğu ve Batı Karadeniz'de düzenledikleri 2 ayrı Külleme Çalıştayı ile hız kazanan mücadele konusunda öncelikle üreticiler bilgilendirilip eğitilerek kendilerine zirai ilaç desteği sağlanıyor.
 
Fındık hastalık ve zararlılara karşı başlatılan mücadeleye büyük destek verip katkı sağlayan Ferrero firması tüm fındık üretilen illerde başlattığı üreticilerle buluşmalarını sürdürüyor.
Üreticilerle sürekli bir araya gelip toplantılar düzenleyerek bilgi, ilaç ve teknik araç desteği verdiğini belirten Ferrero Tarım Direktörü Ersin Arısoy, ilaç temini konusunda Bayer firması ile işbirliği içinde olduklarını söyledi.
 
Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü uzmanları da, külleme ile bilinçli ve sürekli bir mücadelenin gerektiğine dikkat çekerek, üreticilerden gelen talepleri Tarım İl Müdürlükleri ile birlikte değerlendirerek yerinde tespitler yaptıklarını söylediler.
 
Hastalıkla mücadele için ilk çalıştayı düzenleyip, sunumları ve sonuçlarını kitapçık halinde raporlaştıran Trabzon Ticaret Borsası'nın Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu sorunun çözümünün topyekün bir mücadele gerektirdiğini söyledi. Köleoğlu, "Bunun için hazırladığımız raporla tüm kesimleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ve yetkilileri Ankara'da buluşturup, mücadelenin hep birlikte yapılması için çaba gösteriyoruz" diye konuştu.

Külleme hastalığı

Son yıllarda yoğun olarak görülen ve kışı yere dökülen yapraklarda ve bitki artıklarında geçiren bu fungal hastalık, hava sıcaklığının yükselmesi ile birlikte çoğalıp artar. Hastalığa yakalanan yapraklarda, önce sarı lekeler ve daha sonra küle benzer beyaz bir küf tabakası oluşur. Genç yapraklar küllemeye daha hassastır. Hastalık havalanmayan gölge ve yarı ışıklı yerlerde daha hızlı gelişir. Hastalığın şiddetini ve yayılışını azaltmak için düzenli budama ve dip sürgünü temizliği yaparak güneşlenme ve hava sirkülasyonu sağlanır. İlaçlı mücadele ise uzmanların bilgisi dahilinde kontrollü olarak yapılır.
 

Fındık fiyatında istikrar için...

Altınordu Ziraat Odası Başkanı Selami Akarsu, fındık üreticilerinin bir an önce lisanslı depoculuk sisteminin hayata geçirilmesini beklediğini söyledi.

Akarsu, oda binasında düzenlediği basın toplantısında, hafta sonu Ordu'da programlara katılan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'ye "Fındık Raporu" adı altında dosya sunduklarını belirtti.

Daha önce benzer dosyayı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a sunduklarını anımsatan Akarsu, "Beklentimiz fındıkta yaşanan sorunların bir an önce çözülmesi. Üreticilerimiz şu anki durumdan memnun olmayabilir. Umutsuz olmasınlar. Fındık dosyası hükümetin en yetkili bakanlarının elinde, herkes notlarını aldı, üreticilerimiz rahat olsun." dedi.

Akarsu, üreticiler adına süreci takip ettiklerini dile getirerek, "Sayın bakanlarımızın üreticilerimiz adına söyledikleri de memnuniyet verici. İnşallah hazırlanan bu rapor üreticilerimizin sorunlarına merhem olacak. Buna inancımız tam." ifadesini kullandı.

Yeniden kurulması planlanan lisanslı depoculuk sistemine ilişkinde üreticilerin beklentilerinin oldukça fazla olduğunu kaydeden Akarsu, şöyle devam etti:

"Fındıkta fiyat istikrarı lisanslı depoculukla olur. İstikrarlı fiyat konusunda lisanslı depoculuk bu işin en önemli ayağı. Üreticiler bir an önce bu sistemin hayata geçirilmesini bekliyor. Bir süre önce sayın Kurtulmuş'un da bu sistemin yeniden kurulmasına yönelik açıklamaları olmuştu. Bu sürecin daha hızlanmasını bekliyoruz. İnşallah lisanslı depoculuk yeniden kurulduğu takdirde emanet fındığın önüne geçilecek. Emanet sorunu ortadan kalktığı durumda fiyatlar da otomatik olarak yükselmiş olacak. Dolayısıyla yeni sezona bu sistemin hazır olmasını temenni ediyoruz."

