Özlü'den doktor adaylarına tavsiye

 Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Tevfik Özlü, "Ülkemizde kimi merkezlerde dengesiz dağılıma bağlı olarak yer yer hekim fazlalığı varsa da yakın gelecekte kapatılamayacak ölçüde hekim açığı mevcuttur" dedi. Özlü, yapt

 

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Tevfik Özlü, "Ülkemizde kimi merkezlerde dengesiz dağılıma bağlı olarak yer yer hekim fazlalığı varsa da yakın gelecekte kapatılamayacak ölçüde hekim açığı mevcuttur" dedi.

 

Özlü, yaptığı açıklamada, bugünlerde on binlerce gencin meslek tercihi için karar verme aşamasında bulunduğunu belirtti.

 

Üniversite yerleştirmede tercihler için son günün yarın olduğunu, mesleğini çok seven bir hekim ve aynı zamanda tıp fakültesinde bir öğretim üyesi olarak tıp fakültelerini tercih etmeyi düşünen gençlere bazı açıklamalar yapmak istediğini ifade eden Özlü, "Hekimlik, evrendeki en değerli varlık olan insana ve insanın en değerli varlığı olan sağlığına hizmet eden onurlu bir meslektir. Tarihin her döneminde olduğu gibi gelecekte de hekimlik, en fazla ihtiyaç duyulan meslek olmaya devam edecektir" diye konuştu.

 

Genel sağlık sigortası, giderek yaygınlaşan özel sağlık sigortaları ve özel sektörün sağlık alanındaki yatırımlarının artmasıyla insanların sağlık hizmetlerinden yararlanma alışkanlığının arttığını ve daha da artacağını ifade eden Özlü, şunları söyledi:

 

"Ülkemizde kimi merkezlerde dengesiz dağılıma bağlı olarak yer yer hekim fazlalığı varsa da yakın gelecekte kapatılamayacak ölçüde hekim açığı mevcuttur. Hekimlik farklı kişilik ve karakterlerden kişilerin ilgi ve sevgiyle yapabilecekleri bir meslektir. Meslek içinde farklı uzmanlık alanlarında çalışma imkanı söz konusudur. Birinci, ikinci ve üçüncü basamaklarda çok sayıdaki cerrahi ve dahili branşlarda, koruyucu ve tedavi edici alanlarda çalışmak mümkündür. Hekimlerin kamu ve özel sektöre ait kurumlarda çalışma imkanları yanında muayenehane veya laboratuvarlar açarak bireysel hizmet vermeleri de mümkündür. Hekimlerin akademisyenliğe geçişleri de kolay olmaktadır. Tıp fakültesini bitiren bir gencimiz, yüksek lisans yapmaksızın diğer mesleklerde doktoraya eşdeğer tutulan tıpta uzmanlık programlarına başvurabilmektedir."

 

Tıp fakültesini tamamlayan bir öğrencinin, pratisyen hekim olarak mezun olduğunu dile getiren Özlü, "Birinci basamak olan sağlık ocakları ve dispanserler ile kamuya veya özel sektöre ait hastanelerin acil servislerinde çalışabilmektedirler. Pratisyen hekimler de dilerlerse muayenehane açabilirler. Ancak, bu genellikle küçük ve uzman hekimlerin yeterli olmadığı yerleşim merkezlerinde mümkün olabilmektedir" dedi.

 

-Hekimlik mesleğindeki zorluklar-

 

Özlü, Avrupa Birliği sürecinde hekimlerin hukuki sorumluluklarının giderek artacağına dikkati çekerek, "Hekimlik, yüksek riskli bir meslektir. Ortaya çıkabilecek mesleki kusurlar ve hatalı uygulamalar, hekimlerin ceza ve tazminat davalarına konu olmalarına ve ağır tazminatlara mahkum edilmelerine yol açabilir. Hekimlik mesleği hata kaldırmaz. Her an dikkatle, özenle çalışmayı gerektirir" diye konuştu.

 

Türkiye'de, sağlık sisteminden kaynaklanan bir sorunun, pratisyen hekimlerin çalışma koşullarının tatmin edici olmaması olduğunu kaydeden Özlü, "Gerek ekonomik, gerekse sosyal statüsünün beklentileri karşılamaması nedeniyle çoğu pratisyen hekim, uzmanlık peşine düşmektedir. Belirli bir branşta uzman olabilmek için tus sınavında başarılı olmak ve ortalama 4-6 yıl süreyle eğitim hastanelerinde uzmanlık öğrencisi olarak çalışmak gerekmektedir. Yani tıp fakültesini bitirip mezun olduktan sonra da tekrar üniversite sınavı benzeri bir sınav sizi beklemektedir. Uzmanlık eğitimi memur statüsünde ve pratik ağırlıklı bir eğitimdir. Özellikle bazı branşlarda ve merkezlerde, ağır koşullarda çalışılmaktadır" dedi.

 

Uzman hekimlerin çalışma koşullarının da son yıllarda çok değiştiğini, kamuda ve muayenehanede birlikte çalışma imkanı kalmadığını, özel sektördeki koşulların da eskisi gibi cazip görünmediğini belirten Özlü, zorunlu hizmet, performansa bağlı ek ödeme gibi hususların, hekimlik pratiğini radikal olarak değiştirdiğini söyledi.

 

Her hekimin meslek onuruna yakışır bir şekilde saygınlığı ve kazancının olmasının hakkı olduğunu vurgulayan Özlü, "Ama para veya ün kazanmak için hekim olunmaz. Sağlık çalışanları, sadece hastasının yararına ve onun gereksinimini karşılamak üzere çalışırlar. Bu bakımdan, hastalarla hekimler arasında diğer mesleklerde olduğu gibi sıradan bir üretici-tüketici ya da satıcı-müşteri ilişkisi kurulamaz. Bu nedenle para kazanmayı hedef seçen kişiler, tıp dışından ve ticari alanlardan tercih yapmalıdır" diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri