Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği ile ortaklaşa yürütülen 'Türk Denetimli Serbestlik Hizmetlerinde Suça Sürüklenen Çocuklar ve Suçtan Zarar Gören Mağdurlarla İlgili Çalışmaların Geliştirilmesi Projesi'nin sunumu Trabzon'da yapıldı.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu'nda yapılan bilgilendirme sunumuna Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanı İsmail Kantaş ve Eşleştirme Danışmanı Mary Anne Mc Farlane konuşmacı olarak hazır bulunurken, toplantıda proje kapsamında oluşturulması planlanan müdahale programları ile kurumlar arası işbirliği çerçevesi ele alındı.
Açılış konuşmasını yapan Trabzon Başsavcısı Gökhan Karaburun, ceza ve adalet sisteminin sürekli yenilendiğine dikkat çekerek "Suç ve suçlu ile mücadele ilkel toplumlardan çağdaş toplumlara kadar tüm insanlığın ortak sorunu. Bu kapsamda ceza adalet sistemleri sürekli yenileniyor, toplumun ihtiyaçlarına göre güncelleniyor. Ülkemizde 2005 yılında ceza adalet sistemlerimiz bütünüyle değişti. Bu değişiklikler esasen Temel Hak ve Özgürlükler çerçevesinde uluslararası sözleşmeler ve evrensel kriterler esas alınarak yapılan değişikliklerdir. Bu reform niteliğindeki değişikliklerinden en önemlilerinden bir tanesi de tartışacağımız konunun içinde olan denetimli serbestlik hizmetleri.
2005 yılında denetimli serbestlik hizmetleri Türkiye genelinde 133 merkezde faaliyete geçti. Denetimli serbestliğin temel amacı suç işleyen kişileri topluma yeniden kazandırma ve rehabilite etmek, mağduru korumak. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında mahkemeler tarafından verilen koruma tedbirlerinin takibini yaparak bir nevi cezaevlerindeki mevcudu azaltmak" dedi.
Yerleşik Eşleştirme Danışmanı Mary Anne Mc Farlane ise eşleştirme projenin özünün ortaklık olduğunu kaydederek "Ben İngiltere'de üst düzey denetimli serbestlik bölgesi yöneticisiydim ve buraya da ikinci görev olarak Yerleşik Eşleştirme Danışmanı olarak çalışmaya geldim. Eşleştirme Projesi münasebetiyle buradayım. Bu eşleştirme projelerinin özü aslında ortaklık. Denetimli serbestlikte olduğu gibi yine denetimli serbestliğin özünde de aynı şey var diyebilirim, ortak çalışma işbirliğini gerektiriyor. Böylelikle suçun azalltılması yönünde ve suçtan meydana gelen zararları bertaraf edilmesi yönünde ortak adımlar atılabilir. Burada Türk meslektaşlarımla birlikte iken Türkiye'de yaşamını devam ettirirken pek çok yeni şeyler öğreniyorum" diye konuştu.
Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanı İsmail Kantaş ise projenin Avrupa Birliği destekli proje olduğunu belirterek şunları söyledi:
"2005 yılında Türk hukuk sistemine denetimli serbestlik adı altında bir birim ve sistem gelmiştir. Aslında alternatif bir infaz sistemidir. Temel amacı da mağdurun korunması, suçun azaltılması, faillerin toplum içersinde özellikle çocukların toplum içersinde topumla birlikte rehabilite edilerek topluma kazandırılmasıdır. Birinci amacımız budur. İki hassas konumuz var, mağdurlar ve çocuklar. Seminerimizin konusu bunları oluşturmaktadır. Bu semineri İngiltere hükümeti ile birlikte yürüttüğümüz Türk denetim serbestlik hizmetlerinde göçmen ve mağdurla ilgili çalışmaların geliştirilmesi eşleştirme projesi adı altında yürütüyoruz. Avrupa Birliği destekli bir projedir. 21 ay sürecektir, şu anda 11. ayındayız. 2 milyon Euro bütçesi vardır. Alt yapı olarak bizde hiç bir şey eksik değil. Bizde başlangıç aşamasında eksik olan tek şey koordinasyon ve işbirliği. Bütün toplum kesimleri hep birlikte ele ele vererek bu konudaki işbirliğini gerçekleştirmek suretiyle bu işin altından kalkabiliriz. Bir kere suç işleyen kişiye arkamızı dönemeyiz, itemeyiz, kenara da bırakamayız. Özellikle de çocukları."
Bilgilendirme sunumuna bazı daire amirleri, savcıların yanı sıra bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.