Trabzon için Singapur modeli

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, bölgemizde ve özellikle Trabzon özelinde karşılaşılan en önemli sorunun yatırım arazisi üretilememesi olduğunu kaydederek Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı yetkililerinin Singapur’a yaptıkları ziyaret sonrası gündeme gelen

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, bölgemizde ve özellikle Trabzon özelinde karşılaşılan en önemli sorunun yatırım arazisi üretilememesi olduğunu kaydederek Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı yetkililerinin Singapur’a yaptıkları ziyaret sonrası gündeme gelen ‘Singapur Modeli’nin deniz dolgusuyla yatırım adaları oluşturarak, yatırımcıya tahsisinin örnek teşkil edebileceğini söyledi. 

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Bülteni’nin 13. sayısına açıklamalarda bulunan Vali Dr. Recep Kızılcık, Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi yönden geniş ve düz arazilere sahip olmayan bir bölge olduğunu kaydetti. Tabii ki bu durumdan kaynaklanan dezavantajlar olmakta birlikte bu coğrafi yapının başta turizm olmak üzere bazı alanlarda da avantajlar sağladığını kaydeden Kızılcık “Bu topografik ve iklimsel yapı bölgemizin cennetvari güzelliklere sahip olmasına imkan sağlamıştır.
 
Ancak sanayimiz bu yapı içerisinde belirli seviyede kalmıştır. İstihdamı artırmak için bugün gelişmiş ülkelerin hepsinde ihtiyaç varsa deniz dolgusu yapılmaktadır. İlimizde Avni Aker Stadı’nın yeri, lokasyonu uygun olmadığı için ve yeni yapılacak stat için de yeterli düz alan olmadığından
 
Akyazı’da yaklaşık 800 dönümlük bir arazi, deniz dolgusu ile oluşturulmuştur. Yeni stat ve diğer sosyal donatılar buraya yapılacaktır. Demek ki ihtiyaç olduğunda (Singapur’daki gibi) deniz de doldurulabilir. Trabzon’un güneye açılma yönünde yol çalışmaları yapılmaktadır. Deniz doldurularak, ki bu anlamda hazırlanan projeler vardır. Yatırım çekebilmek, yeni tesislere sahip olabilmek için bu yönde de çalışmalar yürütülmelidir” dedi.
 
“LOJİSTİK MERKEZLER ÖNEMLİ”
 
Yaşanılan dünyanın küresel bir dünya olduğunu, küresel ticaretin bugün 1 katrilyon dolara ulaştığını ifade eden Vali Kızılcık “Bunu daha kolaylaştıracak ve bundan daha fazla bölge olarak pay almamızı sağlayacak temel enstrümanlardan istifade etmemiz gerekiyor. Bu enstrümanlardan bir tanesi de lojistik merkezler uygulamasıdır. Bölgemizin deniz kenarı olması, Rusya, İran ve Kafkas pazarına çok yakın olması hasebiyle lojistik merkezin hem karasal hem de denizsel anlamda ulaşımı kolay olduğu için çok önemlidir.
 
Trabzon’u merkez olarak düşündüğümüzde deniz, kara ulaşımıyla çok müsait lokasyona sahiptir. 2023 kalkınma stratejisinde yer alan Erzincan-Trabzon demiryolu bağlantısının 2023’den önce tamamlanarak lojistik merkezin altyapısını oluşturan ulaşımda deniz, kara, demir ve hatta hava yolunu yerine getiren, bu koşulları sağlayan Trabzon’un bu merkez için çok önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
 
“DOĞU-BATI AKSLARI TAMAM SIRA GÜNEY-KUZEY AKSLARINDA”
 
Türkiye’nin doğu-batı karayolu ulaşım ağını neredeyse tamamlandığını hatırlatan Kızılcık “Şimdi ise kuzey-güney aksları yapılmaktadır. Bu akslardan kasıt başta Cankurtaran tüneli ile Hopa’dan Artvin’i takip ederek Ardahan ve Van, Ovit Tüneli marifetiyle Erzurum ve oradan Diyarbakır -Mardin ve Ortadoğu hattına bağlanmış olacaktır.
 
Yine Salmankaş Tüneli ile Bayburt-Erzurum ve Zigana’ya ikinci bir tünel ile kuzey-güney aksları gerçekleşmiş olacaktır. Kısacası ülkemiz hem yatay hem de dikey olarak hem Kafkaslarla, hem Rusya ile hem de Ortadoğu ile ulaşım ağını sağlayan bir ülke konumuna gelmektedir. Bu projelerin en önemlilerinden bir tanesi olan Ovit Tüneli’nin bitirilmesiyle güneyden kuzeye gelecek olan karayolu ulaşımında önemli kesişme noktalarından birisi olan Rize-Trabzon arasındaki lojistik merkezin kurulması, Trabzon ve Rize başta olmak üzere bölgemize çok ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.
 
Tabii ki lojistik merkezleri planlarken sadece yerel pazarları değil, uluslararası pazarları da dikkate alarak planlama ve programlama yapmalıyız. Bu çerçevede Rusya, Kafkaslar, İran ve hatta Asya ülkelerini göz önünde bulundurduğumuzda Trabzon’da gerçekleştirilecek olan lojistik merkezin bölgesel bir fonksiyonu olacağını çok rahatlıkla söyleyebilirim” şeklinde konuştu.
 
