Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tarım ve Islah Anabilim Dalı Başkanı ve Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ve Ürünleri Paneli’nde yaptığı konuşmada, endüstriyel kenevir tarımı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Aytaç, kenevirin uyuşturucu olarak kullanılmasının imkânsız olduğunu ve ilk yıllarda yaşanan hırsızlık olaylarının artık neredeyse tamamen sona erdiğini belirtti.
“Bağımlılar Endüstriyel Kenevirin İşe Yaramadığını Anladı”
Prof. Dr. Aytaç, endüstriyel kenevirin psikoaktif madde özelliği taşımadığını belirterek, şunları söyledi:
“2005-2010 yılları arasında, Samsun’daki kenevir tarlalarımızda birçok hırsızlık vakası yaşadık. Uyuşturucu bağımlıları, kenevirin keyif verici madde olarak kullanıldığını sanarak çuvallarla kenevir çaldı. Ancak endüstriyel kenevirin THC oranı yüzde 0,2-0,3 seviyelerinde olduğu için uyuşturucu etkisi yok. Birkaç kez deneyen bağımlılar, bunun işlerine yaramadığını anlayınca olaylar azaldı.”
“THC Oranı Düşük, Psikoaktif Madde Özelliği Yok”
Aytaç, endüstriyel kenevirin uyuşturucu madde olarak kullanılmamasının, içeriğindeki THC (Tetrahidrokannabinol) oranının düşük olmasıyla doğrudan ilişkili olduğunu açıkladı:
“Kenevirde yüzlerce kannabinoid vardır ve sadece birkaç tanesi psikoaktif özellik taşır. THC, bağımlılık yapıcı etkisi olan başlıca bileşendir. Endüstriyel kenevirde THC oranı yüzde 0,2-0,3’ü geçmediğinden uyuşturucu olarak kullanılması mümkün değildir. Avrupa ve Amerika’da, THC oranı yüzde 1’in altındaki kenevirler endüstriyel ürün olarak kabul edilmektedir.”
“Kenevir Tarlalarını Kuşlardan Koruyamıyoruz”
Kenevir tarımında en büyük sorunun hırsızlar değil, kuşlar olduğunu vurgulayan Aytaç, kuşların kenevir tohumlarına büyük ilgi gösterdiğini belirtti:
“Kuşlar, kenevir tohumunun besin değeri ve içerdiği vitaminler nedeniyle tarlalarımıza adeta saldırıyor. Binlerce kuş, bulut şeklinde tarlalara dalıyor ve her biri bir tohum alıyor. Bu saldırıların tarım ürünlerine zararı çok büyük. Tohum üretimi, lif üretiminden daha hızlı artıyor çünkü besin değerinin kıymeti her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.”
“Kenevirden Plastik Yerine Çevreci Ürünler Üretilebilir”
Plastik kirliliğine de dikkat çeken Prof. Dr. Aytaç, kenevirin doğada kolayca çözünebilir ürünler üretme potansiyeline sahip olduğunu söyledi:
“Plastiği parçalayan bakteriler doğada yok, bu yüzden plastikler doğada 200 yıl boyunca kalabiliyor. Kenevirden yapılan ürünler ise tamamen doğal ve biyolojik olarak çözünür. İnşaat malzemesi, tekstil ürünleri, otomobil parçaları, hatta yakıt bile üretmek mümkün.”
“1937’de Kenevirden Otomobil Üretildi”
Aytaç, kenevirin tarih boyunca birçok alanda kullanıldığını, hatta ilk kenevirden yapılan otomobilin 1937’de üretildiğini belirtti:
“1937 yılında tamamen kenevir liflerinden yapılan ve kenevir yağından çalışan bir otomobil üretildi. Ayrıca kenevir, izolasyon malzemesi, inşaat tuğlası, mobilya parçaları, kaporta malzemesi gibi birçok alanda kullanılıyor. Tıbbi kenevirden ise ilaçlar üretiliyor ve birçok hastalık tedavisinde etkili.”
“Tıbbi ve Aromatik Bitki Statüsüne Girdi”
2023 yılında çıkarılan yasa ile kenevirin ilaç etken maddesi olarak kullanılabileceğini hatırlatan Aytaç, yasal düzenlemelerin kenevir tarımının geleceği için önemli bir adım olduğunu söyledi:
“Tıbbi ve aromatik bitki statüsü sayesinde artık kenevirden ilaç etken maddeleri yasal olarak üretilebilecek. Bu, sağlık ve tarım sektöründe çığır açacak bir gelişme.”