Rekabet Kurulu Fındık Fiyatındaki düşüşü araştırıyor​

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, son dönemde fındık fiyatında yaşanan düşüşlerin nedeni konusunda Rekabet Kurulunca sıkı bir araştırma yapıldığını belirterek, "Eğer fındık fiyatı spekülasyon sonucu aşağı çekiliyorsa en sert adımları atmaktan çekinmeyeceğiz" dedi. 

Bir dizi ziyaret, görüşme ve toplantılar için Ordu’da bulunan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 2002 yılında hükümeti devraldıklarında fındık fiyatının 0.90 cent olduğunu, üreticinin kendilerinden fiyatı 1.2 dolara sabitlemesini istediğini, bugün ise fiyatın sürekli yükselerek 3 dolar olduğunu hatırlattı. 2007-2008 yıllarında iki yıl arz fazlası fındığı TMO vasıtasıyla alım yaparak iki yılda 3 milyar TL ödeme yaptıklarını vurgulayan Canikli, bugünkü fiyat düşüşlerinin sebebini sıkı bir şeklide araştırdıklarını kaydetti.

Canikli, "Bugünlerde fındığın fiyatının düşmesinin nedeninin bir takım perde gerisindeki oyunlardan mı kaynaklandığı, burada monopol bir yaklaşımla birileri tarafından fiyat aşağı mı çekilmeye çalışıldığı bir durum mu var, yoksa serbest piyasa şartlarında ortaya çıkan bir fiyat mı bunun araştırmasını yapıyoruz. Ziraat Odalarımız Rekabet Kuruluna başvuruda bulundular. Ziraat odaları, ‘Piyasa speküle ediliyor, fiyat bilinçli düşürülüyor, piyasa bozuluyor, rekabet şartları ortadan kaldırılıyor’ diyerek Rekabet Kurulu’na başvuruda bulundular. Şu anda Rekabet Kurulu incelemelerini sürdürüyor. Biz de takip ediyoruz. Önce bunun tespitini yapacağız. Eğer, fındık fiyatı geçmiş yıllarda çokça karşılaştığımız yöntemlerle aşağı çekilmeye çalışılıyorsa Rekabet Kurulunun çalışmasıyla bu durum normale dönecektir. Ama piyasa şartlarında bu fiyat oluşuyorsa o zaman üreticiyi nasıl ve ne kadar mağdur ettiğine bakacağız. Kesinlikle üreticinin hiçbir mağduriyeti olmayacaktır. O zaman en sert adımlar atılacaktır. Fındık üreticisinin mağduriyetini önlemek için her şeyi yapacağız" dedi.

"Fındık fiyatının düşüş sebebi spekülasyon mu?​

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, son dönemde fındık fiyatında yaşanan düşüşlerin nedeni konusunda Rekabet Kurulunca sıkı bir araştırma yapıldığını belirterek, "Eğer fındık fiyatı spekülasyon sonucu aşağı çekiliyorsa en sert adımları atmaktan çekinmeyeceğiz" dedi.

Bir dizi ziyaret, görüşme ve toplantılar için Ordu’da bulunan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 2002 yılında hükümeti devraldıklarında fındık fiyatının 0.90 cent olduğunu, üreticinin kendilerinden fiyatı 1.2 dolara sabitlemesini istediğini, bugün ise fiyatın sürekli yükselerek 3 dolar olduğunu hatırlattı. 2007-2008 yıllarında iki yıl arz fazlası fındığı TMO vasıtasıyla alım yaparak iki yılda 3 milyar TL ödeme yaptıklarını vurgulayan Canikli, bugünkü fiyat düşüşlerinin sebebini sıkı bir şeklide araştırdıklarını kaydetti.

