Giresun'da 21 sivil toplum kuruluşunca oluşturulan Giresun Sivil İrade Platformu (GİSİP), 19. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulu'nda Osmanlıca konusunda kabul edilen öneriye destek verdi.
Giresun Kalesi'ndeki bir kafede toplanan GİSİP üyeleri adına basın açıklamasını okuyan Türkiye Yazarlar Birliği Giresun Şubesi Başkanı Doç. Dr. Nazım Elmas, Osmanlıca kararını desteklediklerini söyledi.
Osmanlı Türkçesi derslerinin muhakkak surette müfredata konması ve çok iyi bir hazırlıkla, donanımlı öğretmenlerle uygulamaya geçilmesi gerektiğini kaydeden Elmas, "Ders, eğitim kurumlarının özellik ve amacına göre seçmeli veya zorunlu olmalı. Bu tür teklifleri ve çalışmaları günlük politikaların üzerinde görme becerisini ve olgunluğunu göstermek, her aydının ve vatanseverin amacı olmalıdır" dedi.
Elmas, Osmanlı Türkçesinin öğretilmesiyle nesiller arasında koparılan bağın da yeniden kurulmasının sağlanacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Gelecek nesiller hangi topluma ait olduklarını da kültürel temeller üzerinden fark edeceklerdir. Dilin zenginliği elbette düşüncenin zenginliğidir. Dilimizin zengin geçmişine vakıf olacak anahtarı elde etmekle daha zengin kültürel birikim üzerine sağlam çalışmalar yapılacaktır. Geleceğimizi kurtarmak için bugün daha fazla gayret göstermeliyiz. Geçmişimizle kuracağımız sahici bağ, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracaktır. Birçok ülkenin önce kültürel alanda dünyaya hakim olmaya çalıştığı bir zamanda, mazide kalan hazineye ve birikime sahip çıkmak, onları bugüne taşıyacak, aslında çok geç çalışmaları hızlandırmak gerekmekte."
Osmanlı Türkçesi üzerinden toplumsal bir gerilim üretilmesine de GİSİP olarak karşı çıktıklarını vurgulayan Elmas, şunları kaydetti:
"Bu tamamen teknik bir meseledir. Bu gibi hususların güncel siyaset malzemesi yapılması, boşuna enerji kaybı olacaktır. Bu meseleyi amacından saptırarak bazı kişi, kurum ve kavramlarla hesaplaşma haline getirmek vahim bir hatadır. Böylesi bir çalışmayla ancak cehaletle hesaplaşılabilir. Bu konuyu, toplumu kutuplaştırma aracı haline getirmeden, kendi geçmişimiz ve geleceğimizi buluşturan bir bakış açısı ve yaklaşımla ele almaya ihtiyaç vardır."