Trabzon’un turizm pastasından aldığı pay her geçen gün artıyor. 2010 yılı sonu 1,3 milyon lira olan turizm gelirleri, 2011 yılı eylül ayı sonu itibariyle 1,5 milyon liraya ulaştı. Trabzon’da tarihi mirasa verilen önemin ve ulaşım imkanlarının gelişmesi gelen turist sayısını arttıran en büyük etkenler oldu.
Konuyla ilgili bilgi veren Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız, Trabzon’un Doğu Karadeniz Bölgesi’nde turizm anlamında her geçen gün önemini arttıran ivme kazanan bir il olduğunu altını çizdi. Kansız “Trabzon’daki tarihi güzellikler, doğal güzellikler, bir liman kenti oluşu, kara-hava ulaşımının gelişmesiyle birlikte Trabzon’a gelen turist sayısında her geçen yıl artış yaşanıyor. Zaten Trabzon bölgenin turizm anlamında olmazsa olmazıdır.
Karadeniz Bölgesi’ne gelen turistlerin büyük bir çoğunluğu yapılan araştırmalarda, başta Sümela Manastırı ve Uzungöl olmak üzere, Trabzon’u tercih ettiğini görmekteyiz. Sadece tarihi ve doğal mirası için değil, Trabzon folkloruyla, yaşam tarzıyla ve kültürel birikimiyle turistleri etkilen bir ilimizdir. Trabzon bu noktaya tanıtım faaliyetlerinin inanılmaz boyutlara ulaşmasıyla gelmiştir.
Yerli ve uluslar arası fuarlara katılarak Trabzon’umuzun tanıtımı için elimizden gelenin fazlasını yapmaktayız. İzmir’deki Turizm Fuarı’nda Trabzon’un yabancı tur operatörleri tarafından tercih edilen bir il olduğunu gözlemledik” dedi.
Bakanlıklar ve Valilik tarafından büyük destek aldıklarını ifade eden Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız “Trabzon bu gün turizm tesisi bakımında yeterli olmayabilir ama Valilik ve Bakanlığımızın sağlamış olduğu imkanlarla kentimize yeni tesisler kazandırılmaya devam ediliyor. Bu tesislerin yapılmasıyla artan yatak kapasitesi sayesinde günlük kalma sürelerinin artacağını düşünüyoruz. Her zaman rekabetin olduğu yerde başarı vardır, Trabzon’da bu başarıyı sağlayacak kapasitededir” diye konuştu.
“EN ÇOK UZUNGÖL VE SÜMELA MANASTIRI ZİYARET EDİLİYOR”
Trabzon’a gelen turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerlerin başında Uzungöl ve Sümela Manastırı olduğunu belirten İsmail Kansız “Gelen turistler Öncelikli olarak Uzungöl ve Sümela Manastırı’nı gezdikten sonra şehir merkezine dalıp, Ortahisar, Meydan civarına, Atatürk Köşkü’ne, Memişağa Konağı’na, Akçaabat Orta Mahalle’ye uğrayarak gezilerini devam ettiriyor.
Bu gezilerde ziyaretçilerimizin sadece tarihi ve doğal zenginliklerimiz değil kemençemizin sesi, kuymağımızın lezzeti, kayanamızın kokusu, hamsinin eşsiz lezzeti, Kalkanoğlu Pilavı da ilgisini çekiyor. Tüm bu değerlerimizi korumak geliştirmek adına çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Mevcut güzelliklerimizi korumanın haricinde sektör çalışanlarının da eğitimlerine önem verdiklerini belirten İsmail Kansız “ Yıl boyunca sektöre yönelik eğitim çalışmalarımız devam etmekte, bunun neticesinde daha kaliteli hizmetin getirilmesi anlamında gayretlerimizi sarf ediyoruz. Bölgemizdeki turizme dönük en büyük arzumuz turizm çeşitlendirilmesi ve buna bağlı olarak kalış sürelerinin arttırılmasıdır.
Bu amaçla turistin bölgede vaktini geçirebilecek alternatif alanların oluşturulması için yerel yönetimlerle birlikte Trabzon’un doğasına, kültürüne uygun çalışmalar yapmaktayız. Turizm Master Planı çerçevesinde turizm altyapı çalışmalarına bağlı olarak ulaşımın gelişmesi için çalışmalar yapılıyor. Bu maksatla Saklıkent görünümünde olan Santa Harabeleri yolunun Arsin-Yanbolu Vadisi kısmında yol çalışmalarımız var. Bu çalışmalara yaklaşık 1 milyon lira yatırım yapıldı” ifadelerini kullandı.
