Sabahları koşu yapar gibi ava çıkarım

 Bu köşede;Hafta sonunuzu biraz tatlandırmak…Trabzon’un renkli simalarını yakından tanımanızı sağlamak…Dünyayı farklı pencerelerden gözlemlemenizi istedim.Farklı bir düşüncem olmadı.Nereye kadar kestirmem zor tabi…Bugün Ahmet Uğur Zihni konuğum.O bir diş

 

Bu köşede;

Hafta sonunuzu biraz tatlandırmak…

Trabzon’un renkli simalarını yakından tanımanızı sağlamak…

Dünyayı farklı pencerelerden gözlemlemenizi istedim.

Farklı bir düşüncem olmadı.

Nereye kadar kestirmem zor tabi…

Bugün Ahmet Uğur Zihni konuğum.

O bir diş doktoru.

Hayatı mesleğiyle sınırlı kalmıyor.

Kabına sığmayan bir yapıya sahip…

Trabzonspor’da yöneticilikten, Demokrat Parti’den il başkanlığına oradan da AK Parti’de yöneticiliğe kadar geniş bir yelpazeye sahip…

Avdan da geri kalmıyor.

Her zaman hareketli hobileri oldu.

Lakapları da var.

‘Sosyete doktoru’ ve ‘Av hastası’ gibi..

Beyaz perdede bile yüzü göründü…

Hatta Kadir İnanır aradığında telefonu, ‘buyur Dayı’ diye açıyor.

O kadar yakınlar.

Meydandaki muayenehanesine uğradım.

Hayata dair düşünceleri, özel hayatına kadar uzanan bir sohbetle yoğruldum.

Ortaya oradan buradan derken şunlar çıktı;

“Avda yalnız başına yürüyebilirsiniz

ama siyasette hiçbir zaman yalnız yürüyemezsin”

Sabah kalktığınızda ilk ne yaparsınız?

Sabah namazımı kılarım. Ava giderim.

Her zaman mı?

Hayır. Eğer işten çok yorgun gelmez ve kalkabilirsem.

Ava nereye gidersiniz?

1-2 saatlik av alanlarında, çulluk ve bıldırcına giderim.

Yazın sadece spor yürüyüş yaparım. Saat 10’da en geç. Hasta bakmaya başlarım.

Mesai saati öncesi av zor olmuyor mu?

Av da spor gibi… Yürüyorsun. Günlük yaşam biçimim.

Trabzon’a en yakın av yerleri nereler?

Zafanoz, Gölçayır, Beşirli’nin üst kısımları yani oralarda… O mevkilere giderim.

Trabzon dışında nerelere ava çıkarsınız?

Erzincan, Erzurum, Bayburt.. Kış aylarında özellikle Bafra.

 

Siyaset mi zor av mı? Hangisi daha zevkli…

Av bireysel bir spor, siyaset kitleyle yapılır. Avda yalnız başına yürüyebilirsiniz ama siyasette hiçbir zaman yalnız yürüyemezsiniz. Siyasette yalnız yürüdüğünüzde mutlaka tökezlersiniz. Ama avda böyle bir şey yok. İkisi de zevklidir.

 “O dönem DP’de  olmasaydım

AK Parti’ye katılırdım kesinlikle”

Aktif siyasetin içinde önce Demokrat Parti, son olarak AK Parti… Siyasi serüveninizi anlatır mısınız?

Dedem Demokrat Parti’den Belediye başkanlığı yaptı. Ta dedemden kaldı bana siyaset diyebilirim.

Nerede belediye başkanıydı?

Vakfıkebir’de… Adaşız. Ahmet Zihni’ydi adı.

Sonra…

DP’nin güçlü olduğu dönemlerde…  Ama tabi ben Üniversite yıllarımda ve gençliğimde MHP’liydim.

Neden?

Çünkü o zaman kendi düşüncemizi ifade eden MHP vardı. O dönemdeki çevremizdeki genç nesil MHP idi. Sadece ben değildim.

AK Parti nasıl oldu?

Şimdi şöyle AK Parti ile başlamam; Herkes şunu bilmeli… AK Parti kurulduğunda 2001’de sayın İbrahim Keskin (AK Parti kurucularından) bana 4 defa ‘bize katıl’ diye teklif getirdi. Çok saygı duyduğum bir isim. AK Parti’ye katılmamı istedi. Hatta Coşkun Kara da…

O zaman değil de neden şimdi?

