ADANA'da eşi 40 yaşındaki Filiz Akar'ı öldürmek suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan 44 yaşındaki Yusuf Akar'a, akli dengesinin yerinde olmadığı saptanınca 'hapis' yerine 'tedavi cezası' verildi.
Merkez Çukurova İlçesi'ne bağlı Belediye Evleri Mahallesi'nde, 6 Nisan 2011'de meydana gelen olayda, iddiaya göre psikolojik rahatsızlığı bulunan Yusuf Akar, saat 05.00 sıralarında, 3 aylık bebeklerinin altını değiştirmek için kalkan eşi Filiz Akar'la tartışmaya başladı. Yusuf Akar, kendisine komplo kurduğundan şüphelendiği eşine bulundurma ruhsatlı tabancasıyla ateş etti. Filiz Akar, başına ve sırtına isabet eden mermilerle olay yerinde öldü.
Olayın ardından polisi arayarak, "Eşimi öldürdüm" diyen Yusuf Akar, adrese gelen ekiplere, kucağında bebeği, elinde tabanca ile teslim oldu. Nöbetçi mahkemece tutuklanan Akar hakkında, 'eşini öldürmek' suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Yusuf Akar, yaklaşık 18 ay süren yargılamanın ardından 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde karar duruşmasına çıktı. Mahkeme başkanı, daha önce de İstanbul Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Kurulu'nun akli dengesinin yerinde olmadığı yönünde rapor verdiği Yusuf Akar'a İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu tarafından da aynı yönde rapor verdiğini açıklayarak dosyaya koydu.
Rapora karşı görüşü sorulan Yusuf Akar, "Ben tedavi görmek istiyorum. Ruhsal sıkıntıdan kurtulmak istiyorum. Karara saygılıyım. Adaletinize güveniyorum" dedi.
BANA GARİP GARİP BAKIYORLARDI
Yusuf Akar, daha önceki savunmasında da eşi tarafından kendisine tuzak kurulduğunu iddia ederek şunları söylemişti:
"Eşimin yaptığı yemekleri yediğim zaman uykum geliyor ama uyuyamıyordum. Ben bakkal çalıştırıyorum. İşyerime tanımadığım insanlar gelip, gidiyordu. Bana garip garip bakıyorlardı. 'Bebek nasıl?' diye soruyorlardı. Ben de bebeğin benden olmayabileceğini ima ettiklerini düşündüm. Her gelen 'Bebek nasıl?' diyordu. Eşim beni arayıp, eve çağırıyordu. Eve geldiğimde bebeğe bir şeyler yapıyor, bebek de ağlıyordu. Bana bebeğin mamasının bittiğini ve gidip almamı söylüyordu.
Mamayı alıp geldiğimde ise yedirmiyordu. Ben kendimi tehlikede hissettim. Olay günü de eşim sırt çantasını hazırlamıştı. Ses üzerine uyandım. Eşimle tartıştık. Karyolanın altındaki silahı çıkartıp, ateş ettim. Eşim mutfağa doğru kaçıyordu."
DELİ NUMARASI YAPIYOR
Öldürülen Filiz Akar'ın annesi 61 yaşındaki Anna Işık ise sanığa verilen raporlara itiraz ederek "Olaydan hemen sonra polisi, sonra da akrabalarını aramış. Deli insan nasıl arasın? Deli numarası yapıyor" deyip, sanığa dönerek "Kızımı öldürdün, katil" diye bağırdı.
Kızının öldürülmeden 3 gün önce kendisini telefonla aradığını belirten Işık, "Kızım bana, 'Anne silahla eve geliyor. Mermiyi namluya sürüyor, sonra da silahı yastığın altına koyuyor. Benlik bir durum yok' demişti. Kızım öldürüldüğü gün de bana gelecekti" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, verilen raporlar doğrultusunda, Yusuf Akar'a akıl sağlığının yerinde olmaması nedeniyle TCK'nın 32/1'inci maddesine göre ceza vermedi. Akar'ın, yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verdi.