İlçenin İkioğul mahallesindeki balıkların sırrıyla ilgili bilgi veren Belediye Başkanı Şahin Yılancı, yörede anlatılan efsane ile ilgili olarak “Ben de bu mahallede yaşıyorum. Bir rivayete göre bu mahallede yaşayan bir adam ne kadar cimri ise gelini ve eşi de o kadar cömertmiş. Gelin ve kaynana her defasında olduğu gibi tandırda yaptığı ekmekleri yine komşularına dağıtınca bu duruma çok kızan adam gelini ve eşini tandır ateşinin içine atmış. O tandır bir anda yerden kaynayan suya, gelin ve kaynana ise balığa dönüşmüş. Gelin de hamileymiş. Bu sebepten her defasında iki balık görünür ancak üçüncü balık ise çok nadiren görünür. Oysa tandır biçimindeki yerden kaynayan suyun dibi net bir şekilde görünür şekildedir. Yüz yıllardır burada bilinen ve inanılan budur” bilgilerini verdi.
“Balıkları yiyenlerin başı dertten kurtulmasa da balıklar hiç eksilmiyor”
Dededen kalma evlerinin bahçesinde bulunan “balıklı gözenin” birçok esrarengiz olaylara tanık olduklarını ifade eden Canan Aktuna ise balıkları yiyenlerin bin bir türlü sorun yaşadığını ve buna rağmen balıkların hiç eksilmediğini söyledi. Aktuna “Bu ev bizim ata dede evimiz. Çocukluğumda buraya gelip dilek tutanlar dua edenlerden geçilmezdi. Şimdilerde yine gelenler oluyor ama eskisi kadar değil. Burada tandır gibi yapılmış bir gözenin çerisinde yerden kaynayan bir çeşmenin içerisinde yaşıyorlar. Ben bildim bileli iki tane. Çok nadiren bazen üç tane oluyorlar. Ama hiçbir şekilde ne dört ne de bir taneye düşüyorlar. Bir keresinde buradan evine boru ile su almak isteyen vatandaşın biri su borusuna sıkışmış olan balığı yiyor. Ama başına gelmedik sorun kalmıyor. Fakat balık yine de gözede eksilmiyor” ifadelerini kullandı.
Balıkların bulunduğu çeşmeye hala gelip dua edildiğini söyleyen Hüsniye Aktuna ise “Daha önceden gelip dileklerinin kabul olduğuna inanlar var. O kişiler gelip hala şükür için dua ediyorlar. Ben de bildim bileli bu balıklar hiçbir şekilde azalıp çoğalmıyor. Dedelerimizin, ninelerimizin anlattıklarına göre de bu balıklar hep aynı şekildeymiş” diye konuştu.