Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, yoğun bakım ünitelerinin amacının dışına çıkıp, kritik hastalar yerine bakım desteği ihtiyacı olan yaşlılara hizmet etmeye başladığını belirtti. Prof. Dr. Özkaya, yoğun bakım yataklarının organ yetmezliği ve hayati tehlikesi olan hastalar yerine, yakınları olmayan veya bakılmak istenmeyen yaşlılar ve bakım hastalarıyla dolu olduğunu ifade etti.
Yoğun Bakım Yataklarının Sayısındaki Artışa Rağmen Sorunlar Devam Ediyor
Prof. Dr. Özkaya, Türkiye'nin sağlık sisteminin, kişi başına düşen yoğun bakım yatağı sayısındaki artışla dünya sıralamasında zirveye çıktığını belirterek, Sağlık Bakanlığı ve hükümetin bu konuda yıllardır atılım yaparak 2002’de 2 bin 214 olan yoğun bakım yatağını 2020’de 20 bine çıkardığını vurguladı.
Ancak, artan yaşlı nüfus ve uzun yaşam sürelerinin, yoğun bakım ünitelerini bakım hastalarına yönlendirdiğini söyleyen Özkaya, bu durumun kritik hastaların tedavi bulamamasına yol açtığını dile getirdi.
Bakım Hastaları İçin Yeni Bir Çözüm: Hospis Modelleri
Prof. Dr. Şevket Özkaya, sağlık sisteminin bakım hastaları ile tedavi ihtiyacı olan hastaları ayırt etmesi gerektiğini belirterek, yaşlılar ve kronik hastalar için yeni tür bakım merkezlerinin gerekliliğine dikkat çekti. Bu merkezlerin, özellikle "Hospis" olarak bilinen ve hastaların ağrılarını azaltan, hayat kalitelerini artıran özel bakım evleri gibi hizmet verecek kurumlar olabileceğini söyledi.
Bu tür merkezlerin, hastaların tedavi sonrasında kaliteli bir yaşam sürmelerine yardımcı olacak ve yoğun bakım ünitelerinin gerçek amacına uygun şekilde kullanılmasına olanak sağlayacak.
Yoğun Bakım Ünitelerinin Yeniden Yapılandırılması Gerekiyor
Prof. Dr. Özkaya, hastaların sadece tedavi sürecinde değil, aynı zamanda bakım süreçlerinde de profesyonel bir yaklaşım ve düzenlemeye ihtiyaç duyduğunu belirtti.