O zaman ben DP’de il başkan yardımcısıydım. Bu teklifi kabul etmemin siyasi olarak aile geleneğimize uymayacağını düşündüm. Çünkü bir parti il yönetimindesin istifa ederek başka bir partiye gitmek pek etik ve şık olmazdı. O zaman DP’de olmasaydım katılırdım kesinlikle. Bu açık ve net.  İbrahim abi buna şahittir. Sonraki süreçte DP’de Trabzon il başkanlığı yaptım.

AK Parti ile yollarınızı birleştirmenizde diğer etmenler neler?

Çoğu kişi şunu diyebilir;

‘Ahmet Uğur Zihni bir partiden çıktı, bir partiye gitti’ diyebilir. Ama ben DP’den ayrıldıktan sonra, o dönemin MHP Trabzon İl Başkanı Nihat Birinci ve Bekir Tarım iş yerime gelerek ‘bizle birlikte ol’ dedi. Kendilerine bu konuda teşekkür ediyorum. Dostça bir teklifti. Ama hemen il başkanlığını bırakıp diğer partiye de katılmam şık olmazdı. Bu da benim aile terbiyemden kaynaklanan bir düşünce.

Zaman içinde AK Parti’nin merkeze kayması, merkez bir parti olması ayrıca bütün milleti, kucaklaması ve Süleyman Soylu( DP eski Genel Başkanı ve şu anda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı)’nun da AK Parti’nin üst düzey yönetiminde görev alması beni AK Parti’ye daha da yakınlaştırdı. İki yıl önce çok sayıda ilçe başkanımda ve çok sayıda partilimle sayın Faruk Özak(AK Parti kurucularından ve AK Parti Trabzon milletvekili)’ın rozetimi takmasıyla AK Parti’ye katıldım.

Kaç yıldır siyasettesiniz?

20 yıldır.

Partilerde size görev verilmesinin sizce asıl nedeni nedir?

Siyasi hayatımda siyaseti hiçbir beklentim olmadan yaptım. Hala daha o düşünce içindeyim.

Neden?

Görevlerde beklenti olmaz. Siyasi hayatta beklenti olursa hüsrana kapılırsın. Beklenti olmadan siyasi hayat benim için çok daha güzel ve anlamlıdır.

Çevreniz ne diyordur…

Belki birileri veya beni tanımayanlar, AK Parti’ye geçişimi şaşkınlıkla karşıladılar. Yaşam tarzıma bağdaşmadığını savunacaklar. Bunu düşünecekler ama yanılgı içindedirler. Çünkü benim yaşam tarzım zaten frapan(aşırı renkli) veya merkez sağ düşüncesine aykırı bir düşüncede olmadım hiçbir zaman…

Size hiç gelip ‘Ya ne işin var AK Parti’de diyen oldu mu?

Çok diyen oldu.

Siz ne cevap verdimiz?

Olmam gerektiği yerde olduğumu söyledim. Bunu da hiçbir beklenti gözetmeden söylediğimi samimi olarak ifade edebilirim. Belki benim orada olmam birilerini rahatsız edebilir. Ama benim orada olmamı isteyen ve seven partili arkadaşlarım olduğunu görüyorum. Onlar çoğunlukta…

“Onlar seni bulurlar

Sen hiçbir şeyin peşinde koşma”

AK Parti’de Demokrat Parti İl Başkanlığından sonra yönetici oldunuz bu dönem… AK Parti Trabzon İl Yönetim Kurulu listesi ilk açıklandığında ve sonrasında neden siz tartışıldınız? Neden başkaları değil?

Çünkü  ben Demokrat Parti’de Süleyman Soylu’nun son il başkanıydım. Benden önce aynı eleştiriyi yine DP’nin eski İl Başkanlarından Süleyman Aydoğdu’ya yaptılar. Ondan sonra gelen ben olduğum için. Bu eleştiriler doğaldır.

Bunlara sinirleniyor musunuz?

Hayır. Eleştiriyi de hazmetmek lazım.

Şu ’10 kasım benim için matemdir’ sözünüz özellikle… AK Parti derinlerinde hatırlatıldı ve önünüze kondu…

10 Kasım benim için matem günüdür. Siyasette il başkanı olduğunuz zaman siyasi demeç verme zorunluluğunuz var, bunun kadar doğal bir şey olamaz. Kaldı ki 10 Kasım’ın matem günü olduğunu düşünen bir yapıdayım. Kimin ne düşündüğü de beni ilgilendirmez.

‘Ben mutluyum’ diyebiliyor musunuz?