Canikli, "Bugünlerde fındığın fiyatının düşmesinin nedeninin bir takım perde gerisindeki oyunlardan mı kaynaklandığı, burada monopol bir yaklaşımla birileri tarafından fiyat aşağı mı çekilmeye çalışıldığı bir durum mu var, yoksa serbest piyasa şartlarında ortaya çıkan bir fiyat mı bunun araştırmasını yapıyoruz. Ziraat Odalarımız Rekabet Kuruluna başvuruda bulundular. Ziraat odaları, ‘Piyasa speküle ediliyor, fiyat bilinçli düşürülüyor, piyasa bozuluyor, rekabet şartları ortadan kaldırılıyor’ diyerek Rekabet Kurulu’na başvuruda bulundular. Şu anda Rekabet Kurulu incelemelerini sürdürüyor. Biz de takip ediyoruz. Önce bunun tespitini yapacağız. Eğer, fındık fiyatı geçmiş yıllarda çokça karşılaştığımız yöntemlerle aşağı çekilmeye çalışılıyorsa Rekabet Kurulunun çalışmasıyla bu durum normale dönecektir. Ama piyasa şartlarında bu fiyat oluşuyorsa o zaman üreticiyi nasıl ve ne kadar mağdur ettiğine bakacağız. Kesinlikle üreticinin hiçbir mağduriyeti olmayacaktır. O zaman en sert adımlar atılacaktır. Fındık üreticisinin mağduriyetini önlemek için her şeyi yapacağız" dedi.

"Hızlı tren il merkezlerine dikey bağlanmasından yanayım"

Doğu Karadeniz sahil illerinden hızlı tren yatırımı gelmesi konusunda çalışma yaptıklarını, halen iki temel görüşün tartışıldığını belirten Başbakan Yardımcısı Canikli, Doğu Karadeniz illeri Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon’un hızlı tren imkanından mutlaka faydalanacağını söyledi.

Canikli, "Şimdi burada iki temel tartışma var. Hızlı tren sahil yolundan mı geçsin, yoksa dikey olarak il merkezlerine mi bağlansın? İkisinin de artı ve eksileri var. Özellikle hızlı trenin sahilden geçmesi noktasında başta çevre hassasiyeti olan vatandaşlarımız var. Hızlı trenin geçeceği hat üzerinde çevrenin bozulacağı yönünde görüşleri var. Bunlar haksız da değiller" ifadelerini kaydetti.

Canikli, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir kere hızlı trenin yerleşim yerlerinden geçmesi fiilen mümkün değil. Burada altından kalkılmayacak iki durum ortaya çıkıyor. Hem mağduriyet hem de maliyet ortaya çıkar. Bizim bölge olarak en büyük varlığımız sahilimiz. Sahilimizi korumamız gerekiyor. Bir tarafı yaparken bir tarafı bozmayalım. Benim şahsi tercihim sahili kullanmamak. Hızlı tren hattını dikey olarak gerçekleştirmektir. Genel olarak bakıldığında daha doğru bir tercih gibi görünüyor. İleride teknoloji değişir, başka sistem ve modeller ortaya çıkar, çevre tahribatını en aza indirecek bir takım değişiklikler olursa konuşulur ama şu an itibariyle en doğrusu dikey geçiştir."

 Pazara ne kadar iç fındık indi?

Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye'de, 2017 sezonun ilk 6 ayında üreticiler tarafından serbest piyasaya 321 bin ton kabuklu fındık indirildiği bildirildi. 

Ordu Ticaret Borsası (OTB), fındık üretimi yapılan 15 ildeki ticaret borsalarının "müstahsilden tacire satış" rakamlarını açıkladı. Borsanın resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre, üreticiden tüccara en fazla fındık satışı Sakarya'da gerçekleşti. Sakarya'da üreticiler tarafından piyasaya 6 ayda toplam 90 ton 342 kilogram kabuklu fındık satışı gerçekleştirilirken, Sakarya'yı 63 ton 861 kilogram ile Ordu, 43 ton 891 kilogram ile Düzce izledi.

Diğer il ve ilçelerde üreticiler tarafından pazara indirilen fındık miktarı ise şöyle: "Trabzon 31 bin ton, Giresun 31 bin ton, Çarşamba 22 bin ton, Ünye 9 bin ton, Akyazı 8.5 bin ton, Fatsa 8 bin ton, Samsun 8 bin ton, Terme 2,6 bin ton, Rize 1,3 bin ton, Kastamonu 486 ton, Bafra 16 ton, İstanbul 214 ton”

Öte yandan en fazla fındık Ekim ayında piyasaya indi. Açıklanan rakamlara göre, sezon başlangıcı olan Ağustos ayında 40 bin ton, Eylül ayında yaklaşık 80 bin ton, Ekim ayında 84 bin ton, Kasım ayında yaklaşık 49 bin ton, Aralık ayında 43,5 bin ton ve Ocak ayında ise 25 bin ton piyasaya indi.

