Et ithalatının yasak olduğu Türkiye'ye, vücutlarına poşetlerle sardıkları 10'ar kilogramlık etlerle giriş yapmak isteyen kişiler, Sarp Sınır Kapısı'ndaki gümrük kontrollerinde yakalanıyor.
Sarp Sınır Kapısı Kaçakçılık İstihbarat ve Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü görevlileri, bu yöntemin yanı sıra araçlarla yurda kaçak yollarla et sokulmasını karşı, yoğun kontroller yapıyor.
Kontrollerde, Gürcistan'dan gelerek, yaya olarak yurda giriş yapan Gürcü uyruklu 7 kişinin, poşetlere koyarak bellerine sardıkları 10'ar kilogramlık dana etlerini, yurda sokmaya çalıştığını tespit etti.
Üzerlerine kalın elbiseler giyerek fark edilmemeye çalışan bu kişilerden, aynı gün içerisinde 3-4 kişinin yakalandığı, her geçen gün bu tür vakalarda artış olduğu belirtildi.
Yurda giriş yapan araçlarda da kontrollerini sürdüren ekipler, bir partide en fazlası 550 kilogram olmak üzeri, yurda sokulmak istenen çok miktarda kaçak et ele geçirdi.
Son 1,5 aydaki kontrollerde, gerek vücuda sarma yöntemi, gerek araçlarla yurda sokulmak istenen bin 895 kilogram et geçirildi. Etler ekiplerce imha edilirken, kaçakçılar hakkında da yasal işlem başlatıldı.
Trabzon Kasaplar Odası Başkanı Temel Korkmaz, A.A muhabirine, özellikle son dönemlerde et konusunda arz ve talep dengesinde çok ciddi bir sıkıntı yaşandığını belirterek, sorunun, talebin yoğunluğu ve arzın eksikliğinden kaynaklandığını savundu.
Tüketicinin taleplerinin karşılanamaması ve et fiyatlarının yüksekliğinin, yurda kaçak et girişine neden olduğunu vurgulayan Korkmaz, ''Biz bunu yaklaşık 2 yıldan beri gerek Türkiye Kasaplar Federasyonu aracılığıyla, gerek oda başkanlıkları aracılığıyla hükümete bildirdik. Ancak gelinen son noktada sesimizin oralara çok gitmediği anlaşılıyor'' dedi.
Önceki dönemlerde İran, Suriye gibi ülkelerden Türkiye'ye kaçak et girişi olduğunu ancak son dönemlerde bunun tersinin yaşandığını dile getiren Korkmaz, ''Türkiye'de çok ciddi bir et sıkıntısı var. Şu anda Türkiye'de et bitti. Özellikle Sarp Sınır Kapısı'ndan ve diğer gümrük kapılarından kaçak et girişi yapıldığı konusunda çok duyum alıyoruz'' diye konuştu.
-''ET İTHALATI GEÇİCİ OLARAK SERBEST BIRAKILMALI''-
Bir çözüm önerisi olarak, et ithalatının geçici olarak serbest bırakılmasını isteyen Korkmaz, ''Tabii bu, gıda kodeksine, Türk insanının damak tadına uygun ürünlerin ithalatı anlamında anlaşılmalı. Ayrıca besicilerin bu noktada desteklenerek, Türkiye'nin kendi etini üretecek duruma gelmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bizi çok sıkıntı beklemektedir'' dedi.
Korkmaz, 1 yıl içerisinde et fiyatlarının belli kalemlerde yüzde 80 dolayında artış gösterdiğini anımsatarak, ''Geçen yıl bu dönemlerde kıymanın kilogramı 12 ile 14 lira arasındaydı. Bugün resmi olarak 22 liraya satıyoruz. Ama bu spekülatif bir artıştır. Arz-talep dengesi oluşur, teşvik sağlanırsa yine eski normal fiyatlarına dönecektir. Et arttıkça fiyat ucuzlayacak'' diye konuştu.
Özellikle Gürcistan gibi ülkelerde etin üretim maliyetlerinin düşük olması nedeniyle buradan kaçak et girişlerinin sık yaşandığına dikkati çeken Korkmaz, ''Vatandaşlarımız kaçak et konusunda dikkatli olmalı. Kasaba veya markete gidenlerin mutlaka etlerin ruhsatlı mezbahalarda damgalı olarak kesilip kesilmediğine bakması gerekir. Bilmedikleri, tanımadıkları yerden sırf ucuz diye et almamalarını tavsiye ediyoruz'' diye konuştu.
Temel Korkmaz, kaçak etlerin hangi hayvana ait olduğunun belirlenmesinin de son derece zor olduğunu, ancak laboratuvar ortamında belirlenebileceğini ifade ederek, bu etlerin kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini kaydetti.
-''200'DEN FAZLA HASTALANDIRICI ETKEN BULAŞABİLİR''-
Trabzon Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sebahattin Yazıcı ise Türkiye'ye canlı veya parçalanmış et ürünü ithalatının yasak olduğunu herkesin bilmesi gerektiğini belirterek, ''Gürcistan ve Ermenistan bölgesinden bu tür kaçak girişler, et fiyatlarının yükselmesinden beri artarak devam ediyor'' dedi.
Kritik noktalarda denetimlerin artırılmasının sağlık açısından önemine değinen Yazıcı, ''Gümrük kapılarının ve bölgede bulunan mezbahalar ile satış noktalarının çok iyi denetlenmesi gerekir. Çünkü hastalıklı etlerle birlikte insanlara 200'den fazla hastalandırıcı etken bulaşabilir. Öldürücü olabilecek şarbon, brusella, tüberküloz, şap, kuduz gibi hastalıklara yakalanılabilir'' diye konuştu.
Yazıcı, ''ucuz et'' adı altında bölge hayvancılığının tamamen bitirilmesi tehlikesinin de göz ardı edilmemesine dikkati çekerek, ''Veteriner hekimin de bu arada ne kadar ağır sorumluluk taşıdığı anlaşılmalıdır'' dedi.