Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, cari açığın düşürülmesi için ihracatın artırılması ve ithalatın kontrol altına alınmasının şart olduğunu vurgulayarak istikrarı bozucu hareketlerden kaçınılması durumunda ekonominin rahatlıkla yürüyebileceğini söyledi.
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle başlayan ve AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla derinleşen çalkantıların, dış etkilerle birleştiğinde ekonomiyi sarstığını belirten Vardan, "Dışarıda da işler durulmuyor. Özellikle ABD'de mortgage kriziyle başlayan ve daha sonra AB'ye sıçrayan finansal kriz, özellikle son günlerde iyice derinleşti. Biraz daha da derinleşeceğe benziyor.
Onların da bize etkisi oldu. Umarız biz bu çalkantılardan iyi istifade ederiz ve özellikle çevre ülkelerden yatırım noktasında finansman çekebiliriz. İçerdeki kriz nisbi olarak azaldı. Parti kapatılma süreci bittikten sonra ekonomi tekrar canlanmaya başladı. Bizim umudumuz bundan sonra, 2002-2007 yılları arasında yakalanan istikrarı devam ettirebilmek.
Eğer hep beraber olursak, Türkiye için hep beraber çalışırsak, başka işlerle uğraşmazsak ben ekonominin rahatlıkla yürüyebileceğini düşünüyorum. Bu konuda herkesin üzerine ciddi görevler düşüyor. Özellikle bu dış çalkantıları çok iyi okuyabilmemiz ve değerlendirebilmemiz gerekiyor. Bu durumu bir fırsata çevirebiliriz" dedi.
"CARİ AÇIĞIN DÜŞÜRÜLMESİ İÇİN İHRACATIN ARTIRILMASI LAZIM"
Cari açıktaki artışın önüne geçilebilmesi için ihracatın artırılmasının şart olduğunu vurgulayan Vardan, bunun yanında ithalattaki artışın da kontrol altına alınması gerektiğine işaret ederek şöyle konuştu:
"Cari açığın baş müsebibi petrol fiyatları. Son bir iki ayda petrol fiyatlarında düşme yaşandı. Eğer bu devam ederse o zaman cari açıkta da belirgin bir düşme olabilir. Burada en önemli hadise ihracatın artırılmasıdır. İhracatı artırmaya devam etmeliyiz. 2002 yılında 30 milyar dolardan 130 milyar dolarları bulduk.
Burada biraz daha dikkatli davranarak bunu artırmamız gerekiyor. Tabi ihracatı artırmak yetmiyor. İçeride de ithalatı bir şekilde kontrol altına almamız gerekiyor. Bu herkesle alakalı. Hiç
kimse "Ben kendimi kurtardım, iyi kazanıyorum" dememeli. Herkes bu açığı görmeli ve bir şeyler yapmalı."
"İSTİKRAR BOZULUR VEYA ÇALKANTILI HALE GELİRSE YABANCI SERMAYE KAÇAR"
Türkiye'ye yabancı sermaye girişindeki azalmayı da istikrarın bozulmasına bağlayan Vardan, "Türkiye yıllık 1 milyar dolar olan yabancı sermaye çekimini 2006 yılında 20 milyar dolara, 2007'de ise 22 milyar dolarla çıkarabildi.
Ancak iç ve dış problemler Türkiye'nin cazibesinin sorgulanır hale getirdi. AK Parti hakkındaki kapatılma davası özellikle çok etkili oldu. Çünkü istikrar çok önemlidir. Para nereye gider? İstikrarın olduğu yere gider. Bu nedenle yatırımın yapılması için istikralı ortamın oluşturulması şarttır.
Eğer bu istikrarlı ortam oluşturulamaz ve çalkantılı bir hale getirilirse para kaçar veya gelmez. Yabancı sermaye düşüşündeki durumda bundan kaynaklanıyor" dedi.
Bu sene 13-14 milyar dolar civarında yabancı sermayenin beklendiğini kaydeden MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, yabancı yatırım miktarının artırılması için hem ekonomik hem de siyasi istikrarın muhafaza edilmesinin şart olduğunun altını çizerek istikrarın muhafaza edilmesi durumunda Türkiye'nin sahip olduğu potansiyel ile daha fazla yabancı yatırım çekeceğini ifade etti.
"İDEOLOJİLERİ, SİYASETİ BİR KENARA BIRAKIP MEMLEKETİN YARARINA OLACAK ADIMLARI ATMALIYIZ"
Türkiye'nin en önemli problemlerinden biri olan işsizliğin azaltılamamasıyla ilgili konuşan Vardan, şunları kaydetti:
"İşsizlik artmıyor ama düşürülemiyor. Her sene 400-500 bin kişi iş hayatına atılıyor ve iş bulmak istiyor. Burada yapılması gereken iş imkanlarının oluşturulmasıdır. Bu da istikrara bağlıdır. Eğer siz burada istikrarı oluşturup yatırımları çekebilip, değişik yatırımlar yapabilirseniz insanlara iş imkanları doğar.
Aksi takdirde eğer istikrar ortamı bozulur, insanlar dükkan kapatırsa bu da dışarıdaki işsiz ordusuna ilave katkı sağlanması demektir. Burada her şey birbirine bağlı. Herkes şapkasını önüne alıp düşünecek. Neler yaparsam memlekete katkı sağlarım, neleri yaparsam istikrarı bozarım diye düşünecek. İdeolojileri, siyaseti bir tarafa bırakıp memleketin yararına olan adımı herkesin atması lazım."