Mutluluk görecelidir. Ama huzurluyum. Huzur ve mutluluk ayrı şeylerdir. Mutluluk çevresel şartlara bağlı. Ama huzur iç dünyayla ilgili, çevresel şartlarla ilgili olmayan bir kavram.

Balıkçılığı sever misiniz?

Sevmez miyim? Ben Faroz doğumluyum. Kesinlikle denizi seviyorum.

Sadece Faroz’da doğmanızdan mı?

Şöyle açıklayayım bunu… Ben aslında Vakfıkebirliyim. Köklerim Çarşıbaşı’ndan gelir. Çocukluğumun geçtiği ilçeler.

Yani…

Geçmişte 1940 ve 1950’lili yıllarda ilçelerden gelenlerin Trabzon’da yerleştiği belirli mahalleler vardır. Yomralılar Bahçecik, Arsinliler Yeni Cuma’da, olduğu gibi Çarşıbaşı ve Vakfıkebirliler de Faroz ve çevresinde yerleştiler. Çünkü balıkçılıktan geliyorlardı. Tabi ki babamlarda oraya yerleşti. Bende o yapıdan dolayı kardeşimle içli dışlıyız denize..

Denizcilikte neler yapabiliyorsunuz?

Ağ yapabilirim, seyrek ağ kurabilirim, uzatma kurabilirim. Olta balıkçılığı yapabilirim. Doktor olmam geldiğim yeri unutturmaz.

Kahvehane kültürünüz var mı?

Çay içmek için gider arkadaşlarımı görürüm, kahvede oturmak beni sıkıyor.

Faroz ve Yeni Cuma Mahallesi’ne her gün uğrarım.

Başka özellikle kimlere uğrarsınız?

Faroz’da berber Erol, Motorcu Ünsal, Yeni Cuma’da fırıncı Kani ile Kuşçu Recep’e her gün uğrar sohbet ederim, olmazsa olmazımdırlar.

Hayata dair önem verdiğiniz bir söz var?

Hayat tarzım şu; rahmetli babamın yine sözü bu..

‘Oğlum’ der.

‘Onlar seni bulurlar. Sen hiçbir şeyin peşinde koşma! Eğer sen başarılıysan herkes seni bulur.

Biraz da Trabzonspor’daki yöneticiliklerinizden bahsedelim. Kimi dönem asıl, kimi dönem yedek yöneticilik yaptınız. İlk hangi başkanla yola çıktınız?

Mehmetali Yılmaz.

Kaç yaşındaydınız?

27.

Nasıl görüyordu sizi? Aranız mesafeli miydi?

Hayır kardeşi gib, görüyordu… Genç oluşumdan ötürüdür. Görev de almamıştım o dönem.

Ama buna rağmen çok seviyordu beni.

Nasıl bir başkandı?

Mehmetali bey istediğini koparan ve Trabzonspor kişilik kazandıran Trabzonspor’un üstünlüğünü hissettiren bir yapıdaydı.

Unutamadığınız bir anınız var mı?

Trabzonspor takımıyla İstanbul Çınar oteldeydik..

Burası Yeşilköy’de. Oturuyorduk. Takım oteldeydi. Kahve istedi başkan… Oraya kahve getiremeyeceklerini söylediler. Mehmetali Yılmaz durdu ve sinirlenerek, ‘Bana otelin sahibini çağırın’ dedi. Genel müdürü istememişti. Daha da o otele gitmedik.

Sadri Şener ile anınız var mı?

Küçük Şenol’un jübilesi vardı. Trabzonspor şöhretleri ile Fenerbahçe şöhretleri karşılaşacaktı.

Hava şartları nedeniyle Fenerbahçe’de birkaç eksik vardı. Jübile maçı ertelenmesin diye Ali Kemal (Trabzonspor’un efsane oyuncularından Ali Kemal Denizci) abinin direktifiyle ben ve Osman Şatıroğlu (eski futbolculardan) Fenerbahçe formasıyla sahaya çıktık.

Maçın ilk devresi ben ve Osman kaleci İhsan (Trabzonspor’un eski kalecilerinden İhsan Derelioğlu) ile karşı karşıya kaldık.

İhsan dedi ki ‘ceza sahası içinde topa vurana küfrederim’ Ondan sonra ben vurmak istemedim Osman’a attım, Osman da vurmak istemedi dışarı topu attı. (gülüyor) Küfür yememek için ne yapalım..

E sonra ne oldu?

Otele gittik. Sadri başkan şakayla, ‘Fenerbahçelilerin burada işi yok’ diye bizi kovdu. Çok gülmüştük o an…

Nuri Albayrak ile nasıldı yöneticilik serüveni…

Nuri başkan hakkeden paylaşımcı ve çok demokrat yapıda bir başkandı.  Yönetimde her partiden insanlar vardı.

