Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Vakfı'nın, Kanuni'nin doğumunun 516. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlediği program, kent merkezindeki Uzun Sokak'ta "Kanuni yürüyüşü" ile başladı. Yürüyüşe Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Köse ile diğer ilgililer, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
Trabzon Belediyesi mehter takımı eşliğinde, "temsili" Kanuni Sultan Süleyman'ın da katıldığı yürüyüş, Ortahisar Mahallesi'ndeki Kanuni Evi önünde tamamlandı.
Buradaki törende konuşan Vali Kızılcık, Kanuni Sultan Süleyman'ın ayırt edici özelliğinin, adaletle hükmetmesi ve adil olması olduğunu belirterek,
"Kanuni'yi her geçen gün daha iyi anlamaya çalışmamızın, onu daha coşkuyla sahiplenmemizin nedenlerinden birisi de içinde yaşadığımız çağın karmaşa ve huzursuzluklar çağı olması, adaletsizliklerin had safhalarda olmasından kaynaklanıyor olsa gerek" dedi.
Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ali Baki ise 1495 yılında Trabzon'da doğan cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın, kente gelen imparatorluğun en iyi eğitimcileri tarafından eğitildiğini vurgulayarak,
"Trabzon adeta imparatorluğun kültür ve eğitim merkezi haline gelmiş, Kanuni de bu eğitim sonunda 25 yaşında imparatorluğun başına geçmiştir" diye konuştu.
Kanuni Sultan Süleyman'ın Kanunnamesi'nin önemine değinen Baki,
"Hukuksuzluklarla dolu bir dünyada 1500'lü yıllarda Kanuni adını almanın ne anlam ifade ettiğini sizlerin takdirine bırakıyorum. Kanunnamesi'ndeki 'Benim ülkem sınırları içinde her kim suç işlerse eşit suça eşit ceza uygulanır' maddesi bugünkü modern hukukun esasıdır. Bu nedenle Kanuni, 'Kanuni' lakabı taşıyan tek devlet adamıdır" dedi.
-"HAREM AYNI ZAMANDA BİR OKULDUR"-
Baki, son dönemde bir televizyon kanalında yayımlanan "Muhteşem Yüzyıl" dizisiyle ilgili de görüşlerini açıklayarak, şunları kaydetti:
"Bu dizinin tamamen kurgudan ibaret olduğu ve tarihi gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığına inanıyorum. Arabesk mantığı ile kaleme alınmış ve sahnelenmiştir. Verilmek istenen mesajda muhteşemlik olmadığı gibi o tablodan da muhteşemliğe ait hiçbir sonuç çıkamaz. Harem, padişahın evi olduğu gibi aynı zamanda bir okuldur. Devlet erkanının eşlerinin yetiştirildiği bir kurumdur. Çünkü devletin ileri gelenlerinin o kurumda eğitim almamış birisiyle evlenmesi mümkün değildir. Haremi okul haline getiren, bir devşirmeyi valide sultanlık makamına yükselten, bazılarınca beğenilmeyen bu sistem. "