İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından Yenikapı'da yapılan arkeolojik kazılarda toplanan Neolitik döneme ait 440 parça odun örneğinin Karadeniz Teknik Üniversitesinde incelemesi sonucu, İstanbul'un 8 bin yıl önce adeta bir meşe cenneti olduğu ortayı çıktı.
Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedri Serdar: "Teşhis çalışmaları sonucunda, odun örnekleri arasında ağırlıklı olarak meşe cinsine rastlandı. Meşeler haricinde ise ardıç, göknar, dişbudak, akçaağaç, Karaağaç, Söğüt, ceviz, incir, kestane ve Porsuk cinsleri de teşhis edildi"
İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından Marmaray Projesi kapsamında Yenikapı'da yapılan arkeolojik kazılarda toplanan Neolitik döneme ait 440 parça odun örneğinin önemli bölümünün meşe olduğu belirlendi. Karadeniz Teknik Üniversitesinde (Ktü) yapılan incelemeler sonucunda İstanbul'un 8 bin yıl önce adeta bir meşe cenneti olduğu ortayı çıktı.
KTÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedri Serdar, Yenikapı'da yapılan kazılar sonucunda Bizans ve Neolitik döneme ait gemiler, mimari yapılar, odun ve ahşap parçalarının ortaya çıkarıldığını söyledi. Yaklaşık 58 bin metrekarelik alanda gerçekleştirilen kazılarda özellikle Neolitik döneme ait odun ve ahşap örneklerinin yıllarca kazı alanında muhafaza edilerek incelenmelerinin beklendiğini ifade eden Serdar, "Bu konuyla ilgili İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Zeynep Sevim Kızıltan'ın sunumunu bir televizyon programında izledim ve daha sonra kendisiyle irtibata geçerek bu örneklerden yararlanabilir miyiz, üzerlerinde çalışabilir miyiz diye teklifte bulundum. Kendisi de bizi gayet olumlu karşıladı" dedi.
Serdar, konuyla ilgili KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans öğrencisi Reha Mazlum'u İstanbul'a Kızıltan ile görüşmeye gönderdiğini vurgulayarak, "Görüşme sonrası Marmaray Projesi kapsamında yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan ve arkeologlar tarafından toplanarak numaralandırılan yaklaşık 6 kutu içerisindeki 440 parça odun örneği, Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan özel izinle hangi türe ait olduklarının tespiti için bize gönderildi. Biz de konuyla ilgili labaratuvarlarımızda çalışmalara başladık" diye konuştu.
Örneklerin 8 bin yıllık olmasından dolayı teşhisin de zor olduğunu, bu sebeple 440 parça odun örneğinden sadece 250'sinden teşhis için kesit alabildiklerini belirten Serdar, "Çalışmalar sonucu odun örnekleri arasında ağırlıklı olarak meşe cinsine rastlanldı. Meşeler haricinde ise ardıç, göknar, dişbudak, akçaağaç, Karaağaç, Söğüt, ceviz, incir, kestane ve Porsuk cinsleri de teşhis edildi.
Türkiye'de meşenin çok sayıda türü yaygın durumdadır. Neolitik dönemde de çıkan odun örneklerine baktığımız zaman bu örneklerin sayısının meşe anlamında çok yüksek olduğunu görüyoruz. Çalışmalarımızda da 240 ağaç örneğinin yaklaşık 80'inin meşe olduğunu tespit ettik. Dolayısıyla neolitik dönemde de yani 8 bin sene öncesi için özellikle İstanbul'un bir meşe cenneti olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
-Kesit alınabilen odun örnekleri özel kutularda muhafaza ediliyor-
Çalışmalarını yetkili kişilere teslim ettiklerini ifade eden Serdar, "Kesit alınabilen 240 odun örneğine ait yaklaşık 500 daimi preparat özel kutular içerisinde depolandı. Kutular içerisindeki preparatlar uzun yıllar muhafaza edilebilecek ve bu da Neolitik döneme ait odun örneklerinin uzun yıllar saklanabilmesine olanak sağlayacak. Tarihi eser niteliği taşıyan bu örneklerin bir ömür saklanılabilecek olması da şüphesiz tarihimiz açısından oldukça önemli olacaktır" diye konuştu. Prof. Dr. Serdar, Türkiye'de yapılacak bu tip kazılarda ortaya çıkacak odun materyallerini de Ktü Orman Fakültesi bünyesinde teşhis ederek bilim dünyasına kazandıracaklarını sözlerine ekledi.