Atakum Belediyesi ve Avangart Sanat Merkezi’nin ortaklaşa hazırladıkları, “Sanatın Kalbi Atakum’da Atıyor” etkinliği çerçevesinde, Atakum Eğitim ve Eğlence Merkezi’nde sevenleri ile buluşan Gazeteci-Yazar Nihat Genç, “60 yıllık sağ iktidarlar bu ülke için proje üretmediler. Bunun sonucu ABD’nin, AB’nin ürettiği projelerin kölesi olduk” diye konuştu.
Türkiye’nin “Yeşil Hilal” denilen şanslı bir coğrafyada bulunduğunu, ancak bundan yeterince yararlandırılmadığını belirten Gazeteci-Yazar Nihat Genç, “Üzerimize acayip bir tembellik çöktü. Başka bir millet olduk. Yeşilırmak ve Kızılırmak bir de Dicle ile Fırat’ın arası, bunlar tarihin yeşil hilal denen en bereketli ovalarıdır. Tarih bu arada inşa edildi. Hukuk, kültür, yeme-içme folklor hepsinin kaynağı burasıdır. Allah burayı şanslı coğrafyalar olarak yaratmış. Buna karşın bizden küçük ülkelerden daha az tarım ihracatımız vardır. İnsanlar bundan utanmıyorsa sonumuz gelmiştir” diye konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Osmanlı İmparatorluğu kuma hayali peşinde koştuğunu, bu nedenle ülkenin değerleri olan marulla, buğdayla, tavukla uğraşmadığını ileri süren Genç, “Amerika’nın, AB’nin projesi var. Şu an Müslüman öldürüyoruz, karnımızın doyması, kredi kartlarımızın çalışması için buna mecburuz. Bu iş Başbakan Erdoğan ile başlamadı. 60 yıllık sağ iktidarların toprağı tanımaması, endüstriye sokmaması sonucu oluşmuştur” şeklinde konuştu.
“Şimdi etnik savaş çıkarılmak isteniyor” diyen Nihat Genç sözlerine şöyle devam etti:
“Fransızlar, Ruslar, Araplar birbirine benziyor ama ülkemize bir bakın Türklerin birbirine benzemediğini göreceksiniz. Bu sosyal göçün etkisidir. Biz kaynaşmış yüksek bir kültürüz. Bu kültürün çocukları olarak iftihar etmek hakkımızdır. Etnik proje bir canavarlıktır. Bunun sonu da yoktur. Dünyada etnik siyasete gripte iç savaş çıkmayan bunun sonucunda da bölünmeyen ülke yoktur. Etnik kavram koyamazsınız. Bizi buranın içine atmak istiyorlar. Bütün bunlara neden olan, bu toprakların son 30 yılın akademisi, medyasıdır. Bunların bu toprakların bereketinden haberi olmamasıdır.
Biga, Aydınlı, Sandıklı, Manisa, Eskişehir, Niksar, Pasinler, Kars, Çıldır, Silvan, Bafra, Çarşamba Allah bu ovaları eşsiz olarak yaratmıştır. Bu topraklarda yaşamak istiyorsak hayata karşı projemiz olmalıdır. Bu ülkenin toprağının, ağacının, suyunun, dağının dilinden anlamalıyız. Alışveriş merkezlerinde her şey var ama hiçbiri sizin değildir. Bizim ürettiklerimizde bize ait bir koku vardır. Onda atalarımızın, annemin, Fatih’in kokusu vardır. Şimdi biz o kokuyu unuttuk. Bu Çanakkale’ye giden askerlerin üstünde vardı ve yenilmediler.
Fetullah’a kızmayın, bugün geldiğimiz nokta Menderes'ten bu yana gelen süreçte, ürettiği ürünün ambalajlamasını, kutulanmasını, pazarlamasını, reklamını bilmeyen nursuz, bereketsiz iktidarların sonucudur. Bu toprak berekettir, biz bereketimizi unuttuk. Üretemedik, şehirlere göçtük, kapıcı, odacı olduk. Bununla da övündük. Bu Anadolu halkını imha projesidir. Köle değil iddiası olan insanlar olduğumuzu hatırlarsak, o kokuyu tekrar hissedebilirsek, o zaman insan oluruz.”
Öte yandan Yazar Nihat Genç, söyleşi sonunda sevenlerinin ricasını kırmayarak yanlarında getirdikleri kitapları imzaladı ve onlarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.