Fındıkta yeni çeşit geliyor

Fındık Araştırma Enstitüsü(FAE) tarafından 10 yıldır devam eden çalışmalarda tespit edilen 14 farklı tombul fındık klonundan en iyisi belirlenecek. Tadı ve kalitesiyle çerez olarak tüketimde ilk tercihler arasında bulunan tombul fındığın daha kalitelisi tespit edilecek. Enstitünün Giresun ve Trabzon'daki üretici bahçelerinden seleksiyon ıslahı yöntemiyle elde ettiği fidanlardan bahçe kuruldu. 

Yaklaşık 4 yıl sürecek çalışmayla verim, kalite ve sanayi yönünden en iyi olan çeşit ortaya çıkarılacak. FAE Müdürü Aysun Akar,  yaptığı açıklamada, projenin 2007 yılından bu yana devam ettiğini söyledi.

Trabzon ve Giresun'da üretici bahçelerinde çeşitli çalışmalar yaptıklarını dile getiren Akar, mevcut fındık bahçelerinden seleksiyon ıslahı yönetimiyle üstün özellik gösteren tombul fındıklardan fidanlar elde ederek enstitüye getirdiklerini belirtti.

Akar, gözlemlere dayalı olarak seçilen tombul fındık fidanlarının genetik farklılıklarının da laboratuvar ortamında belirlediklerini ifade ederek, "Farklı olan genotipleri elde ettik bu genotiplerden de kurumumuza bir deneme bahçesi tesis ettik. Şu anda da kurduğumuz bahçe tam verim çağına geçmiş durumda. Bu fidanlardan elde edilen ürünlerin kalite, verim ve sanayiye uygunluğu yönünden analizlerini yapacağız, bu da 4 yıl sürecek bir çalışma." dedi.

Bu yıldan itibaren yapacakları çalışmaları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına proje olarak teklif ettiklerini ve desteklenmeye uygun görüldüğünü aktaran Akar, proje sonucunda piyasada mevcut bulunan tombul fındıktan daha kaliteli, daha fazla verim veren yeni fındık çeşidi elde edeceklerini ifade etti.

Aysun Akar, fındık bahçelerinin yenilenmesi söz konusuyken üstün özellikli yeni bir fındık çeşidinin daha tarıma kazandırılmasının verim artırılması yönünde önemli bir adım olacağını vurguladı.

Mevcutta tescilli 18 adet fındık çeşidinin olduğunu ve tescil işlemleri FAE tarafından yapıldığını belirten Akar, bu çeşitlerin 15'inin doğal popülasyon seleksiyonuyla, 3'ünün de uzun yıllar süren melezleme ve seleksiyon araştırmaları sonucu elde edildiğini kaydetti.

Fındıkta örnek bahçeler budandı

Trabzon Ticaret Borsası (TTB) tarafından uygulanan Fındıkta Verim ve Kaliteyi Arttırma Projesi kapsamında yaşlı bahçelerin sökülerek yeniden ve farklı sistemlerle dikimi ile oluşturulan örnek bahçelerde budama işlemleri tamamlandı. Proje kapsamında 2013’den itibaren sökülerek dikilen ve 2014’de tamamlanan, Trabzon ve ilçelerinde oluşturulan toplam 63 bahçenin büyük kısmında fidan tutma işlemi başarıldı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Trabzon İl Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen dikim ve bakım çalışmalarında be sezon fidanların yeşermeye başlamasından önce budama işlemleri gerçekleştirildi. Ziraat Mühendisi Erdal Yığcı tarafından bahçe sahibi üreticilerle birlikte yapılan budama işleminde özellikle tek dal ve ikili sistemle dikilen fidanların daha fazla geliştiği belirlendi.

Erdal Yığcı, bahçe sahiplerinin budama işlemi sonrasında bakım ve gübreleme ile özellikle külleme hastalığına karşı ilaçlama yapmalarının gerektiğini bildirdi. TTB’nin koordinasyonunda sürdürülen proje Gıda, Tarım ve Hayvancılık Trabzon İl Müdürlüğü, Fındık Araştırma Enstitüsü ile ortaklaşa sürdürülüyor. Projeye TOBB, Fındık Tanıtım Grubu, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği de maddi destek sağlıyor.  


Fındık üreticisine önemli uyarı

 Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Giresun Bölge Müdürlüğü, 2007 yılında hayata geçirilen tarım sigortası uygulaması kapsamında bugüne kadar fındık üreticilerinden toplanan 131 milyon lira prim karşılığında 137 milyon liranın üzerinde tazminat ödemesi yapıldığını bildirdi.

Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada, daha önce 5 Mart'ta sona ereceği açıklanan tarım sigortası başvuru süresinin 10 Mart'a ertelendiği belirtildi.

