Gümrükçüoğlu, yaptığı açıklamada, Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'u fethettikten sonra 1461'te Trabzon'u fethettiğini belirterek, "Fatih'in 'Trabzon fethedilmeden İstanbul'un fethi tamamlanmamış olur' diye bir sözü vardır. Diğer şehirlerde de fetihler gerçekleştiğinde buraların bizim vatanımız, milli ve manevi değerlerimizin yaşandığı yer olduğunu sembolize etmek amaçlı birtakım ibadethanelerin camiye çevrildiği bütün Türkiye şehirlerinde, dünyadaki coğrafyalarda var" diye konuştu.
İstanbul'da Fatih'in Ayasofya'yı ve bazı ibadethaneleri de sembolik olarak camiye çevirdiğini anlatan Gümrükçüoğlu, "Trabzon'da yapılan da budur ama aynı Fatih o zaman İstanbul'daki havrayı, kiliselerin hepsini kapatmış değildir. İnsanları inançlarında ve ibadetlerinde hür bırakmıştır. Şimdi aynı anlayışla Trabzon fethedildiğinde belki o zaman Trabzon'da 7 değil de 77 kilise vardı ama 'burası artık milli ve manevi değerlerimizin yaşandığı bir diyardır' amacını sembolleştirmek, o mührü vurmak için 7 kiliseyi camiye çevirmiştir" diye konuştu.
Gümrükçüoğlu, Trabzon'da camiye ihtiyaç olup olmadığı yönündeki eleştiriler konusunda şunları ifade etti:
"Deniliyor ki 'bizim yeni bir camiye ihtiyacımız yok'. Tabi ki yeni bir cami istesek yaparız ama dediğimiz tarihi amaç doğrultusunda, Fatih o zaman Trabzon'da 7 kiliseyi camiye çevirmiştir. Yani milli manevi değerlerin yaşandığı bir diyardır, burası bizim diyarımızdır amacıyla belki 77 kilisenin hepsini de camiye çevirebilirdi. Trabzon'da 7 kilisenin de hepsi yine o zaman camiye çevrildiğinde dolmuş değildi. Çünkü o zaman burada o kadar Müslüman cemaat yoktu. İşin mantığında bu var. Yani camiye ihtiyaç olup olmadığından kaynaklanan bir husus değildir. Ayasofya'nın camiye çevrilmesi buranın milli manevi değerlerimizin ülkesi, coğrafyası, tabiatı olduğunu sembolize eder. Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasını çok doğru, haklı ve hukuki bir karar olarak değerlendiriyorum, orada ibadet etmekle de iftihar ediyorum"
- "Ayasofya'nın ibadete açılması siyasi amaçlı değildir"
Trabzon'daki Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesinin siyasi olmadığına işaret eden Gümrükçüoğlu, tapusunda cami gözüken Ayasofya'nın vakıf hukukuna göre başka bir amaçla kullanılmasına imkan olmadığını vurgulayarak, Ayasofya'daki fresklerin ve Selçuklu dönemine ait motiflerin korunarak renovasyon projesinin de gerçekleştirileceğini söyledi.
Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla turist sayısının azalmadığını anlatan Gümrükçüoğlu, "Bu yazın orada bir kentsel dönüşüm ve çevre düzenlemesine rağmen en küçük turist azalışı olmamıştır. Ayasofya ziyaretinden yılda elde edilen gelir 250 bin liradır. Halbuki oradaki esnafımızın kazaziye ve telkari ürünleriyle onun daha fazlasını kazanabilmekteyiz. Ayasofya'daki turist sayısında hiçbir azalma olmamıştır hatta girişte ücret alınmadığı için artış olmuştur" dedi.
Gümrükçüoğlu, Ayasofya'da kentsel dönüşüm ve çevre düzenlemesi çalışmalarının da sürdüğünü belirterek, "Çevre düzenlemelerinin tamamlanmasıyla yerli ve yabancı turist sayısı daha da artacaktır. Oradaki çarpık yapılaşma ortadan kaldırılmıştır. Ayasofya'nın kültürel ve tarihi mirası hem cami fonksiyonuyla hem de medeniyetlerin ortak ürünü olmuş olması münasebetiyle en iyi şekilde icra edilmiş, dünya ve ülke turizmine açılmıştır" diye konuştu.
Ayasofya'nın çevresinde piknik alanı ve otoparkın yanı sıra kazaziye ve telkari ürünlerinden üretilip satılacağı stantlar olacağını anlatan Gümrükçüoğlu, "Orada çok estetik bir iki kır kahvesinde insanlarımız oturup özel demliklerinden kahvelerini, çaylarını içebilecek. Ayasofya'da çevre düzenlemesi tamamlandığında, bir biblo gibi bir Trabzon tarihi ve medeniyetin mirası olan Trabzon balkonu tekrar Trabzon, Türkiye ve dünyaya kazandırılmış olacak" ifadelerini kullandı.