“Çılgınca transferler yapmaya devam edecek

Onun için de kulübün gelir dengesini göz ardı edecek”

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu sizce başarılı mı?

Trabzonspor üzerinden Hacıosmanoğlu’nun başarısız olmasını isteyenler top yekûn harekete geçti. Böyle bir ortamda Hacıosmanoğlu’nun başarılı olmasını beklemek hayalden başka bir şey değildir.

Sayın Hacıosmanoğlu’nun en büyük hatası ne sizce?

Trabzonspor’a çok hizmeti geçmiş ve simge olmuş insanlara açtığı savaşı doru bulmuyorum.

Bir uzlaşı içine girmesi hem Trabzonspor’a hem de takıma gönül verenlere bir artı değer katacağını düşünüyorum.

Trabzonspor eski başkanlarından Faruk Özak’ı ‘Azılı düşman ilan’ etmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İbrahim başkan bu demeçlerle beraber tamamen yalnızlaştı, cepheyi tamamen büyülttü.

Bundan sonra sizce ne olur?

Çılgınca transferler yapmaya devam edecek. Onun için de kulübün gelir dengesini göz ardı edecek.

 

Bu kötü değil mi?

Evet ama başka çaresi yok.

Kedini sıkıştıracaklarını biliyordu. Zaten Trabzonspor kendisine karşı olanlar hep bir plan içindeydiler. O da o planı transferlerle alacağı başarılı sonuçlarla bozacağını düşünüyordu. Doğrusu da buydu.

O  görünmeyen savaşa karşı doğru hamle buydu. Tutsaydı taraftar gözünde kral olacaktı. Taraftar nasıl ki Trabzonspor eski Başkanı Sadri Şener döneminde borçların büyümesine karşı çıkmadı kendisine karşı çıkılmayacağını biliyordu. Şampiyon bir Trabzon başkanı olarak borcun ikinci plana itileceğini kendisine cephe alanların ister istemez biat edeceğini düşünüyordu. Bu bakımdan bu hamleyi yaptı. Ama hamleyi yaparken tamamen taşların yerine oturmuş olduğunu düşünmüyorum.

Erken bir olağan üstü kongre kararı alır ve seçime gider mi?

İbrahim başkan şu aşamada seçime gitmez. Başarı kazanmamış adam hiçbir zaman seçime gitmedi.

Başarı olduğu anda seçime gider herkes gibi.

Sizce seçim olmalı?

Ersun Yanallı Trabzonspor için ikinci yarıyı beklemek gerekir.

Trabzonspor  camiasında asıl sorun ne sizce?

Herkes Trabzon’u ve Trabzonspor’u satranç tahtası gibi görüp güçlünün yanında yer alma düşüncesiyle hareket ediyor. Bu da kente zarar veriyor. Kişilik olarak kendilerini de küçülttüklerinin farkında değiller. Bakıyorum şimdi eski düşmanlar, eskiden birbirini yiyen, birbirlerine ağza alınmayacak sözleri söyleyenler geçmişte olduğu gibi yine kol kola girmişler… ‘O güçlü onun yanında yer alalım’ mantığı var.

Trabzon’un en büyük sorunu ne?

İnsanlardaki egolar. Trabzon kabuk değişeceğine daha fazla kabuklandı. Yara yara üstüne daha da kabuklaştı.

“Trabzon’da gençler kafelerden çıksınlar

Trabzon’un doğallığını yaşasınlar”

Trabzon’da en iyi ne yapılır?

Av ve balık.

Trabzon’da gençler ne önerirsiniz?

İnternet kafelerden çıksınlar, Trabzon’un doğallığını yaşasınlar.

Belediye başkanı olsanız ilk ne yaparsınız?

Şehrin trafiğini düzeltirim.

Ofisinizde neden saka kuşu besliyorsunuz?

 Çocukluğumda kanarya  alacak gücümüz olmadığı için saka kuşları tutardık. O nedenle..?

Bir ismi var mı?

Hayır. Sadece Saka.

Trabzon’da en sevdiğiniz restoran?

Lames Cafe Restoran

Trabzon’da en sevdiğiniz turistik yer?

Kentin her köşesi…

Trabzon’da en çok nereye gidersiniz?

Faroz.

Türkiye’de Trabzon yaşanılabilir kentler arasında ilk 3’e girer mi?

İlk 3’e girmez. Pahalılığına rağmen ama yaşanılabilir.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri