Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, Doğu Karadeniz'de Hükümet’in turizm atağına kalkmasının sevindirici bir gelişme olduğunu ancak yollar yapılmadan yayla turizminin canlandırılamayacağını belirtti.
Yaptığı yazılı açıklamada “DOKAP Karadeniz'in GAP'ı olacaksa, yayla yolları da birleştirilip iyileştirilmeli” ifadelerine yer veren Özgenç “DOKAP için Karadeniz’in GAP’ı olacak deniliyor, bir an kulağa çok hoş geliyor. Kim istemez böyle bir düşüncenin hayata geçmesini? Lakin söylemlerden ziyade bir an önce eyleme geçilmeli. Yayla turizminin bölge için taşıdığı özel önem göz önünde tutularak konuya daha duyarlı olunması gerekir. Doğu Karadeniz bölgesinde kalkınmanın turizmle olacağı ifade ediliyor. Fakat hala yaylalarda yolları gösteren yön tabelası bile yok. Değil yayla yollarında gezintiye çıkan yerli turistin varacağı yeri bulabilmesi, yöre halkının dahi yönünü bulabileceği doğru dürüst yön tabelası yok. Bundan dolayı çoğu kimse yaylalarda kayboluyor. Gidebilecek olduğu yöne kaç km kaldığını veya oralarda kalabilecek bir yerin olup olmadığına dair bir ibarenin olmadığını düşündüğümüzde, yayla turizminin nasıl gelişeceğini anlamakta güçlük çekiyoruz” görüşünü savundu.
Özgenç, yaşanan sorunlar ve bürokrasi ile ilgili olarak ise “KOBİDER olarak biz, Araklı-Ortakıran Yaylası ile Gümüşhane iline bağlı Alçakdere Yaylası’na 2 km mesafe dahi olmayan yolun birleştirilmesi için Trabzon İl Özel İdaresi'nde 2 yıl uğraş verilerek gerekli inlemeler ve etüd çalışmaları yapıldı, 2009 yılı programına alındı.
Fakat bürokrasinin ağır işleyişi ve de düz mantık ile hareket edilmesiyle 2 yıl sonra tekrardan yapılan ölçüm ve incelemeler sonucu arazinin Gümüşhane'ye ait olduğu belirtildi. Şimdi de aynı işlemleri Gümüşhane İl Özel İdaresi'nde yapmaktayız. Böyle ağır işleyiş ve kontrol ile sonuca gitmekte tabii ki geç kalırız” ifadelerini kullandı.
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, halkı yaylalara çekebilmek için Tarkanlı konserler verildiğini hatırlatarak açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bunlar güzel gelişmeler. Fakat o yaylalara yol yapımı yine yetkililerce engelleniyor. Tabi ki yaylaların doğal güzellikleri bozulup, her tarafı köstebek yuvası gibi yollar yapılarak değil, planlı projeli yollar yapılmalıdır. Bunun da olabilmesi için devlet işi hızlandırmalı, yol yapımı için bizleri davalı olan köy muhtarlarına havale etmemeli. Yol yapımı için devlete başvuru yapıldığında türlü bürokrasi engeliyle karşılaşıldığı için vatandaşlar da kendi imkanlarıyla gelişi güzel yol yaparak yaylaların doğal güzelliklerini bozmaktadır. Yaylalara betonarme bina yapılması çarpık yapılanmaya neden olmaktadır. Çarpık yapılaşmayı engelleyemeyen devletin soruna çözüm bulması adına güzel bir başlangıç yaparak, ev yapmak isteyenlere proje sunması çok olumlu bir gelişme olacaktır. Yetkililerce, yeni ve geniş yollar açılması yerine doğayı tahrip etmeden mevcut yolların iyileştirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Doğu Karadeniz’de yöresel ve yayla yapıları mimarisi ile ilişkisi olmayan çok katlı, betonarme ve çarpık yapılardan kaçınılmasının zorunlu olduğu, yöresel malzemeler kullanılarak yöresel mimariye uygun bir yapılaşmanın bölgenin turizm cazibesini artıracağı fikri öne sürülmüştür. Tüm bu açıklamalar fevkalade güzel olmakla birlikte bir takım eksiklikleri de bünyesinde barındırmaktadır. Ormanından kızıl ağaç dahi kestirmeyen devlet, yaylalardaki arazisinde çarpık yapılaşmayı önleyemiyor. İletişim ve ulaşım çağında olmamıza rağmen yayladaki kaçak yapılaşmayı önlemek için ihbar mekanizmasının çalıştırılması lazım. Her önüne gelen rastgele bulunduğu yere bina kondurmamalı, bununla beraber ev yapmak isteyenlere de zorluk çıkarılmamalı. Mesken talebinde bulunan insanlara küçük mütevazi projeli olabilmesi için bir kaç değişik proje sunulmalı. Kaçak yapılaşma ancak bu şekilde önlenebilir.
Bazı devlet yetkililerinin ev yapmak isteyenlere 21. asırda ‘Kelif’ barınak önermeleri tuhaf bir anlayıştır. Eğer söz konusu endişe yaylaların bozulmasıysa, oralara dikilen elektrik direkleri doğal güzelliklerin görünümü daha çok etkilemektedir. Önemli olan ev ve yol yaptırmamak değil, düzenli bir yapılaşmaya imkan vermektir.”