Yılmaz, platform üyelerinin katımıyla Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında, kadın kuruluşları olarak uzun zamandır kadınların uğradığı ayrımcılık ve hak ihlallerine yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Trabzon'da yaşanan olayların kadın sorununun ne boyutta olduğunu gözler önüne serdiğini ifade eden Yılmaz, ''Genç, yalnız, işsiz ve anne olan bir kadının ayakta kalmak için nelerle karşılaşabileceği, ne duruma gelebileceği ortaya çıkmıştır.
'İş istiyoruz' diye haykıran kadınların sözlerine karşılık Trabzon Valiliği tarafından yapılan açıklamaları yeterli bulmadığımızı belirtmek isteriz'' dedi.
Yılmaz, yıllardır verilen yardımlarla hazırcı ve çalışmayı istemeyen, bu yardımlara bağımlı kadınlar topluluğunun meydana geldiğini vurgulayarak, ''Sosyal yardımlardan yararlananların büyük bölümü kadınlardır ve bunlar aileleri ya da eşleri tarafından yardım talep etmeye zorlanmaktadır.
Yardımların yeterli olmadığı, kadınların artık çalışmak zorunda olduğu bu olayda anlaşılmıştır. Genç ve çalışabilir durumda olan kadınların çalışmasını teşvik etmek ve onlar için istihdam alanları yaratmak devletin aslı görevi olmalıdır'' dedi.
Yoksulluktaki artış, işsizlik, mirasta haksız paylaşım, boşanmalar, ekonomik krizlerin kadının yoksulluğunu artırdığına dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
''Yaşlı, terk edilmiş, kimsesiz sokağa atılmış yoksul kadınların sayısı da giderek artmaktadır. Mal, para ve gelir getirecek diğer kaynakların kadın üzerinde baskı ve kontrol aracı olarak düzenli bir şekilde kullanılması ekonomik şiddettir.
Şiddet yalnızca bedenlere zarar vermiyor, kadınların öz güvenini, öz saygısını, direnme ve hak arama arzusunu zayıflatıyor, yok ediyor. Bölgemiz göç alan bir bölge olduğundan göçle birlikte işsizlik ve yoksulluk en çok kadın ve çocukları etkilemektedir.
Bu sorun toplumun sadece bir kesimini değil, burada yaşayan herkesin sorumluluğu olmalıdır.''
Yılmaz, kadınların iş güvencesinden yoksun olarak, kayıt dışı sektörde düşük ücretle çalıştırıldığını belirterek, şunları kaydetti:
''Bunu önlemek için kadın istihdamını artırmaya yönelik bir istihdam politikası oluşturulmalıdır. Kadınların böylesine durumda olduklarında kalabilecekleri, çeşitli etkinliklerin yapılabileceği, psikolojik ve sosyal destek alabilecekleri bir merkezin eksikliğini yaşadığı ortada. Bu durumun görmezden gelinmesi, kadınların yok sayılmasıdır.
Yoksul ve işsiz kadınların çalıştıklarında çocuklarını bırakacakları kreşlerin olmaması, çocukların yok sayılmasıdır. Kimsesiz ve dezavantajlı kadınların sağlıklı ve güvenli barınma ihtiyacını karşılamak için yerel yönelikler ve TOKİ işbirliğinde küçük sosyal konutlar inşa edilmeli ve bu konutlar uzun vadeli düşük kredilerle bu kesime tahsis edilmeli.
Kadınların da insan gibi yaşama hakkı için gerekenlerin valilik, belediyeler, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile yapılması için geç kalmayalım.
Zira gerek Belediye Meclisi, gerekse İl Genel Meclisi Yerel Eşitlik Eylem Planı'nı oy birliği ile kabul ettiler. Meclislerimiz tarafından kabul edilen Yerel Eşitlik Eylem Planı'nda var olan yukarıda maddeler halinde belirttiğimiz taleplerimizin yerine getirilmesinde taahhütte bulunanların sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz.''