Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu, ''Mevcut kıyı kenar çizgisi hiç de doğal yapısına uygun geometrik bir yapı göstermeyip, vatandaş ve devlet adına sorunlara neden olmaktadır'' dedi.
Prof. Dr. Yomralıoğlu, yaptığı açıklamada, deniz sularının çekildiği nokta ile maksimum olduğu noktanın ortalamasının kıyı çizgisi, bu çizgiden itibaren kumsalın bittiği yere kadar olan noktanın ise kıyı kenar çizgisi olarak adlandırıldığı söyledi.
Kıyı kenar çizgisinin bayındırlık il müdürlüklerince teknik olarak tespit edilerek il idare kurulu kararı ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı onayıyla kesinleştiğini belirten Prof. Dr. Yomralıoğlu, ''Kıyı kenar çizgisi, özel mülkiyetin sona erdiğini göstermektedir. Kıyı şeridi içinde kalan alanlar devletin tasarrufunda olup özel mülkiyete konu olamazlar. Çünkü Anayasamızın 43. maddesi kıyıların devletin tasarrufunda olduğunu belirtmektedir'' diye konuştu.
Geçmişte kıyı kenar çizgisi belirlenirken eski teknikler kullanıldığını ve elde edilen verilerin 1/25000 ölçekli haritalara kaydedildiğini bildiren Prof. Dr. Yomralıoğlu, şunları kaydetti. ''Şu andaki mevcut kıyı kenar çizgisi hiç de doğal yapısına uygun geometrik bir yapı göstermeyip, vatandaş ve devlet adına sorunlara neden olmaktadır. Ülkemizde, kıyıda yerleşim bulunan illerde tapu iptal davaları gündeme gelmeye başlamıştır. Asliye hukuk mahkemelerince görülen bu tapu iptal davaları Yargıtay tarafından da onaylanmakta ve bu durumdaki parseller tapu kayıtlarından düşülmektedir.''
Prof. Dr. Yomralıoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin konuyla ilgili Türkiye'yi de bağlayıcı bazı kararları olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''Devlet tarafından tapusu ve ruhsatları verilmiş mülklerin yok sayılması elbette mümkün değildir. Yargıtay'ın bu bağlamdaki karar gerekçesinde, 'Kişinin mülkiyet hakkı sona erdirilirken karşılıklı hak dengesinin sağlanması için mülkiyet hakkı sahibine tazmini nitelikte bir bedelin ödeneceği de kuşkusuzdur.
Hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem de Yargıtay'ın içtihat kararlarına göre devlet artık, kıyıdaki arazilerin kamuya mal edilebilmesi için tapu sahiplerine tazminat ödemek zorundadır. Bugünlerde bedelsiz tapu iptallerine giden idareler, artık bu işlemleri daha dikkatli yapmalıdır.'' Prof. Dr. Yomralıoğlu, kıyı kenar çizgilerinin bu haliyle, geçmişte olduğu gibi gelecekte de özel ve kamu mülkiyeti adına kaosa neden olacağına dikkati çekerek, ''Bu amaçla gerekli girişimler bir an önce başlatılarak, kıyılarımızın geleceğini güven altına alacak özel bir kıyı yönetim anlayışı uygulamaya konulmalıdır'' dedi.