Trabzon'da ele geçirilen 9 el bombası ve kalaşnikof ile bu silaha ait mermilerin Trabzon'a getirilip satılmak istenmesine ilişkin dava kapsamında aranırken Hollanda'da yakalanıp Türkiye'ye getirilen Selahattin Yılmaz'ın yargılanmasına devam edildi.
Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Hollanda'da yakalandıktan sonra getirildiği Trabzon'da çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine konulan Selahattin Yılmaz katıldı.
Duruşmada ifadesi alınan Yılmaz, davanın sanıklarından Ferhat Rogop, Hasan Akyüz ve polis memuru Selahattin Şener'i tanıdığını, diğer sanıkları tanımadığını ifade ederek, silah ya da bomba ticareti yaptığı yönündeki iddiaları kabul etmedi.
Yılmaz, olay öncesi tanıdığı Ferhat Rogop'a bir ihalede yardımcı olmak için içinde evraklar olan çanta gönderdiğini, çantada kesinlikle silah ya da bomba bulunmadığını ancak Rogop'un ihaleyi kaybedince kendisine iftira attığını öne sürdü.
Kendisinin oldukça zengin olduğunu söyleyen Yılmaz, ''Hakkımdaki suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Ben zaten zenginim o yüzden silah ya da bomba kaçakçılığından kazanılacak paraya ihtiyacım yok'' dedi.
Mahkeme heyeti de eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
-OLAYIN GEÇMİŞİ-
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, bir ihbardan yola çıkan polislerce, 12 Aralık 2008'de, İbrahim Hacıhamzaoğlu'nun Trabzon'un Yomra ilçesi Kaşüstü mevkisindeki evinde yapılan aramada, 7.65 milimetre çapında tabanca, şarjör ve 8 mermi, kayınpederine ait Çınarlı köyündeki kümesin duvar dibinde toprağa gömülü halde kalaşnikof, şarjör ve 420 mermi ile 1 el bombası, Hasan Akyüz'ün Erdoğdu Mahallesi'ndeki evindeki çamaşır makinesi ve fırında 8 el bombası, Selahattin Şener'in Ankara'daki evinde ise ruhsatsız tabanca ve av tüfeği ele geçirildiği belirtiliyordu.
El bombalarının seri ve kafile numaralarının, daha önce İstanbul, Tekirdağ, Osmaniye, Van, Adana, İzmir ve Şanlıurfa'da meydana gelen bazı olaylardaki el bombalarıyla benzerlik gösterdiğine dikkat çekilen iddianamede, diğer illerdeki olaylara ilişkin soruşturma evrakının da dosyaya konulduğu ifade ediliyordu.
İddianamede, sanıklar Selahattin Yılmaz, Selahattin Şener, Hasan Akyüz, Ferhat Rogop, Fikret Özcan, İbrahim Hacıhamzaoğlu, Cem Hacıhamzaoğlu, Bülent Odabaş, Ömer Ayvaz, Bayram Keskin ve Namık Kemal Erdoğan'ın, ''Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi, ruhsatsız ateşli silahların bulundurulması, taşınması, satılması, satılmasına aracılık edilmesi'' ile ''suçu bildirmemek'' suçlarından cezalandırılması talep ediliyordu.
Bir süre önce kararını açıklayan mahkeme heyeti sanıklardan Hasan Akyüz'ü ''uzun namlulu silah satmak'' ve ''9 el bombası bulundurmak, nakletmek ve satmak'' suçlarından toplam 10 yıl 5 ay, Selahattin Şener'i ''el bombası bulundurmak'', ''uzun namlulu silah taşımak'' ve ''tabanca bulundurmak''tan 9 yıl 2 ay, Ferhat Rogop'u ''el bombası bulundurmak'' ve ''uzun namlulu silah bulundurmak''tan 8 yıl 4 ay, İbrahim Hacıhamzaoğlu'nu da ''uzun namlulu silah bulundurmak'' ve ''el bombası satın almak''tan 7 yıl 6 ay hapse mahkum etmişti.
Diğer sanıklardan Cem Hamzaoğlu'na ''uzun namlulu silah ve bomba satın alma suçlarına yardım etmek''ten 3 yıl 4 ay, Ömer Ayaz ile Namık Kemal Erdoğan'a ''uzun namlulu silah taşıma ve patlayıcı maddeyi nakletme suçlarına yardım etmek''ten 4 yıl 2'şer ay hapis cezası veren heyet, Bayram Keskin'i ''suçu bildirmemek''ten, Bülent Odabaşı'nı ise ''suça iştirak''ten 5'er ay hapisle cezalandırmıştı.
Keskin ve Odabaşı'na verilen cezayı, her ikisi de sabıkalı olan bu sanıkların bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığı için denetimli serbestlik uygulamasına çevirmeyen mahkeme heyeti, ''silah ticareti yapmak'' ve ''patlayıcı madde bulundurmak'' suçlarından yargılanan Fikret Özcan'ın ise delil yetersizliğinden beraatına karar vermişti.
Mahkeme heyeti, karar açıklandığı tarihte yakalanamayan Selahattin Yılmaz'ın yakalanamaması dolayısıyla hakkında bir hüküm kurmamıştı.