Trabzon’a gelen turist sayısındaki artışın kendilerini mutlu ettiğini söyleyen İsmail Kansız “Geride bırakmakta olduğumuz yıl itibari ile Uzungöl’e 30 bini Arap ülkesi vatandaşı olan 300 bin turist geldi. Ortadoğu ülkelerinden gelen bu vatandaşlarımız, denizi, suyu, temiz havayı, yeşili seven bu değerlere hasret insanlar.
Dünyadaki iklim değişikliğinden en az etkilenen il olarak da Trabzon Arap ülkeleri insanlarının turizm tercihlerinde ilk sıralarda yer alıyor. Turistlerin ikinci durak yerleri ise Sümela Manastırı oluyor. Sümela’yı daha çok yabancı turistler ziyaret ediyor. Bunda da Manastır’ın inanç turizmine açılmasında büyük etkisi oldu” dedi.
TRABZON KRUVAZİYER TURİZMİNİN TÜRKİYE’DEKİ BEŞİNCİ LİMANI
Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız bu sene deniz turizmiyle ilgili önemli gelişmeler yaşandığını da belirterek şunları söyledi:
“Kruvaziyer turizmi dediğimiz, deniz yoluyla gelen turist sayısında artık Trabzon’da söz sahibi bir kent haline geldi. Bu yıl 19 gemi Trabzon’a gelmiş bu gemilerle birlikte 15 bin turist bölgemizi gezme fırsatı bulmuştur. Türkiye’de kruvaziyer turizminde söz sahibi olan Bodrum, Antalya, İzmir ve İstanbul yanında Trabzon’umuz 5. liman haline gelmiştir. Trabzon’daki müze ve ören yerlerine gelen turist sayısında büyük artış oldu.
Global olarak baktığımızda büyük artışların olduğunuz söyleyebilirim. Yıl sonu gelmediğinden net rakamlar veremiyoruz yalnız yabancı sayısında çok büyük bir artış var. Bu artışın kaynağı olarak EYOF’un Trabzon’a kazandırılması, Sümela Manastırı’nın inanç turizmine açılmasını söyleyebiliriz. EYOF, Trabzon’u hem sportif anlamda hem de yapılan tanıtımlarla kültür mirası bakımında dünya kentleri arasına sokmayı başarmıştır.”
Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız, yapılan tanıtımların turizme ivme kazandırdığına vurgu yaparak “Trabzon’u 2011 yılı içerisinde yaklaşık 500 bin kişi ziyaret ederken, geçen yıl 1,3 milyon lira olan turizm gelirleri bu yılsonu gelmeden Eylül ayı itibariyle 1,5 milyon liraya ulaşmıştır. Yaz tatilinin Ramazan’a denk gelmesi nedeniyle yerli turist sayısında bir düşüş yaşandı. Bu düşüşün Ramazan ayından kaynaklı olmasına en büyük kanıt 9 günlük bayram tatilinde Trabzon’a gelen 19 bin 710 kişi olarak söyleyebilirim. Buna bakarak da şunu söyleyebiliriz; Trabzon artık ara tatillerde tercih edilen bir kent haline gelmiştir.
Yerli ve yabancı turistlerin sayısındaki artışla birlikte konaklama yerlerimizdeki doluluk kapasiteleri yüzde 70’in altına düşmemiştir. Bu sayıları arttırmak için butik oteller yapılmasına önem veriyoruz. Bu amaçla Memişağa Konağı’nın yanında tarihi bir ev daha kamulaştırıldı, büyük ihtimalle de butik otel haline dönüşecek.
Ortahisar mahallemizdeki tarihi dokuyu ön plana çıkarmak için çalışmalarımız devam ediyor. Aynı şekilde Akçaabat Orta Mahalle’deki çalışmalarımız da sürmekte. Bittiğinde inşallah Akçaabat Orta Mahalle’miz Trabzon’un Safranbolu’su haline gelecektir. Bunun yanında Ayasofya Müzesi’nin çevre düzenlemesi ve Uzungöl’deki çalışmaların tamamlanmasıyla gelen turist ve konaklama sürelerinde büyük artışların olacağından eminim” şeklinde konuştu.