Trabzon’un Sürmene ilçesi Ağaçbaşı Yaylası’nda bulunan, endemik ve nesli tehlikede bitki ya da hayvan türlerini içinde barındıran, Türkiye’nin en büyük turba bataklığını korumak için seferberlik başlatıldı.
Trabzon Tarihi ve Doğal Değerleri Koruma Derneği (TDDKD) tarafından yapılan proje ile, aynı zamanda Türkiye’nin en yüksek turba bataklığı alanındaki canlı yaşamın korunması için toplumsal farkındalık sağlanmaya çalışılıyor.
Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF Türkiye) ‘’Türkiye’nin Canı Programı’’ kapsamında hibe olarak desteklenen proje hakkında açıklamalarda bulunan Trabzon TDDKD Başkanı Yard. Doç. Dr. Coşkun Erüz, ‘’Son yaşam alanları turbalıklar olan çok sayıda canlı var. Hedefimiz bu bölgenin doğal SİT alanı olarak ilan edilmesi’’ dedi.
Ağaçbaşı Yaylası ve Turba Bataklığı, Trabzon İli Köprübaşı ilçesinin güneyinde, ilçeye 30 kilometrelik orman yolu bağlantısı bulunan, 2 bin 100 metre yükseklikte.
Alan, başta böcek yiyen ile bataklık yosunu bitkisi, Kafkas kurbağası ile semender türleri olmak üzere endemik ve nesli tehlikede canlı türlerini bünyesinde barındırıyor. Ayrıca bataklık çevresinde de dağ zambakları ve birçok endemik orkide türü de mevcut. Türkiye’nin en büyük ve tehdit altında olan yüksek rakım bataklığı. Alanda koruma için çalışmalar başlatılmış olmasına, TDDKD tarafından 2008’de ‘’doğal SİT alanı’’ başvurusu yapılmasına karşın, henüz koruma statüsüne kavuşmadı.
TDDKD hazırladığı projede, Sürmene ve Köprübaşı kaymakamlıkları, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Milli Parklar Trabzon Müdürlüğü ile TEMA Vakfı da katılımcı olarak yeralıyor.
Projeye ilişkin açıklamalarda bulunan Trabzon TDDKD Başkanı ve TEMA Trabzon Temsilcisi Coşkun Erüz projenin, ender ve tehlike altındaki yüksek rakım turba bataklıklarından Ağaçbaşı Turbalığı'nın ekosistem bütünlüğünü ve tür çeşitliliğinin devamlılığını amaçlamadığını söyledi. Bataklığın, sadece turbalıkta yaşayabilen böcek yiyen (Drosera rotundifolia) bitkisini ve turbalık oluşumunda önemli yeri olan bataklık yosunu (Sphagnum sp.) gibi türleri barındırdığını belirten Erüz, ‘’Turbalıklar, ekolojik önemleri bilinmediği ve tanınmadıkları için son yıllarda hızla yok olmaktadır.
Çünkü yakacak olarak kullanılmakta, sera yetiştiriciliğinde faydalanılmakta ve yerel halk tarafından drenaj kanalları açılarak kurutulmaktadır. Bununla birlikte, hızlı yapılaşma ve doğanın kirletilmesi de turbalıkların yok olmasına neden olmaktadır. Turbalık alanlar ve üzerinde yaşayan türler ülkemizde çok fazla bilinmemektedir. Proje ile ülkemizde bulunan turbalık alanlar için örnek oluşturularak, bu alanların öneminin yaygın bir şekilde anlaşılması sağlanacaktır’’ dedi.
Erüz, endemik türler ve yaşam alanları ötesinde dünya çapında yüzde 3’lük bir alan kaplamalarına karşın turbalık (bataklık) alanların en önemli karbon tutucusu olduğunu, bataklıkların zarar görmesi halinde doğaya daha fazla karbon salınacağından, bunun doğal yaşama etkisinin olumsuz olacağını söyledi.
Erüz, proje konusunda 3 ayı aşkın bir süredir özellikle bu konuda eğitim gören öğrencilere yönelik eğitim çalışmalarının yapıldığını; bir yıla dağılan proje ile vatandaş, kamu kurum idareciler ve karar vericiler nezdinde de eğitim çalışmasının gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.