Rusya'nın Türkiye'den yaş sebze-meyve alışverişini durdurması ile birlikte Türkiye pazarlarında büyük bir gerileme yaşandı. İhracatçılar geçim kaynakları olan yaş sebze ve meyve alım satımının Rusya tarafından durdurulmasıyla birlikte büyük bir darbe aldılar. Türkiye ihracatında önemli bir yere sahip olan Trabzon Limanı sessizliğe büründü, geçen yıl bu zamanlarda sebze - meyve yüklü tırlarla ve gemilerle dolup taşan liman da yoğun bir sessizlik hüküm sürüyor
Trabzon'da ihracat alanında önemli bir yere sahip olan saygın işadamlarından Şeref Bektaşoğlu ile ihracatta yaşanan bu sıkıntılar hakkında konuştuk. İşte Bektaşoğlu'nun bizimle paylaştıkları
TARIM BAKANLIĞI İLGİSİZ KALDI
Son günlerde yaşanan bu krizin sadece Trabzon'un değil Türkiye'nin problemi olduğuna değinen başarılı işadamı Bektaşoğlu, Türkiye'nin tüm yaş sebze ve meyvelerinin yüzde 75'ini Avrupa ve Rusya'ya Trabzonlular ihraç ediyor. Bugün Akdeniz'in Hatay'ından başlayıp Ege sahillerinden iç kesimlere Afyon'a, Alaşehir'de üzüme kadar, limon, portakal, soğan, domates, şeftali, kiraz, kayısı gibi daha birçok ürünler Trabzonluların elinde. Rusya, ilaç kalıntısı (Nitrat) bahanesiyle beraber, (bunu bahane olarak ta adlandırmak istemiyorum) bu nitrat'tan dolayı daha önce Tarım Bakanlığımızı birçok defa uyarmış. Bu uyarılara rağmen Tarım Bakanlığı bu duruma gereken ilgiyi göstermemiş. Buradaki sıkıntı, Tarım Bakanlığı'nın görevini tam anlamıyla yerine getirmemiş olmasından kaynaklanıyor. Rusya'nın iddiasına göre, Tarım Bakanlığı'nın Türkiye'de ki üreticiyi ve kullandığı ilacı kontrol altına alması gerekiyordu, bu nedenle bakanlığın görevini yerine getirmediğini söylüyorlar.
Bizde ihracatçılar olarak şunu iddia ediyoruz; bizim ürünlerimiz gerçekten iyi, hem analiz anlamında hem de laboratuar anlamında Avrupa, hatta Dünya standartlarının da üstündeyiz. Bunu belirtirken, Bizim malımız çok iyi ama Ruslar bize yanlış yapıyor anlamında söylemiyorum. Rusya bu konuda çok hassas Avrupa'nın kat kat üstünde daha kaliteli mal istiyor. Bizim görevimizde bu gibi malları üreterek Ruslara satmaktır. Bunun içinde yapılması ve dikkat edilmesi gereken en önemli husus, üretim anında ürünleri kontrol altına almaktır. Bugün Türkiye'nin yaz meyve sebze ihracatı yaklaşık 1,5 milyar dolar satıldı. Türkiye'nin her tarafında ki fabrikalar hemen hemen Trabzonluların elinde, Antalya, Adana ve Trabzon hattında 24 saat çalışan 3 bin tır var. 15-16 tane sürekli Rusya -Trabzon hatlı gemi çalıştırıyoruz. Her gün 150 - 200 tır yükleniyordu. Bu yoğun trafik şimdi ilgisizlikten dolayı durdu diye konuştu.
RUSLARI İKNA ETMELİYİZ
Geçenlerde heyet olarak 11 kişi Ankara'ya gittik, orada bakan beyle konuştuk, Odalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'yla görüştük sağolsunlar bize çok ilgi gösterdiler. Ankara'da bu konuya nasıl bir çözüm getirebiliriz diye onlarca toplantı yaptık. Çok kısa bir süre içerisinde Rus heyeti ve Türk heyeti olarak bir araya geleceğiz ve bu problemin çözümü için gerekli çalışmalar yapacağız. Bu pazar Trabzon için çok önemli, sonuçta burada kazanılan para Yurtdışına gitmiyor. Ülkenin domatesi, karpuzu salatalığı satılıyor. Bu parada Türkiye'ye geri dönüyor. Bizi ayakta tutan bu pazarı kesinlikle kaybetmememiz gerekiyor, bu pazarda Yunanistan'ın, İsrail'in, Suriye'nin, Avrupa'nın, İran'ın gözü var. Biz Rusları her şekilde ikna edip kaliteli mal üretim yaparak bu pazarı devam ettirmek zorundayız.
