Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesinden 14 bilim adamı, 4,5 ay boyunca Artvin'in Şavşat ve Borçka ilçelerinde meydana gelen sel, taşkın ve heyelan olaylarına ilişkin saha çalışması yaparak, rapor hazırladı.
Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fehmi Türker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 yılında Şavşat ve Borçka ilçelerinde meydana gelen sel, heyelan ve taşkınlarda toplam 10 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatarak, ''Üniversite olarak 'bu kayıpların önlenebilmesi için ne yapabiliriz' düşüncesinden yola çıkarak, araştırma yapmaya karar verdik. Bu doğrultuda fakülte kurulunun kararıyla 14 akademisyenin yer aldığı bir çalışma başlatıldı'' dedi.
Saha çalışmalarının yaklaşık 4,5 ay sürdüğünü ifade eden Türker, ''Saha çalışmalarından elde edilen numuneler, laboratuvarlarda analiz edildi. Analizler sonucunda kurul tarafından bir rapor hazırlandı. Raporu ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaştık'' diye konuştu.
Borçka'daki sel ve heyelan felaketinde temel etkenlerden birinin yöreye düşen aşırı yağışın olduğunun belirlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Türker, ''Yörenin geçmiş yıllara ait meteorolojik verileri incelendiğinde şiddetli yağışların yörede belli aralıklarla oluştuğu gözlenmektedir. Küresel ısınma ile yörenin daha da fazla yağış alacağı öngörüsü buna eklendiğinde, gelecekte bu kabil şiddetli yağışların yörede daha sıklıkla olacağı beklenmektedir'' dedi.
-BİLİNÇSİZ YERLEŞİM-
Prof. Dr. Türker, yöreye düşen aşığı yağışlardan ötürü oluşan sel ve heyelanın zararının fazla olmasında, insanın doğaya bilinçsizce ve bilimsel verilerden yoksun yaklaşım ve müdahalelerinin önemli yer tuttuğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Yörede yanlış arazi kullanımı heyelanların oluşumunda önemli bir etkendir. Büyük toprak kaymalarının olduğu dört noktanın üçünde ormandan fındıklık ve mısır tarımına dönüştürme söz konusudur. Orman ağaçları kalın ve kuvvetli kök sistemleri ile toprağın kitle kayma hareketini önlemede tarım ve fındık alanlarına kıyasla daha etkili olmaktadır. Ayrıca ormanlar tüm yıl boyunca sahip oldukları kapalılık oranı ile yağışın toprağa doğrudan ulaşımını ve damlaların dövme etkisini azaltmaktadırlar. Böylece yağış sonucu ortaya çıkan su, toprağa daha düzenli ve yavaş olarak girer.''
Tarımsal faaliyetlerin yapıldığı alanların ise özellikle hasattan sonra yağmurun doğrudan etkisine karşı neredeyse tamamen korunmasız olduğunu kaydeden Türker, ''Yöredeki heyelanların can kaybına neden olmasında önemli etkenlerden biri de yanlış yerleşim alanı tesisidir. Felaketin meydana geldiği alanda, ormandan açılan arazilerin hemen altında yerleşim yerleri tesis edilmiş ve binalar yapılmıştır. Dolayısıyla bu noktalarda yanlış arazi kullanımına yanlış yerleşim de eklenmiştir'' diye konuştu.
-''DERE YATAKLARI DARALTILMAMALI''-
Mustafa Türker, yöredeki taşkının Borçka-Hopa kara yoluna ve dere kenarındaki yerleşim alanlarına zarar vermesinin, dere yatağının daraltılması ve yerleşim yerleri tesis edilmesinden kaynaklandığını da ifade ederek, ''Dere yatakları daraltılmamalı, kıvrımları kanallar ve istinat duvarları ile yok edilmemeli ve buralara yerleşime uzun verilmemelidir. Dere kenarlarının hemen yanındaki düzlüklerin azlında derelerin doğal yataklarının sınırları içinde olduğu ve bu düzlüklerin de belli aralıklarla doğal olarak taşkınlara maruz kalabileceği unutulmamalıdır'' diye konuştu.
Heyelan, sel ve aşırı yağışların yörenin bir gerçeği olduğuna işaret eden Prof. Dr. Türker, şunları kaydetti:
''Bu nedenle yerleşim, arazi kullanımı ve yol planlaması gibi uygulamalar bu gerçekler göz önünde bulundurularak, uzmanların görüş ve önerileri alınarak yapılmalıdır. Küresel ısınmanın yöreye düşen yağışları artıracak olması, bunun yapılmasını daha da önemli kılmaktadır. Sistematik barajlarda yukarıdaki barajlara dayanak oluşturacak aşağıdaki barajın temelinin sağlam olmasına dikkat edilmelidir. En azından bu baraj için kayalık bir temel zemini bulmaya çaba gösterilmelidir. Diğer koşullar aynı olmak kaydıyla derelerin dar kesitleri baraj yapımı için tercih edilmelidir. Eğer derelerin geniş ve zeminin çok gevşek olduğu kısımlarda taşıntı barajı yapılacaksa, temel zeminin tahkim edilmesi ya da uygun temel tiplerine başvurulması gerekir. Dere tabanlarının alçak sistematik barajlarla basamaklandırılması dere boyuna kesintinin doğal gelişmesine uygun olmalıdır.''