Henüz tarım sigortası yaptırmayan üreticilerin vakit kaybetmeden süre uzatımı fırsatından yararlanmaları gerektiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"2016 yılının sonundan itibaren ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaşanan doğal afetler ve riskler sonucunda, tarımsal faaliyetlerin olumsuz yönde etkilendiğine şahit oluyoruz. Ne zaman ve nasıl bir şiddette geleceği belli olmayan bu gibi durumlara karşı üreticilerimiz bilinçli hareket ederek, mutlaka önlemlerini almalı ve sigortasını yaptırmalıdır. Çünkü tarım şansa bırakılmayacak kadar kritik bir faaliyet alanıdır."

Açıklamada, 2007 yılında hayata geçirilen uygulama kapsamında 2017 şubat ayı sonuna kadar olan 10 yıllık süre içerisine fındık ürününde 634 bin sigorta poliçesi yapıldığı ifade edilerek, fındık üreticilerinden toplanan 131 milyon lira prim karşılığında 137 milyon liranın üzerinde tazminat ödemesi gerçekleştirildiği bildirildi.

Üreticiler için tek çıkış yolunun TARSİM olduğunun açıkça görüldüğü vurgulanan açıklamada, "Üreticilerimiz, sigorta yaptırma aşamasında yetkililerden sigortanın kapsamı hakkında detaylı bilgi alarak, bilgilendirme formunu, poliçesini ve poliçe eklerini mutlaka talep etmelidir." ifadesine yer verildi.

Haluk Pekşen: Fındık alımının durması ihanettir

CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, fındık alımının durdurulmasının sektöre ve çiftçiye büyük bir ihanet olduğunu savunarak, "Karadeniz köylüsünün, esnafının, tüccarının emeği uluslararası tekellere peşkeş çekilmiştir. Fındık alımının durdurulması sektöre ve köylüye büyük bir ihanettir. Devlet derhal Fisko Birliği harekete geçirmesi ve fındığa dayalı sanayi sektörünün tam teşvik kapsamına alınması fındık sektörünün geleceği için mutlaka bir an önce yapılmalıdır" dedi.

CHP Trabzon Milletvekili Pekşen, Karadeniz'deki fındık üreticilerinin sorunlarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Çiftçisi fındık sektörü nedeniyle zor durumda kaldığını ve Karadeniz'in istihdam alanını kaybettiğini savunan Pekşen, şunları kaydetti:
 
"Son on beş yılda Türkiye siyasi tarihinde eşine çok az rastlanacak bir oranda Karadeniz AKP'ye destek vermiştir. Karadenizlinin bu desteği her yıl artarak devam etmiş, ancak her seçim sonrasında bir öncekine oranla büyük hayal kırıklıkları ve hüsranlar yaşamıştır. AKP'ye destek Karadeniz bölgesine büyük bir külfet ve bedel olarak geri dönmüştür. Karadeniz istihdam alanını kaybetmiş, gençleri el kapılarına göçe mahkum olmuş, esnafı kepenklerini indirmiş, çiftçisi fındık sektörü sebebiyle perişan olmuştur. Şimdi fındıkta yeni bir senaryo, yeni bir tezgah Karadeniz köylüsünün ekmeğini tamamen elinden almıştır. Önceki sezon ürünlerini satın almayan tüccar ve aracılar elinde ürün bulunan köylüyü büyük bir mağduriyet ve yoksullukla baş başa bırakmıştır. Dünya fındık üretiminin yüzde 73'ünün ihracatının yüzde 68'ini sağlayan Karadeniz bölgesi AKP iktidarında düştüğü bu aciz duruma başka hiçbir iktidar döneminde düşmemiştir. Bu kadar büyük siyasi destek verilip bu kadar büyük bir ihanetle karşı karıya kalması Karadenizlinin çok büyük bir bedel ödemesine sebep olmuştur"

"TOPRAK AĞALARI FİNANSE EDİLMİŞTİR"
 