ZAMAN GEREK, SİHİRLİ DEĞNEMİZ YOK
Meselenin bu hale gelmesinde ki nedenleri önce kendimizde aramalıyız diyen Bektaşoğlu, Daha önce 2005 yılında domatesin en yoğun olduğu dönemlerde böyle bir kriz yaşamıştık. Bu kriz ilaçla alakalı değil, Akdeniz sineği ile alakalı bir olaydı ve çözüldü. Rusya bize kötü bir şey demiyor ki, bize söylediği ürünleriniz iyi ama benim bu ürünleri almam için çok çok daha iyi olmalısınız. Para bende, ben malınızı alacağım ama ürünlerinizi bizim istediğimiz seviyelere taşımalısınız, bunları gerçekleştirin ki bende ürününüzü alayım Onların bu isteği bir anda olacak şey değil. Sihirli değneğimiz yok ki bir anda her şeyi mükemmel yapalım. Bizim ürünlerimizi onların istediği kaliteye taşıyabilmemiz için en az 1 veya 2 yıl gibi bir geçiş süresine ihtiyacımız var. Bu süre zarfında ürünlerimizi en yüksek kaliteye getirip onlara sunacağız. Tekrar belirtmek istiyorum bizim ürünlerimiz gerçekten iyi ama onlar çok daha iyi olsun diyorlar. Tarım Bakanlığımız ilgili mühendislerini görevlendirmeli ve hangi ilacı hangi ürün üzerinde, ne zaman ne şekilde ve hangi şartlarda kullanması gerektiğini belirlemeli diye konuştu.
SİYASİ İLİŞKİLERİN ROLÜ BÜYÜK
Bu tür olayların meydana gelmesinde siyasi ilişkilerin önemli olduğuna da değinen Şeref Bektaşoğlu, Tarım Bakanlığı bu işin üzerinde durmalı, durmadığı için birçok basın organımızda 'Türkiye Rusya'ya zehirli domates yediyor' diye haberler çıkıyor. Hayır Zehirli diye bir şey söz konusu değil, çünkü aynı domatesi bende yiyorum benim çocuklarımda yiyor. Fındık ihracatında dünyanın en büyük ülkelerinden biriyiz, fındık ihracatı yapıyoruz Avrupa Birliğine bazı fındıklarda alfa toksin var diyerek geri çeviriyorlar. Bizim laboratuarımızda temiz çıkıyor, ama orada farklı çıktığı söylenerek geri çevriliyor. Bu durum tamamen siyasi, Rusya'nın takındığı bu tutumda kesinlikle siyası olaylara bağlı. Bunun için siyasilerimizin bu olaylara karşı daha duyarlı olması lazım, bakanlığımızın görevini yapması lazım, ihracatçı olarak bizlerde bu pazarda kalabilmek için üstümüze düşen görevleri yerine getirmeye mecburuz. Yunanistan açmış gözünü bekliyor Rusya yaş sebze meyve alımını Türkiye'den kesti diye seviniyor. Rusya bizden önce İtalya'dan, İspanya'dan, Fransa'dan, İngiltere'den şu anda ise Hollanda'dan mal almıyor. Ama diğer taraftan baktığınız zaman Suriye ve İran'dan hiçbir analiz talep etmeden ürün alıyor yani buradanda anlaşılacağı üzere bu durum tamamen siyasi ilişkilere bağlıdır dedi.
LİMAN'I YENİDEN CANLANDIRMALIYIZ
Rus heyeti ve Türk heyetinin bir araya gelerek en azında üzüm sezonuna kadar bir görüşe varması gerektiğini belirten Bektaşoğlu, Üzüm sezonu açıldı. Tonlarca üzüm bağda kalacak. Türkiye'nin bunu harcayacak gücü yok, sırf bu pazarlara istinaden binlerce dönüm üzüm ekildi. 15 gün sonra tonlarca üzüm kesilmeye başlayacak. İnsanlar buna yatırım yapmış, bağlar almış, çiftçilere önden para verilmiş, malını alıp ihraç edeceğiz diye Bu üzüm'ün Alaşehir'den Trabzon'a geliyor. Trabzon'dan gemi ile Rusya'ya gidiyor, Rusya'ya gittikten sonra vergisi ödeniyor, vergi ödendikten sonrada 18 cumhuriyete dağılıyor. Rus heyeti ile yapılacak bu görüşmenin bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bununla ilgili yoğun çalışmalarımız var inşallah bu sorun çözülecek, bakın şu anda Trabzon Limanı bom boş, geçen yıl bu zamanda bir tırlık boş yer bulamazdınız, yoldan gelmekte olan, yüklenmekte olan, hareket halinde olan 3000 tır vardı. Gemiler demir atmış durumda, Liman da hiç görmeye alışık olmadığımız bir durgunluk var. Bir an önce Trabzon limanı ve ihracatı eski haline gelmeli yoksa Türkiye büyük kayıp ve zararlar yaşayacak şeklinde konuştu.