Cirav, yaptığı yazılı açıklamada, fındıkta yanlışların ortadan kaldırılabilmesi için büyük çaba harcadıklarını kaydetti. Fındık gibi stratejik bir ürünle ilgili politikaların kayıtsız şartsız devlet destekleri ile değil, serbest piyasa koşulları ve dünya şartları göz önünde bulundurularak oluşturulması için bıkmadan usanmadan çaba gösterdiklerini ifade eden Cirav, şunları kaydetti:
''Ülkemizin fındık ticaretinde en büyük paya sahip olan Trabzon'u temsilen Ticaret Borsası olarak, kişisel ve başka hesaplar içine girmeden, üretimden tüketim aşamasına kadar tüm kesimlerin menfaatine olabilecek politikalar geliştirerek uygulamaya konulmasına enerjimizin büyük kısmını harcadık. Yarım asırdır FİSKOBİRLİK eliyle, değişen dünya şartlarına rağmen hiç değiştirilmeyen devlet politikalarının, üstüne üstlük bu da yetmezmiş gibi 2006-2008 ürünlerinde fındık konusunda bilgisi ve ilgisi bulunmayan TMO alımlarının yanlışlıklarını ortaya koyduk. Sektöre ve Hazineye nasıl zarar verildiğini rakamlarla ortaya koyduk, devletin her kademesinde görev yapanlara raporlar halinde gönderdik, kamuoyu ile paylaştık. 2009 ürününde devletin gereken düzenlemeleri yapıp, alım-satımı piyasa şartlarına bırakması, üreticiyi de mağdur etmemek için alan bazlı destekleme primi devreye sokması ile muradımıza erdik.''
Doğruluğu artık ortada olan yeni stratejinin uygulama aşamasında bazı çevrelerin ya da hesabı başka olanların eskiye dönmek için direnmelerini görünce 'biraz bekleyin' diyerek sabretmelerini istediklerini belirten Cirav, şöyle devam etti:
''İşte aradan daha 2 yıl bile geçmeden bizim ne denli doğru bir tercih içinde olduğumuz anlaşılmıştır. Fındıkta üretici mağdur olmamış, hatta hakkını savunmayı becerir hale gelmiştir. Geçtiğimiz sezon ürün azlığından yaşanmayan düşük fiyat sıkıntısı, bu sezon üreticinin piyasayı kontrol altında tutacak şekilde pazara ürün indirmesiyle devam etmiştir. Sezona 3.2 lira ile başlayan levant kalite fındık 4.2 liraya kadar yükselmiştir.''
Cirav, ekonomide sistemin kendi kurallarına bırakılması halinde doğruların oluştuğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Şimdi yapılması gereken, bu doğruları geleceğe de hakim kılmak için eksik olan kısımları gidermektir. Bunların başında da Lisanslı Depoculuk sistemi gelmektedir. Devlet gerekli yasal düzenlemeleri yapmış ve yapmaktadır. Sektörün oyuncuları da bu konuda üzerlerine düşen görevi yerine getirmelidir. Üretici ise gerçek anlamda kooperatifçilik etrafında örgütlenerek piyasada etkili argüman olarak yer almalıdır. Sonuç olarak, yıllardır arz-talep ekseninde, devletin yanlış müdahaleleri ile yaşanan sıkıntılar ve buna bağlı olarak haksız kazançlar artık tarihe karışmış, herkese de 'fındıkta istikrar olabiliyormuş' dedirtmiştir.''