TIBBİ AROMATİK BİTKİLER VE BİYOENERJİ PROJELERİ
 
“Sağlık Turizmi” ve “Tıbbi aromatik bitkiler ve Biyo-enerji” projeleri hakkında bilgiler veren Vali Kızılcık, şunları söyledi:
 
“Ülkemizin 2023 hedefleri vardır. Bu hedefler içinde ihracat olarak 500 milyar dolar, kişi başı milli gelir olarak 25 bin dolar hedefi yer almaktadır. Bu hedeflere ulaşmak için ezberi bozup yeni mantalite ile katma değeri yüksek ürünleri üretmemiz ve bu anlamda da cari açığı düşürmemiz gerekmektedir. Bu amaca matuf farklı ama katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerin üretilmesi bu iddialı hedeflere ulaşmada elimizi güçlendirecek hususlardır.
 
Dünyadaki ve özellikle de gelişmiş ülkelerdeki nüfusun yaşlandığını ve yaşlandıkça da sağlık sorunlarının arttığını ve sağlık harcamalarının da bu ülkelerde çok pahalı olduğunu görmekteyiz. Bu hususları göz önünde bulunduracak olursak, genç nüfusa sahip ve bu alanda da son 10 yılda yaptığı yatırımlarla taraflı tarafsız dünyadaki tüm ülkelerin övgüsünü kazanmış ve hatta Dünya Bankası tarafından örnek olarak gösterilen ülkemizin ve bölgemizin, sağlık merkezi anlamında hedefler göstermesi, faaliyetler yürütmesi son derece kıymetlidir. Diğer önemli bir konu ekoturizm, ekotarımdır.
 
Bu da insanlığın karşı karşıya kaldığı, genetiği ile oynanmış ürünler ve gıdalar problemine karşı önemli alanlardan biridir. Bölgemizin diğer gelişmiş yerlere nazaran daha temiz, daha az kirletilmiş olduğunu düşünüyorum. Hele hele bunu ekoturizm ile birleştirdiğimizde bölgesel kalkınma anlamında önemli bir tercihtir. Dünya’nın en büyük sorunlardan biri enerji konusudur.
 
Özellikle fosil yakıtlardan elde edilen enerjinin çevreyi kirletmesi ve belirli bir süre sonra azalıp bitmesi, çevreye uyumlu biyo enerjiyi öne çıkmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından enerjimizi temin etmenin fevkalade önemli olduğunu düşünmekteyim. Biyo-enerjinin bu anlamda iyi bir alternatif olabileceğini, doğru bir seçim olduğunu düşünüyorum.”
 
DOĞU KARADENİZ İÇİN KIŞ TURİZMİ ÇALIŞMALARI
 
“Doğu Karadeniz’in Kış Sporları Turizm Potansiyelinin Harekete Geçirilmesi Projesi”nde gelinen nokta ile ilgili de açıklamalar yapan Vali Kızılcık “Bu proje bizim için çok önemlidir. Proje ile, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kış turizm olanakları ile kış sporlarının geliştirilmesi ve tüm dünyada ilgi gören doğa turizmi alanında bölgede yeni destinasyonların oluşturulmasına katkı sağlayacağız.
 
Proje kapsamında, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon illerinde kış turizmi alanlarının büyüklüğü ve kış turizm alanı kapasitesinin belirlenmesi, teleferik sisteminin bölgede kış turizm alanlarına yapılıp yapılmayacağının teknik durumunun değerlendirilmesi, kış turizm alanlarındaki barınma kapasitesinin ölçülmesi, sahalara ulaşım konusunda ağların ve yolların kapasitelerinin tespit edilmesi, yapılabilecek kış turizm aktiviteleri vb. konuları içeren 1 adet ‘Doğu Karadeniz Bölgesi Kış Turizm Olanakları ve Kış Sporlarının Gelişimi Master Planı’ hazırlayacağız. ‘Doğu Karadeniz Bölgesi Kış Turizm Olanakları ve Kış Sporlarının Gelişimi Master Planı’ hizmet alım işinin sözleşmesi imzalanmış olup, Haziran 2013 tarihi itibariyle tamamlanacaktır” şeklinde konuştu.
 
KALKINMA AJANSLARININ HİBE ÇAĞRILARI
 
“Kalkınma ajanslarının hibe çağrıları, özel sektörün motive edilmesinde, istihdamın oluşturulmasında, kalkınmanın yönlendirilmesinde ve altyapının oluşturulmasında önemli bir yer teşkil etmektedir” diyen Vali Kızılcık, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bununla beraber kalkınma ajanslarının eğitim faaliyetlerinde de çok yoğun olarak hem bölgesel kalkınma planlarının hem de uygulamadaki plan ve programlarının hazırlanmasında da önemi büyüktür.
 
Bunlardan daha önemlisi kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kamu görevlilerinin ve özel sektörde çalışan yetkililerin proje hazırlama mantığı ve projeyi değişen koşullara adapte edebilecek kapasiteye ulaşabilecek noktaya gelmesi noktasında eğitim faaliyetlerine daha fazla yer vermesi lazımdır. Gerçekten dünyamız ve küresel piyasalar çok hızlı bir şekilde değişiyor. Onlara cevap verebilmek, onlarla rekabet edebilmek için tüm kamu kurum kuruluşlarının ve özel sektörün bu değişime hazır olması gerektiği gibi, yeri geldiğinde de değişimi yönetebilecek pozisyonda da olmalıdır.
 
Bu anlamda çok iyi bir idari kapasiteye sahip olan kalkınma ajanslarının projeye dayalı kalkınma eğitimlerini, uluslararası kuruluşlarla bağlantılı ve onların katılımlarıyla hem konferans hem de meslek içi eğitim şeklinde faaliyetler olarak yürütmelidir. Ayrıca ilin ve bölgenin kalkınmaya yönelik ani çıkan ihtiyaçlarını da kalkınma stratejisi çerçevesinde karşılayabilecek daha esnek uygulama programlarına da destek vermesi gerektiğini düşünüyorum.”

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Bölgesel Haberleri