Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doğal olarak bulunan, tıbbi, aromatik ve diğer amaçlarla kullanılan 117 farklı bitkinin tamamından ilaç olarak yararlanıldığı belirtildi.
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ilaç hammaddesi üretim ve ihracatına yönelik bitki zenginliğinin olduğunu söyledi.
Kaldırım, “Karşılaştırılmalı istatistiklerde, Türk ilaç sektörü Pazar değeri açısından 16. sırada olmasına rağmen, ihracat hacmi ve klinik araştırma sayısı açısından ancak 36. sırada yer almaktadır. Türkiye jeostratejik konumu ve 8 milyar dolarlık ihracat potansiyeli ile komşu ülkelerin kilit merkez ve ilaç tedarikçisi olma fırsatına sahiptir. 2011 yılında GSYİH’nin yüzde 0.6’sı oranında, yaklaşık 4.8 milyar dolar değerindeki üretim gerçekleştirilmiştir. Türkiye ilaç sektörü 2006-2011 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 6 büyüyerek 9.1 milyar Dolar’a ulaşırken, üretim aynı yıllar arasında yıllık ortalama yüzde 3.7 büyüyerek 4 milyar Dolar’dan 4.8 milyar Dolar’a ulaşmıştır. Sektör sahip ölçek ile 25 bin kişilik istihdam oluşturmaktadır” dedi.
Doğu Karadeniz’de 117 farklı bitkinin tamamından ilaç olarak yararlanıldığını belirten Kaldırım, “Ülkemiz iklim, coğrafik yapı ve türlerin çokluğu ile Avrupa’nın en zengin florasına sahip olmasına rağmen ilaç sanayinin ihtiyacı olan hammaddelerin yüzde 70’ten daha fazlası ithal edilmektedir. Türkiye’de mevcut 13 bin bitki türünün üçte birini barındıran Karadeniz Bölgesi’nin bitkisel potansiyelini inceleyen araştırmalar, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilaç hammaddesi üretimi bakımından avantajlı bir bölge olduğuna işaret etmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ilaç maddesi üretimi bakımından avantajlı bir bölge olduğuna işaret etmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doğal olarak bulunan, tıbbi, aromatik ve diğer amaçlarla kullanılan 117 farklı bitkinin tamamından ilaç olarak yararlanılmaktadır. Bölgede bulunan aktarlarda kuru ya da taze heba, çiçek ve yağı çıkarılmış halde 222 adet bitki türünün satıldığı tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Bitki zenginliğinin yöre insanına yeni gelir kapılarını açacağını dile getiren Kaldırım, “Bölgenin bitki zenginliğinin ilaç hammaddesi üretim ve ihracatına yönelik kullanımı bölge ekonomisi açısından önemli görülmektedir. Ekonomik önemi olan çok sayıda doğal veya kültürü yapılan bitkilerin veya ürünlerin güncel teknolojilerle üretimi ülke ekonomisine katma değerler kazandıracaktır. Ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı olan Doğu Karadeniz yöresinde hali hazırda geçim kaynağı olan, doğada kendiliğinden yetişen veya kültürü yapılan bitkilerden, ticari değeri yüksek, standardize edilmiş, patentli ve sertifikalı doğal ürünlerin üretimi sadece yöre ekonomisine katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda gelişmiş, ülkelerdeki mevcut teknoloji yöremize aktaracaktır. Bu yaklaşım, ihracata yönelik ürünlerin üretimi sağlayacağından dış ticaret açığının kapatılmasına katkıda bulunacaktır. Yöre insanına yeni gelir kapıları açacaktır” şeklinde konuştu.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Ar-Ge yönünden kurulu bir alt yapısının olduğunu kaydeden Kaldırım, “Doğu Karadeniz Bölgesi sahip olduğu yedi üniversite, bir teknokent, fındık araştırma enstitüsü ile araştırma geliştirme çalışmaları için önemli bir akademik alt yapıya sahiptir. Bölgenin ilaç sanayi açısından henüz el değmemiş doğal bir hazine konumunda olduğu görülmektedir. Bölgedeki biyo çeşitlilik tıbbi bitkiler açısından değerlendirildiğinde önemli bir potansiyeli gözler önüne sermektedir” diye konuştu.