Sektörün tamamının, yabancıların kontrolüne geçtiğini ileri süren CHP'li Pekşen, "Karadeniz köylüsünü sürekli aldatıp, sandıkta oyları aldıktan sonra unutan bir siyasi iktidarı 16 Nisan'da hak ettiği şekilde uyarmanın tam zamanıdır. Dünyanın hiçbir ülkesi böylesine gülü bir endüstriyel tarım ürünü yabancılara peşkeş çekmez. Ürün yabancılara peşkeş çekilmiş, sektörün tamamı yabancıların kontrolüne geçmiştir. Dekar başına fındık üretim miktarında tarihte eşine rastlanmayacak kadar büyük bir düşüş yaşanmakta, AKP öncesinde dekar başına 300-400 kilogram ürün alınırken yanlış tarım politikaları sonucunda bu miktar 70 kilograma kadar düşmüştür. İspanya hektar başına 600kilogram fındık ürettiği bir dönemde Karadeniz köylüsünün 70 kg gibi bir ürünle toplama maliyetlerini dahi karşılamayacak bir üretim yapması fındığın daha en başında rekabet edilemeyecek bir maliyetle üretilmesine sebep olmuştur. Üretici olmayan derebeylik düzenine devletin desteği devam etmiş, toprak ağaları finanse edilmiştir" dedi.


"KARADENİZ KÖYLÜSÜNÜN OYLARINI ALMAK İÇİN HER TÜRLÜ ENTRİKAYI YAPMAK TAM BİR AKP İŞİ"
 
CHP Trabzon Milletvekili Pekşen, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Dünyada toplam çikolata tüketimi yedi milyon ton iken Türkiye'de bu oran yedi milyon tondur. Dünyada 128 milyar ciro üretilirken Türkiye bu pastanın yalnızca 3 milyar dolarını almaktadır. Karadeniz köylüsünün, esnafının, tüccarının emeği uluslararası tekellere peşkeş çekilmiştir. Yalnızca THY'nin 2016 yılı zararı Karadeniz bölgesinin ürettiği tüm ürünlerin değerinden daha fazladır. 8 milyon Karadeniz köylüsü bir THY'ye kadar kayrılmamıştır. Devletin birçok kurumu varlık fonu adı altında THY'ye peşkeş çekilirken bu zararın bedelini Karadeniz köylüsüne yüklemek, sonra da Karadeniz köylüsünün oylarını almak için her türlü entrikayı yapmak tam bir AKP işidir. Fındık alımının durdurulması sektöre ve köylüye büyük bir ihanettir. Devlet derhal Fisko Birliği harekete geçirmesi ve fındığa dayalı sanayi sektörünün tam teşvik kapsamına alınması fındık sektörünün geleceği için mutlaka bir an önce yapılmalıdır"

Fındık kahverengi altın

Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ali Feyzi, fındığın bölgenin en kıymetli ürünü olduğunu söyleyerek sahip çıkılmasını istedi. 

FATBO Başkanı Ali Feyzi yaptığı açıklamada, “Fındık manavı arkadaşlarımızın deposunda görülen fındığın yüzde 90’ı köylünündür. Üreticinin emanet diye bıraktığı fındıklardır. Fındığa yatırım yapan insanlar esas lisanslı depoculuk görevini yıllardır fındık manavı arkadaşlarımız yapmaktadır. Bu arkadaşlarımıza her zaman madalyalar verilmektedir. Hiç kimse fındığa yatırım yapmazsa, hiçbir üretici fındığını bekletmezse fındık sistemi çöker. Pazara fındık biranda inerse fındık fiyatları en aşağı seviyelerde olur. Taban fiyatı olmazsa olmazdır ve kesinlikle bu fiyat olmadır. Herkes taban fiyatı uygulamasından memnun olacaktır. Devlet milleti üç beş tekelci firmaya ezdirmemelidir. Fındık bölgemizin kahverengi altınıdır ve bu altına herkesin sahip çıkması gerekiyor” diye konuştu.

"Ülkesine döviz kazandıran köylünün fındığını Avrupa’ya ve dünyanın birçok ülkesine ihraç eden tekelleşmenin içinde olmayan, piyasayı tekelleştirmeye çalışmayan bütün ihracatçılar bizlerin başının tacıdır" diyen Feyzi, sözlerini şöyle tamamladı: "Bizim o ihracatçılara lafımız yoktur. Onlar bu ülkenin baş tacıdır. Fındık satıcısı çok, alıcısı az olan bir üründür. Bu işin ihracatını yapan kişilerin çoğalması gerekiyor. Az kişi oldukları için bu kişiler bir masanın etrafında toplanıyorlar 'fındık almıyoruz' diyorlar ve fındık fiyatları buna bağlı olarak düşüyor. Devletin de bir müdahale alımı olmadığı için maalesef sıkıntılar çekiyor piyasalar. Üreticilerin hakkını kimse yememeli ve yemeye de teşebbüs etmemelidir.”
 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri